KİTAPSIZ EV MAĞARA GİBİDİR

KİTAPSIZ EV MAĞARA GİBİDİR

Başlığı okuduğunuzda pek iddialı bir söz diye hepiniz içinizden geçirmişinizdir. Evet, bence de hem iddialı hem de etkileyici bir söz. Hemen söyleyim,...

Başlığı okuduğunuzda pek iddialı bir söz diye hepiniz içinizden geçirmişinizdir. Evet, bence de hem iddialı hem de etkileyici bir söz. Hemen söyleyim, bu sözün sahibi ben değil Yavuz Bülent Bakiler. Peki, kim Yavuz Bülent Bakiler. Kısaca şöyle söyleyebilirim. Türk ve Türkçe sevdalısı şair, yazar. Okumaya, edebiyata, şiire meraklı bir insanım. Yavuz Bülent bakiler in Makro AVM’de bir söyleşi yapacağını haber alır almaz iş çıkışı hemen makro ya koştum.İyi ki de koşmuşum.Dolu dolu, 2 saat geçirdim. Bu arada bizlere bu söyleşiyi izlememizde köprü olan Kırıkkale Eğitimciler Derneği’ne ve dernek başkanı Hadi Yalman Beye teşekkürlerimi sunuyorum. Gelelim söyleşiye. Makro AVM’de düzenlenen programın ev sahipliğini Kırıkkale Eğitimciler Derneği yaptı. Programa katılım çok yoğundu. Açıkçası böylesine bir kalabalık ve ilgi beni şaşırttı. Demek ki bu tür etkinliklere Kırıkkale olarak ihtiyacımız ve özlemimiz var. Söyleşinin konusu Türkçemiz, dilimizdeki kirlenme ve okumanın önemiydi. Türkçe olmadan başımızı dik tutmamızın mümkün olamayacağını söyleyen Bakiler milletleri ayakta tutan unsurların en başında dil konusunun geldiğinin altını çizdi ve kültürel değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı. Dünyada en az okuyan milletlerden birisi olduğumuzu, okumadığımız ve aklımızı kullanmayı bilmediğimiz için bir takım felaketler yaşadığımızı belirten Bakiler, bir insan ne kadar çok okursa ve ne kadar çok kelime bilirse o insanın aklını o ölçüde daha iyi kullanabileceğini söyledi. Tespitleri ve düşüncelerine katılmamak mümkün değildi. İki saat süren söyleşide dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi de bakiler in düzgün, akıcı ve insanı hayranlıkla dinlemeye teşvik eden konuşması oldu. İki saatlik konuşması sürecinde bir kere bile”ııı,ee,ööö,ahmm” gibi duraksama sesleri çıkarmadan konuşması beni çok etkiledi. Bence bu söyleşinin tek eksiği şiir okumaması oldu. Keşke birkaç şiirini seslendirerek bu söyleşiye renk katsaydı. Yazımı çok sevdiğim,  okumaktan ve dinlemekten zevk aldığım bir yavuz Bülent bakiler şiiri ile sonlandırmak istiyorum.   ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla   Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla   Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle Çarpsan karasevdayı en azından yüz binle Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle   Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle Ama her defasında geri döndüm seninle Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle.   Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin Bazen kız kardeşimsin, bazen öp öz annemsin Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin Eksilmeyen çilemsin   Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin Çâresizim  çâremsin. Şaşırdım kaldım işte bilmem ki n'emsin

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.