KOBANİ PROVOKASYONU
Evvelce gördüğümüz bir filmden yeniden sahnelenen bazı bölümleri -bilgilerinizi tazelemek için- sizlerle paylaşmanın doğru davranış olduğunu düşünüyorum....
Evvelce gördüğümüz bir filmden yeniden sahnelenen bazı bölümleri -bilgilerinizi tazelemek için- sizlerle paylaşmanın doğru davranış olduğunu düşünüyorum. Özellikle ülkemizin Doğu ve Güneydoğusunda yaşayan halkın yaşayış biçimleri hem yasal, hem insancıl ve hem de dinî yönden değerlendirildiğinde, maalesef milenyum çağının gerçeklerine tamamen ters düşmektedir. Hele-hele asırlardan beridir ki birlikte yaşayan Müslüman Türk halkına zarar vermeyi kendilerinde hak görmektedirler. Bu yöremizde yaşayanların tüm duygu ve düşünceleri çağ dışılığı getirmekte, ilkellik, aşiret fanatizmini dürtüklemektedir. Halbuki kendisini yeri geldiğinde Müslüman görenlerin ‘Müslümanın-Müslümana zarar vermesini’ düşünmemelerinin bilinmesini alınlarının şakına vurarak kendilerine hatırlatmamız bile yersizdir. Biraz eskiye gidecek olursak, hafızalarımızı tarihî gerçeklerin ışığında yeniden yoklamamızda fayda var: Eski defterleri karıştırmak, insanları birbirine kin ve nefret duygu ve düşünceleriyle hasım etmek doğru değil; ama bu yöre insanlarının nasıl bir izan, nasıl bir idrak ve nasıl bir vicdan sahibi olduklarını anlamak maalesef mümkün değil… Tıpkı fare misali birkaç karı alarak çoğalmak, ‘insan haklarını gerekçe gösterip, Devlete kafa tutarak “Bizler de TC vatandaşıyız; bizlere bakmaya, beslemeye mecbursun!” demek ne kadar hatalı, ne kadar çirkin!.. Ne kadar aşağılık!.. Kaldırılan her taşın altından bu yöre çocuklarının çıkması ne acı! Akîllerini okutup TBMM göndermek; okutamadıklarını dağa yollamak bir eşkıyalık taktiğinden ibaret. Yasaların yasakladıklarını meşrû görmek ve göstermek gayreti alenen cirit atmaktadır: Elektrik, su, kömür başta olmak üzere temel bazı ihtiyaçları bedavadan temin etmek; elde edemediklerini çalıp-çarpıp yağmalamak Müslümanlığın hangi kitabında hoş ve hak olarak yazılıyor. Eroin, kokain, beyaz tabir edilen maddeler ile silah-sigara kaçakçılığı hep bunların esas işi olmuştur! Daha geçenlerde kaçak mal geçirirlerken, sınırda PKK zannıyla katırlarıyla birlikte zühûlen öldürülmediler mi? Son yetmiş yılı iyi yaşamış bilinçli birisi olarak çok çektik, bölücü yıkıcılardan. AK Parti ile Türkiye gelişirken, değişim ve dönüşüm programlarıyla 2023 hedefine adım adım yaklaşılırken; yine bir kere daha DEVRİMCİ görünen DEVİRİCİler avuçlarını yalayacaklar. Bunlar DEVRİMCİ değil; DEVİRİCİdir. Bunlar Devyol-Devsol ve DHKPC ve sair isimlerle el-ele-kolkola, şaşırtmacalı-zikzaklı yürüseler bile; TC. Hükûmeti bunların nefes alışları dahil, gördükleri rûyalarını bile bilmektedir. Kanaat önderi olarak TBMM’ye seçilenlerin akşamları yalanla yatmaları ve sabahları talanla kalkmaları özgürlük mü anlamak mümkün değil. Dahası tüm Halkların Demokratik özgürlükleri için, masum vatandaşlarımızın ve kamunun mallarına, güzîde-güzel yurdumuzun değerlerine zarar vermeleri affedilir gibi değil. Bütün bu yanlışları alkışlayanlar, haklı bulanlar da ‘Atatürkçü olamadıkları’ gibi, ayni fikrin, aynı zikrin taşeronları olmaktan öteye gidememişlerdir. Yakılan, yıkılan, yağmalanan her şeyin hesabını ‘Eşek Damı’na kapatılarak zaten ödeyeceksiniz. Vatan için şehit olan o polis ve askerlerin hesabını zaten -misliyle- vereceksiniz. Bu necip millete ‘Sağduyu çağrısını adam gibi yapan’ MHP yönetimine yeri gelmişken teşekkür borcumu ödemek istiyorum. Diğer Muhalif Partilerin duyurularını da ‘Tavşana kaç; tazıya tut!’ mantığıyla söylenmiş sözler olarak değerlendiriyorum. Bu ikilemli mesajı, bu kurnazlığı kim yutar? Gezi olaylarının yaraları henüz sarılamamışken; çiçeği burnunda Davutoğlu Hükûmetini kıskaca alacağını sananlar, ham hayal peşinde koşan dış mihrakın ajan-provokatörleridir. Yedi düveli dize getiren bu millet bir avuç çapulcuya mı teslim olacak? Sözün Özü: ‘Paralel Yapı’ adı altında kurulan ‘Şark kafalı’ şebekeye birileri aklınca -Humeyni gibi- dinî lider olmuş; bir başkası da PKK’ya siyasî lider olmuş; bu toprağın gerçek sahiplerini aptal yerine koymaya çalışmaktalar. Rabb’im daima doğrudan yana olmuştur. Kriz çıkarmaya, kaos yaratmaya asla muktedir olamayacaksınız!... Türk’ün ayranlığını kabartmayın! Sabrını taşırmayın! Hoşça kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.