Kavram kargaşası

İçinde yaşadığımız toplumda “Engellilik, özürlülük, kusurluluk” kelimeleri dağarcığımızda önemli yer tutan sözcükler. Fakat bunların yerli yerince kullanılmaları büyük önem taşıyor.  Zira olur olmaz kullandığımızda hem kavram kargaşasına yol açıyoruz hem de karşı tarafı rencide ediyoruz. Görme, işitme, dokunma, tat alma ve koku alma gibi beş temel duyudan biri veya birkaçındaki eksiklikler kişilerin birer kusuru veya özrü değil, kişilerin önünde engel teşkil eden olgulardır. Kör, sağır, dilsiz, topal gibi nahoş yakıştırmalar ise 20’nci Yüzyılda miadını doldurmuş olması gereken kavramlar. Günümüzde ise “Görme Engelli, İşitme Engelli, Konuşma Engelli, Ortopedik Engelli” kavramları dağarcığımıza yavaş yavaş yerleşti. Bilinçaltımızdan istem dışı çıkmadığı sürece kendimizi kontrol ediyor, doğru kelimeleri seçiyor ve engelli bireyleri rencide etmeyecek şekilde onlara hitap etmeye çalışıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşları içerisinde önemli bir görev üstlenen engelli derneklerinin de bu hassasiyeti göstermeleri en büyük dileğimiz. Örneğin; görme engellilerin kendine yeterli, üretken ve toplumla kaynaşabilen bireyler olarak yetişmelerini sağlamak, sosyal, eğitsel, kültürel ve mesleki sorunlarına çözüm yolları üretmek amacıyla 1950 yılında kurulmuş köklü bir dernek olan “Altı Nokta Körler Derneği”. 1958 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, "Kamu Yararına" statüsünü kazanmış olan bu derneğin ismi günümüz şartlarıyla pek de bağdaşmıyor. Güncellenmesi gerekiyor. Kamuoyunda bunca hassasiyet varken bir STK’nın isminde halen “Körler” ibaresinin olması şaşırtıcı. Dolayısıyla “Dernek isminde yer alan ‘Körler’ ibarenin çıkartılması, bunun için gerekiyorsa yine ‘Bakanlar Kurulu Kararı’ alınması ve derneğin isminin de örneğin ‘Altı Nokta Görme Engelliler Derneği’ olarak değiştirilmesi hiç de fena olmaz.” diye düşünüyorum.