Kur’an’ı Anlama (X. Cüz)
Onuncu cüz, Enfâl Suresinin 41. Ayetinden itibaren başlayarak şu meselelere değinilir:
- Savaş sonunda elde edilen ganimetlerin taksimatı,
- Bedir Savaşının önceki ve sonraki sahneleri,
- Allah, savaşın kazanılması için Müslümanları maddî, stratejik ve psikolojik şartlarla hazırlamıştır,
- İman edenler, bir düşman birliği ile çatıştığı vakit sebat etmeli ve Allah’ı çokça anmalı ki zafere ulaşılsın,
- Müslümanlar, Allah ve resulüne itaat edip kendi aralarında ayrılığa düşmemelidir,
- Münafıkların, Bedir Savaşı dönemindeki ileri geri konuşmaları,
- İnkârcıların cehennemdeki acı halleri,
- Allah katında canlıların en kötüsü, inkâr eden ve bir daha da imana gelmeyenlerdir ki, onlar; verdikleri sözleri ve yaptıkları antlaşmaları bozarlar,
- İnkâra sapanlar; ne yapsalar kurtulamayacaklardır,
- Müslümanlar, düşmanın silahıyla silahlanmalıdır,
- Düşmanlar, eğer barışa yanaşırlarsa Müslümanlar da barış için adım atmalıdır,
- İnananlara Allah yeter,
- Savaş gerektiğinde, sabır ve mücadeleyle gereği yapılmalıdır,
- İman edip de hicret edenler, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler ve onları bağırlarına basıp yardım edenler birbirlerinin yâr ve yakınlarıdır,
- İnkâr edenler de birbirlerinin yakın ve yardımcılarıdır. İlişkilerimiz böyle kurulmazsa yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozulma olur,
Tevbe Suresi: Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir ve 129 ayettir. Sure, adını Allah’ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. ayetten almıştır. Başında besmele olmayan tek suredir Mushaftaki sıralamada 9., iniş sırasına göre 113. suredir.
Bu cüzde, Tevbe Suresinden 93 ayet vardır ve şunlar anlatılmaktadır:
- Müşriklere karşı yapılan antlaşmanın feshedilmesi ve onlarla savaşma izni çıkmıştır,
- Savaş hukuku,
- Müşrikler, Müslümanlara verdikleri söze sadık kaldıkları sürece Müslümanlar da onlara verdikleri sözde durmalıdır,
- Müşrikler, tövbe ederlerse ve namazlarını kılıp zekâtlarını verirlerse, artık onlar din kardeşlerimizdir,
- Şayet antlaşma yaptıktan sonra yeminlerini bozarlar ve dinimizi karalamaya kalkışırlarsa, bizler de küfrün elebaşlarıyla vuruşmalı ve savaşmalıyız,
- Müşrikler, Allah’ın mescitlerini onarıp şenlendiremezler, Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler,
- İnanan, hicret eden, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat edenlerin Allah katındaki mertebeleri çok büyüktür, onlar orada ebedî olarak kalacaklardır,
- Allah yolunda cihadın önemi,
- Allah’ın müminlere Huneyn’deki yardımı,
- Allah’a ortak koşanlar; artık onlar Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar,
- Yahudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur”, Hıristiyanlar da “Mesîh (İsa) Allah’ın oğludur” diyerek Allah’a iftirada bulunmaları,
- Allah nurunu muhakkak tamamlamayı istiyor.
- Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O’dur,
- Din istismarına karşı tenbih,
- Haram aylar ve senenin on iki aydan teşekkül etmesi,
- Cihat için gerekli fedakârlığı yapabilmek,
- Ciddi bir savaş hazırlığı (Tebük) esnasında, münafıkların yan çizmeleri,
- Sadakalar (zekât gelirleri) ancak şunlar içindir: Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, âzat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar,
- Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velileridir; iyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve resulüne itaat ederler. İşte onları Allah merhametiyle kuşatacaktır,
- Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde ebedî olarak kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etmiştir. Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür, işte büyük bahtiyarlık da odur,
- Peygamberimizin tahtında Müslümanlar, inkârcılara ve münafıklara karşı cihat etmeli, onlara sert davranmalıdır,
- Sadakalar konusunda müminlerden hem gönüllü olarak fazla fazla verenlere hem de daha fazla verecek bir şey bulamayanlara dil uzatıp onlarla alay edenleri Allah maskaraya çevirecektir,
- Tebük Seferine katılmayan münafıkların acıklı halleri ve kalplerinin mühürlenmesi,
- Fakat peygamber ve beraberindeki müminler mallarıyla, canlarıyla cihat edenler; iyi ve güzel şeylerin her türlüsü onların olacaktır, gerçek kurtuluşa erenler de onlardır,
- Seferden geri kalanların durumlarını arz etmeleri…
Bu yazı toplam 1770 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.