La Boheme
Diyeceksiniz ki, bu da ne! Vallahi bende bu yaşta yeni görüp seyredeceğim. Kendim davetiye alıp gitmiş değilim. Gönülsüz oldu biraz, fakat mecbur kaldım....
Diyeceksiniz ki, bu da ne! Vallahi bende bu yaşta yeni görüp seyredeceğim. Kendim davetiye alıp gitmiş değilim. Gönülsüz oldu biraz, fakat mecbur kaldım. Av. Mustafa Duman ve eşi akşamüzeri bizi almaya geldiler. Araca biner binmez. "Akılsız başın ceremesini tabanlar çekermiş" dedim. Anlamadık diye güldüler. Bal gibi anladılar ne dediğimi. Kırıkkale'nin en akıllıları bizleriz herhalde! Yola koyulduk Elmadağ yokuşunu çıkarken kar bastırmaya başladı. Mustafa bey işte şimdi yandık Alaattin beyin dilinden kurtulamayız dedi. Ankara'ya sık gittiği için Büyük Tiyatronun araç parkına gidecek şekilde yolu tayin etti. Sağ salim geldik. Kar durmuştu. Büyük tiyatronun önü kalabalıktı. Yıllar önce toplu bilet alıp grup halinde geldiğimiz günleri hatırladım. Yola doğru döndüğümde tarihi T.C. Kültür ve Turizm bakanlığı binası karşıdaydı ışıkları ile güzel görüntü sergiliyordu. İlerde sağda Resim ve Heykel Müzesi yüksek binada kendini gösteriyordu. Ankara Devlet Opera ve Balesinin Opera sahnesindeki Operadan bahsediyorum. İsmi "LA BOHEME" Öncelikle bizim kültürümüze yabancı olan operayı öğrenelim; OPERA; Opera, baştan sona bestelenmiş, sololu, korolu, orkestralı sahne oyunudur. Oyuncuların her şeyi şarkıyla anlattığı oyunun metnine "libretto" denir. Oyun süresinin çoğunu sözlü bölümler oluşturur. Sözler, konunun akışına göre belli başlı şu müzik türleri içinde bestelenir: Arya bir kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtır. Düet, terzet, kuartet, kentet vb iki, üç, dört ve beş kişinin duygu, düşünce ve konuşmalarını iletir. Resıtatif kişilerin sözlerini konuşurcasına bir-şarkıyla söyledikleri bölümdür. Koro ise oyundaki kamu vicdanının sesini ortaya koyar. Bunların dışında oyun başlarken genellikle bir giriş parçasına (uvertür) ve oyun içinde yer yer orkestra bölümleri ya da geçitleri gibi çalgısal bölümlere yer verilir. Bazı operalarda bale sahneleri de bulunur. Operalarda bütün bu müzik tür ye biçimleri genellikle aynı parçalar olarak arka arkaya gelir. Ama bazılarında (örn. Richard Wagner'inkiler) müzik bir perde boyunca kesintisiz sürer. Opera, rönesans dönemindeki Milanolu Medici'nin "öyle bir sanat yaratın ki içinde bütün sanatlar olsun" şeklindeki talebi üzerine, o dönemin ünlü sanatçıları tarafından yaratılmıştır. * * * * * Dünya Prömiyeri 1 Şubat 1896 yılında Torino'da, 16 Ekim 1945 yılında Ankara'da gösterime sunulmuş. 1. Perde; Hava soğuk. Şair Rodolfo, arkadaşı ressam Marsello ile Paris'te bir çatı katında oturmaktadır. Marcello, son iskemleyi de yakmak isterken Rodolfo onu durdurup, kendi yazdığı bir oyunu bu iş için gözden çıkarır. Az sonra filozof Colline gelir; ancak, oturdukları yer soğuduğu gibi yiyecek bir şeyleri de kalmamıştır. Bu sırada, elinde şarap ve yakacakla içeri giren Schanuard, kazandığı para ile arkadaşlarını Cafe Momus'a davet eder. Herkes dışarı çıktığında Rodolfo bir an için yalnız kalmıştır; kapı vurulur; gelen yandaki komşu Mimi'dir. Merdivenleri çıkarken mumu sönmüş, karanlıkta kalmıştır. Rodolfo, Mimi'nin isteğini yerine getirir; ancak, az sonra geri gelen utangaç kız, bu kez de anahtarlarını unutmuştur. 