Kızılırmak akar Kırıkkaleli bakar!
Mine Arslan Day'ın köşe yazısı..
“Fırat akar, Türk bakar”
Bu sözün altında yatan sebep Türkiye’nin yıllarca Fırat Nehri'ni verimli kullanamayışından kaynaklıdır.
Ağrı Diyadin'den kaynağını alan Murat Nehri ve Erzurum Dumludağ'dan kaynağını alan Karasu Nehri Elazığ il sınırlarında birleşerek Fırat Nehri'ni oluşturur.
Türkiye'nin engebeli arazisi ve yerleşim yerlerinin, tarım arazilerinin yüksekte kalması sebebiyle Fırat Nehri vadilerden akıp gitmiş, yüzyıllar boyunca doğduğu toprak olan Türkiye’ye pek fayda sağlamamıştır.
Kaynağı Türkiye’de olan Fırat Nehri sırasıyla Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ve Gaziantep dahil 6 ilden geçer. Türkiye sınırlarından çıkan Fırat buradan Suriye ve Irak üzerinden geçerek Basra Körfezine dökülür.
Fırat Nehri’nin geçtiği Suriye ve Irakta nehir en iyi şekilde değerlendirilmiş, Türkler uzunca bir süre nehrin faydasını görememiştir. 'Fırat akar Türk bakar' sözü de böyle ortaya çıkmıştır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan kısa bir süre sonra, Fırat nehri üzerine kurulan barajlar tarım ve enerji alanlarında Türkiye’ye büyük katkı sağlamıştır. Keban Barajı (Elazığ), Karakaya Barajı (Malatya-Elazığ), Atatürk Barajı (Adıyaman-Şanlıurfa), Birecik Barajı (Birecik) ve Karkamış Barajı (Kargamış) barajları sayesinde biz Türkler Fırat nehrine bakmayı bırakıp nehirdenden her türlü verimi almaya başladık.
Şimdi aynı durum Kızılırmak için geçerli. Kızılırmak akıp giderken Kırıkkaleliler sadece seyretmekle kalıyor.
Yaklaşık bir aydır şehirde ciddi bir su problemi yaşanıyor.
Türkiye'nin en büyük nehirlerinden birisi Kızılırmak, Üzerinde bulunan barajlarla İç Anadolu'nun içme ve tarım suyunun büyük çoğunluğunu karşılıyor.
Sivas’ın İmranlı ilçesi Kuz köyünde doğan ırmak tam 9 ilden geçiyor ve yolcuğunu Samsun'un bafra ilçesinde denize dökülerek tamamlıyor.
5 bin kilo metre karelik ihtişamlı havza geçtiği illeri adeta sulayarak hayat veriyor. Denize ulaştığı Bafra'da ise taşıdığı verimli alüvyon toprak berekete dönüşüyor.
Fakat şehirlere hayat veren Kızılırmak’tan faydalanamayan sadece Kırıkkale kaldı.
Kırıkkale’de yaz sıcaklıklarının en yüksek derecelere ulaştığı günlerde haliyle su tüketimi de artıyor. Buna bir de kaçak kullanımlar eklenince bazı mahallelerde günlerce su kesintisi yaşanıyor.
Belediye yetkilileri su kesintileri hakkında sık sık vatandaşı bilgilendirse de, vatandaş haklı olarak hizmet bekliyor.
Peki Kızılırmak gibi bir nehir dibimizde akıp giderken bu şehirde neden susuzluk yaşanıyor?
Nehirden arıtılıp şehre aktarılan su yetersiz ise neden bir arıtma tesisi daha kurulmuyor?
Kızılırmak yaz aylarında bile bu yoğunlukta akarken bu şehirdeki susuzluğun bir bahanesi olamaz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.