KOLTUĞUNUZDA RAHAT MISINIZ?
15 Temmuz darbe girişimi amacına ulaşmadı. Demokrasimiz kesintiye uğratılmak istendi. Tam bağımsız ülke olarak yaşama isteğimiz elimizden alınmak istendi....
15 Temmuz darbe girişimi amacına ulaşmadı. Demokrasimiz kesintiye uğratılmak istendi. Tam bağımsız ülke olarak yaşama isteğimiz elimizden alınmak istendi. Özgürlüğümüz, hürriyetimiz, cumhuriyetimiz yok edilmek istendi. İnsanca, hakça, yaşamak isteğimiz silahların gölgesine bırakılmak istendi. Amerika’nın, Avrupa’nın hizmetinde yaşayan bir ülke olmamız istendi. Olanlara bakalım. Ülkemizin sınır bekçiliğini ve bölünmez bütünlüğünü sağlamakla görevli ordumuzun içinde bir gurup soysuz, soytarı, halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli sütübozuk, asli görevini bir kenara bırakarak, silah zoruyla iktidarı ele geçirmeye çalıştılar. İşgal ettikleri helikopterler, F 16 lar, zırhlı araçlar, tanklar, mermiler ve ağır silahlarla halkın üzerine saldırdılar. Öldürdüler. Acımasızca öldürdüler. Gerçekten hazırladıkları kusursuz bir darbe planı ile, amaçlarına varmaya çalıştılar. Plânları çok açık. Hem de çok mükemmel. İlk iş Cumhurbaşkanını öldürecekler. Özel hareket Polis merkezini ele geçirecekler. Genel Kurmayı, Milletin Meclisini, Köprübaşlarını, havaalanlarını bombalayacaklar. Halkı evlerine hapsedecekler. Hükümet üyelerini, milletvekillerimizi, kamu yöneticilerimizi, iktidar partisi il ve ilçe yöneticilerini, belediye başkanlarımızı ve belediye yöneticilerimizi, muhalefet partilerimizi ve üst düzey yöneticilerimizi teslim alacaklar. Cumhuriyetimizin doksan yıllık kazanımlarını yerle bir edecekler. Yerlerine bir gurup macera perestleri, darbecilere çanak tutan vatan hainlerini, yönetim kademelerimizde görevlendireceklerdi. 15 Temmuz gecesi bir düğüne gitmiştim. Eve döndüğümde telefonum çaldı. Baba duydun mu? Darbe yapılmış. TRT den yönetime el konulduğunu açıklayan bir bildiri okunuyor. İlk sözüm şu oldu. Darbeciler başarılı olamaz. Onlar halkı tanımıyorlar. Tanısalar darbeye kalkışmazlardı. Dedim. Neyse zaman benim haklı çıktığımı gösterdi. Darbeyi halk önledi. Kurşunlara hedef olmaktan korkmadılar. Tankların altında ezilmekten korkmadılar. F 16 ların korkunç gürültülerinden, helikopterlerin vızırtılarından korkmadılar. Darbeyi önlediler. Darbe önlendi. Halk önledi. Cumhurbaşkanının da cesareti, ve zamanında halkı sokağa çağırması ile darbe önlendi. Şimdi soruyorum. Ordunun darbeci olmayan diğer kadroları, en üst düzey yöneticileri ne yaptı? Emniyetin güçlerimizin bir kısmı, darbeyi önlemek adına kitle halinde ölümleri göze alarak mücadele ederken, darbeci olmayan emniyet güçlerimiz ne yaptı? Darbeci olmayan il ve ilçe yöneticileri, belediye başkanları ve belediye yöneticileri, dernekler, sendikalar, kooperatifler, vakıflar yöneticileri ne yaptınız? Sizler ne yaptınız? Demokrasi ve cumhuriyet sizi ilgilendirmiyor mu? Ve soruyorum? Ey koltuğuna sımsıkı yapışmış olanlar, her kademedeki yöneticiler! Sahi siz işgal ettiğiniz koltuklara lâyık mısınız? Neden bekle gör mantığıyla hareket ettiniz? El ovuşturarak beklediniz. Bu ülkede simit satarak, pazarcılık yaparak, amelelik yaparak, aç açıkta yaşayanlar, kadın, çocuk, yaşlı sakat demeden demokrasisini korumaya çalışırlarken, meydanlara etten duvar örerken, sizler ne yaptınız? Sizler neden yapmanız gerekeni yapmadınız? Ülkede en yüksek maaş ve ücretler alarak, katlarınızda, yatlarınızda, villalarınızda yaşarken, her bir sözü iki edilmeyenler, lüks arabalar sahibi olanlar, lüks tatil beldelerinde çoluk çocuk, tatilin tadını çıkaranlar, her gün mutfaklarında yılanın ödü, kuşun sütü eksik olmayanlar! Sahi siz bu halk kadar da mı yoksunuz? Hangi yüzle o koltuklarınızda oturmaya devam ediyorsunuz? Belindeki tabancayı sırası geldiğinde kullanamayanlar, halkın yüzüne hangi yüzle bakacaksınız? Şunu da soruyorum! Ey iktidar koltuğunu işgal edenler! KPSS soruları çalınıp taraftarlarına verilirken, askeri, polisi, öğretmeni, hâkimi, savcısı, bu hırsızlık sorularıyla başarı basamaklarında koşarken, atamalarda ve tayinlerde ihtilâlcıların isteklerini yerine getirirken, cemaat oylarını alacağım diye, her türlü tavizi verirken, siz ne yaptığınızı sandınız? Kendinizi sorgulamıyor musunuz? Size de yazıklar olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.