KIRŞEHİR VALİSİ NECATİ ŞENTÜRK’ü TANIMAK NE GÜZEL

KIRŞEHİR VALİSİ NECATİ ŞENTÜRK’ü TANIMAK NE GÜZEL

 Gazetemiz Anadolu’nun kuruluşunun 31. yılı nedeniyle kuruculardan Ali Çetin, Genel Yayın Müdürümüz İbrahim Gökdemir, Gazetemiz çalışanlarından...

 Gazetemiz Anadolu’nun kuruluşunun 31. yılı nedeniyle kuruculardan Ali Çetin, Genel Yayın Müdürümüz İbrahim Gökdemir, Gazetemiz çalışanlarından Leyla Kızılırmak, Kırşehir Temsilcisi Duygu Borhan ile yazar olarak bendeniz geçtiğimiz Salı günü Kırşehir’de bir dizi nezaket ziyareti gerçekleştirdik. Randevular önceden alındığı için, belirlenen saatte kapılar ardına kadar açıldı. Saat 16 daki son ziyaretimizi Vali Necati ŞENTÜRK beyefendiye yaptık.

      Sayın Vali hoş-beş faslının ardından yanında basının, hakikaten -güzîde temsilcilerini- görünce; sonrasında ziyaret amacımız da yeni atandığı için kendilerine nezaket ziyareti olunca,  elbette sohbet basınla ve halkın kullandığı günlük kelimelerle ilgili olmalıydı. Bu arada Valimize  ‘KIRŞEHİR ANEKDOTLARI’ kitabımı adına imzalayıp takdim ettim. Hemencecik rastgele bir sayfa açtı ve “ireyhan eker misin lili yâr” türküsündeki ‘ireyhan’ kelimesinin başındaki “i” harfinden yola çıkarak Anadolu’da unutulmaya yüz tutmuş kelime ve lehçelerden bazı örnekler verdi. Aslında halkın esas kültürünü yaşaması gerektiğini ve bu kültürün özümüz olduğunu vurguladı. Yalan yok, ben de: ‘Yeni nesil okumuş-yazmış olduğu için’  malûm kelimeleri hem unutmuşlardır, hem de eski kelimeler evrenselliğini yitirdikleri için kullanamazlar’ dedim. Bu görüşümü kabullenmedi. Kırşehir halkının oldukça sık kullandığı bir tanımlama ile konumuzu bütünleştirmek istiyorum: Hakikaten karşımızda‘makama yakışmış, babacan, sevecen’ bir vali ile buluştuk. Koyulaşan muhabbetten hoşuma giden bazılarını -valimizi tanımak ve tanıtmak için- sizlerle paylaşmanın doğru davranış olacağını düşünüyorum: Sayın Şentürk verdiği örneklerle dedi ki: “Bir gün makama bir amca geldi. Nasılsın, çoluk-çocuk nasıl?" diye sordum. "İyiyiz. Oğlanı da zor kötek hızlı trene dıktık" dedi. Anladım ki, meğer oğlu demiryollarında işe başlamış, onu anlatıyor, kendi lehçesinde. Gelini oğlundan ayrılmış, "Oğlanı yelledi yelledi boşadı" diye anlatıyor. Benim annem halen kullanır "Oğlum ne tatar atlısı gibi dolanıyorsun" diye. Bırakın bu lehçelerimiz devam etsin. Yeni nesil kullanmasın, ama bunları da unutmasın.” Makamdaki sohbetimizin büyük çoğunluğu Anadolu lehçeleri üzerineydi. Vali Şentürk, yerel lehçelerin gitmesiyle beraberinde yerel kültürün de kaybolduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: "Anadolu'da 'Ramazan' denilmez. 'Iramazan' denilir. 'R' harfinin başına mutlaka bir harf eklenir. Bu Orta Anadolu lehçesidir. Bırakın 'Iramazan' olsun." Sayın Vali’ye Mucur’un ilçe oluşunun 100. Yılı nedeniyle 4 KASIM 2014 Salı günü Mucur’da yapılan kutlama programından söz ettim. Tamamen yerel kültürümüzü anlatan ve aktaran bu programın görülmemesinin ve bu zamanın yaşanmamasının bir eksiklik olduğunu söyledim. Kendilerini bir başka kültürel etkinliğimize davet ettim. Sözün özü: Konu: “Halk Kültürü” konuşmacı da gönül dostu ve bu kültürle hemhal olmuş bir vali olunca, elbette sohbetimiz -bal-kaymak- tadında ve tavında geçti. Yakında çıkacak yeni kitabımın konusu: “Kırşehir Halk Kültüründe Yarenlikler” olacak. Öyle umuyorum ki, yeni valimiz de bu kitabımı okuduğu zaman çok-çok gülüp, Kırşehir’e Vali olduğuna sevinip, mutlu olacak. Tıpkı bizlerin onu tanımaktan mutlu olarak ayrıldığımız gibi… Hoşça kalınız.      

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.