2. Perde; Cafe Momus önünde ve Noel heyecanı. İşte bu sahne görülmeye değer. Altmış kişinin üzerinde kişi sahnede, muhteşem bir tablo. Marcello, Colline ve Rodolfo bir köşeye oturmuş; az sonra yanında Mimi ile Rodolfo gelir. Bu arada Marcello'nun eski sevgilisi Musetta da, kolunda yaşlı bir adamla, yandaki masaya geçmiştir. Marcello kıskançlıktan ölmek üzeredir; Musetta yine aşık olmuştur ona; bir yolunu bulup yanındaki yaşlıyı gönderdikten sonra boynuna atılır. Neşeli grup, oradan geçen bir Noel alayı ile alanı terk eder; Musetta'nın yaşlı sevgilisi geri döndüğünde, şansına hesabı ödemek düşmüştür. 3. Perde; Kent sınırında soğuk bir kış sabahı solgun yüzüyle Mimi görünür; Marcello'yu aramaktadır; Rodolfo'nun niçin kendisinden uzaklaştığını öğrenecektir ondan. Marcello, yüzyüze gelince Mimi'nin kaygısını gidermeye çalışır. Karşıda Rodolfo görününce Mimi'yi yollar. Ancak, bir köşeye gizlenen Mimi, konuşmaları dinler. Rodolfo, ölümcül bir hastalığa yakalanan Mimi'yi gördükçe çok üzülmekte, bu yüzden onunla karşılaşmamayı yeğlemektedir. Mimi, saklandığı yerden çıkınca, ne olduğunu şaşıran Rodolfo, büyük bir şefkatle kollarını alır onu. Yandaki meyhanede Musetta ve Marcello'nun çekişme sesleri... 4. Perde; İkisi de sevgililerinden ayrılmış olan, Rodolfo ve Marcello birlikte kaldıkları çatı katındadır. Ekmek ve balık getiren Schanuard'la birlikte ortalık yeniden şenlenir. Tam bu sırada Musetta girer içeriye, Mimi, son bir kez olsun Rodolfo'yu görmek istemektedir. Neşeli hava ansızın hüzne bırakır yerini. Herkes bir şeyler yapabilmek için çırpınmaktadır. Colline, emektar paltosunu satmak üzere çıkınca, Schanuard da daha fazla kalamayacağını anlamıştır. Daha önce Musetta ve Marcello da çıkmıştır zaten. Geri döndüklerinde ise artık çok geçtir; Rodolfo, hıçkırıklar içinde Mimi'ye sarılırken.... Libretto : Giuseppe Giacosa - Luigi Illica, Orkestra Şefi Tulio Gagliardo Varas, Sahneye Koyan Flavio Trevısan, Dekor-Kostüm Savaş Camgöz, Işık Fuat Gök, Koro Şefi Alessandro Cedrone Gözün görsün, kalbin kanaat getirsin demişler. O nedenle bilmeden konuşmamak gerekiyor. Evet belki çok anladığım söylenemez. Yalnız sahnenin üzerinde Bilgisayar ekranından türkçe açıklamaları veriliyordu. Sahnedeki sanatçılarda oyunun yazıldığı dilde bağırıyordu diyeceğim, yanlış anlaşılır. Arya söylüyorlardı demek daha doğru olur. Bu kadar bağırmalarını eğer iş yerlerinde yapsak, kesinlikle disiplinlik oluruz, çevreyi rahatsız etmekten. Fakat ikinci ve üçüncü perdelerdeki dekorlar muhteşemdi. Yalnız o dekorları görmek için gidilebilir. Orkestra ve müziklerde çok güzeldi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.