Metin ERSOY! (Kalipso Kralı)

Yağmurlu hafta sonu Pazar akşamı dönüyoruz Beypazarı gezimizden. Ankara Kayaş’tan sonra minibüsümüz üç şerit halindeki araba kuyruğuna takıldı kaldı. Ankara yönüne gelişteki yoldan hiç araç geçmiyor. Beş on dakika geçmedi ki karşı boş yoldan sirenlerin sesini duyuyoruz. Polis, ambulans ve çekici aracı hızla geçip gidiyor. Bir saate yakın adım adım ilerliyoruz. Ön koltuktayım. Çekiciye yüklenmiş neredeyse preslenmiş olan otomobili görüyoruz. Diğer iki araç daha bekliyor yüklenmeyi… Yıllardır Kırıkkale-Ankara yolu, yap - boz tahtasına döndü. Biz ilerlemeye başladık rahatladık. Ankara’ya gidiş neredeyse üç dört şerit Elmadağ’a kadar…

Gece haberlerinde duydum. 1960 ve 1970 yıllarında İlham Gencer’in “Kalipso Kralı” diye nitelendirdiği Metin Ersoy’un ölüm haberini.

1934 yılında İstanbul’da doğdu. 1960 yılında İlham Gencer ile tanıştıktan sonra, onunla ve Ayten Alpman’la birlikte çalışmaya başladı. Harry Belafonte’nin şarkılarını söylemeye başladı. 1969 yılında Gar ve Çakıl gazinolarında çalıştı. 1970 yılında herkesin yaptığı müzikten farklı olarak Karayip Adaları’nın halk müziği olan kalipso tarzı “Vakit Yok Gemi Kalkıyor” adlı şarkısı hafızalarımızdan çıkmamıştır.

Vakit yok gemi kalkıyor artık

Ah o gemide ben de olsaydım
Açık denizlere yol alsaydım
Vız gelirdi her şey inan bana
Yeter ki ben sana varsaydım….

Hayat hikayesine bir göz atalım;

Koyu bir Vefa Spor taraftarı olan saat tamircisi babasından dolayı Vefa Kulübü’nün içinde büyüdü. Gençliğinde futbol oynadı, hatta Galatasaray’da oynadı. Fakat 1961 yılında üzerine kaleci düşünce kolu çıkmış ve futbola veda etmiş. 12 yaşındayken, babası bir Rum kadını ile tanışıca evi terk etmiş.

Yeni Kolej’de okudu. 14 yaşından itibaren aklı hep müzik ve tiyatroda olan sanatçı, müzik öğretmeni Zeynep Değirmencioğlu’nun babası aynı zamanda film ve senaryolar da yazmakta olan Hamdi Değirmencioğlu’ydu. 1956 yılında kız ile birlikte “Papatya” filminde oynatmıştı.

1953 yılında liseye öğleden sonra devam ederken konservatuvara devam etmekte ve akşamları da dans dersi vermekteymiş. 1955 yılında il kez şan Sineması’nda filmden önce şarkı söylemiştir.

1956 yılında İzmir’de askerliğini yaparken İngilizce bildiği için onu Kore Savaş’ına tercüman – teğmen olarak gönderdiler. Gidiş süresi 1 ay olan yolculukta söylediği şarkılarla yolcuları ve mürettebatı eğlendirmişti. Kore’de de Amerikan birliklerine şarkı söyledi. Amerikalılar onu Karayip müziğinin ünlü sesi Harry Belafonte’ye benzettiler. Türkiye’de kalipsoyu tanıtmayı kafaya koydu.

Kore’den ve askerden dönünce bir hafta sonra havaalanında yolcu servisinde işe başladı. Aynı yerde Göksel Arsoy’da işe başladı fakat bir hafta sonra akılları müzik ve sinemada olduğu için işten kovuldular.

Filmleri: Sonbahar Yaprakları, Boş Yuva, Gecelerin Ötesi, Papatya.

45’lik Plakları: