MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN DİKKATİNE
Sayın bakanım Nisan ayının içindeki (teog) sınavından sonra ortaokul son sınıflarının durumlarının ne olduğunu inceletmenizi bekliyoruz. Çünkü (teog) sınavından sonra öğrencilerin %50’si devam etmiyor. Belli zamanlarda yazılıları varsa ona gelip yine devamsızlık yapıyorlar bu durum hem devlet okullarında hem de özel okullarında aynı. Hele 19 Mayıs tarihinden sonra ortaokulun neredeyse tamamı, ilkokulların da yine büyük çoğunluğu devam etmiyor. Hani eğitim ve öğretim süresi 185 gün idi nerede bana uyum sağlamak. 185 iş günlük eğitim ve öğretim neredeyse 160 günler civarına düşüyor. Buna acilen çare bulmak lazım. Eğer programı 160 gün içinde bitirebiliyorsak 185 iş gününe ne gerek var.
Bu duruma çare bulabilmek için öncelikle (teog) sınavının sene sonuna yakın alınmasında fayda var. Böylelikle sınavda sorular çıkar diye program konularını sıkıştırarak bitirilmesi önlenmiş olur. Konular bitirilmediği için devamsızlık olmaz, bu arada devam takip işinin de bütün okullarda titizlikle uygulanması ve bunun takip edilmesi gerekmektedir. Bir de müfredatta sınıfların konuları zayıflatıldığı için ona göre ders saatleri de çok olduğundan müfredattaki konular çabuk bitiyor. Ondan sonra öğrenciyi doyurmak öğretmenin özelliğine kalıyor. Öğretmeninde o özel beceriyi kazanması için hizmet içi eğitimlerin aralıksız olarak uygulanmasının şart olduğuna inanıyoruz. Çünkü yazılı kaynaklar ne kadar iyi olursa olsun onun lideri canlı kaynak öğretmendir. Bu nedenle öğretmenin iyi yetiştirilmesi eksiğinin hizmet içi eğitim programlarıyla tamamlanmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Eğitim ve öğretimin başarılı olması zamanın iyi ve tam olarak değerlendirilmesi okul- aile- öğretmen üçgeninin iyi işlemesinden geçer. Onun için bu üçgenin iyi ilişkiler içinde olması rehberlik servislerinin iyi çalışması, rehberlik servisinin sahip olacağı bilgilerin sınıf öğretmenleriyle paylaşılması, veli ve öğrenci hakkında ki bilgilerin dosyalanması, her halde velilerden yardım istenmesi ve okul olarak da yeri geldikçe velilere yardımcı olunması, bu üçlü arasında problem çıkarılmaması şayet problemler olursa bunun da en doğru halde çözüme kavuşturulması yine eğitim kurallarının en önemli halkasıdır.
Hiçbir çocuk eğitilemez olmaz, yalnız kuralları iyi uygulamalı hataları iyi tespit etmeli, çözüm yollarını bilmelidir. Bunda da en önemli aktör yine öğretmendir. Zamanımızda aileler arasında boşanmalar, geçimsizlikler maalesef istenmeyecek kadar çoğaldı. Anne babası ayrı çocuklarda problemler çokça yaşanmakta anne babanın hatasına çocuklar kurban edilmekte. İşte burada yine en iyi görev okula öğretmenlere düşmektedir. Çocuğu zararlı durumdan hatalardan kurtarmak eğitimcilerin işi olup okul- aile- öğretmen ilişkileri öne çıkmaktadır. İşin özeti eğitim ve öğretimin temel taşı öğretmendir. İyi yetiştirilmesi öğretmene destek olunması şarttır. Eğer çocuğumuzu seviyorsak eğer milletimizin geleceğini düşünüyorsak öğretmene değer verilmelidir. Öğretmende o değere layık olmalıdır. Öğretmenlerimizin bu sorumluluk içinde olduğuna inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.