Kadına şiddet, taciz ve “töre cinayetleri”
İnsan Hakları Derneği’nin son yayınladığı rapora göre, Türkiye’de son yedi yılda 4 bin kadın öldürüldü, 3 bin kadın tacize uğradı ve 110 binin...
İnsan Hakları Derneği’nin son yayınladığı rapora göre, Türkiye’de son yedi yılda 4 bin kadın öldürüldü, 3 bin kadın tacize uğradı ve 110 binin üzerinde cinsel saldırı gerçekleşti. İnsan Hakları Derneği’nin kadına yönelik şiddet raporu, vahim tabloyu gözler önüne serdi. Buna göre, 2011 yılının ilk 8 ayında 143 kadın öldürüldü, 76 kadın yaralandı. Mahkemelere 82 tecavüz vakası intikal ederken son 7 yılda toplam 4 bin 190 kadın erkekler tarafından öldürüldü. En fazla cinayet 1126 kadının katledildiği 2009 yılında işlendi. Son 7 yılda tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırılarda % 38’lik bir artış olması da Türk toplumu olarak utanç duymamız ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konu… Kadın cinayetlerine neden olarak “namus davası, yoksulluk, aldatma, kıskançlık, boşanma ve cinsel ilişkiye girmek istememe” olarak kayıtlara girmiş. Katil ve Taciz zanlılarının % 25’i 18 yaşından küçük. 18-30 yaşlarındaki zanlıların oranı da % 24 olarak kayıtlara geçmiş. 15 kadından 5’i eşi veya birlikte olduğu kişiler tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bu ülkede binlerce kadın, cinsel saldırılara maruz kalıyor ve bu mağdur kadınların % 88’i aile, akraba, sevgili ve törelerden korktukları ve ayıplanma gerekçesiyle şikâyetçi olamıyorlar. Adalet Bakanı Ergin, 2002-2009 yılları arasında kadına yönelik şiddet ve cinayetler nedeniyle toplam 12 bin 678 dava açıldığını belirtiyor. Bu davalarda 15 bin 564 kişi yargılanırken, bunlardan 5 bin 736’sı mahkûm olduğunu belirtiyor. Gelelim Türk toplumunun kanayan yarası Töre cinayetlerine… Ülkemizin hemen her yöresinde özellikle de Doğu-Güneydoğu başta olmak üzere kırsal kesimlerimizde geri kalmışlığın, cahilliğin ve eğitimsizliğin tetiklediği korkunç cinayetlerdir… Nedeni ne olursa olsun, Avrupa birliğine girmeye çalıştığımız şu günlerde medeni dünyadan ayrılarak, kadını mal olarak gören ortaçağ zihniyetine bir örnek teşkil eder. Amcaoğlu, eniştesi veya bir başkası tarafından tecavüz edilen, tecavüzcüyü cezalandırmak yerine babası veya erkek kardeşi tarafından öldürülerek kendini savcı, hâkim yerine koyarak “namusumuz temizlendi” mantığıyla kendilerini aklamaya çalışan zavallı zihniyetleri düşünün… Bütün bu cinayetler sözde AİLE MECLİSLERİ tarafından maalesef TÖRE ve NAMUS adı altında kılıflandırarak topluma lanse edilmektedir. Töre cinayetleri kadınlarımızı vuruyor. Ülkemizin birçok bölgesinde göz kırpmadan işlenen bu cinayetler töreyi uygulayan kesim için bir gurur vesilesi bile olabiliyor. Siz buna ister eğitimsizlik deyin, ister ekonomik sebeplerle deyin bu cinayetlerin insanı hiçbir yanı da yok. En acısı da bu ülkede töre cinayetlerine af var, ceza indirimi bile var… Tecavüz, kürtaj, imam nikâhı, berdel, beşik kertmesi evlilikleri ve cinayetler… Bir genç kızımızın kısacık hayatında başına gelebilecek tüm kâbuslar silsilesidir töre cinayetleri… Batman’da Urfa’da, Diyarbakır’da kısaca Türkiye’de peş peşe intihar eden veya öldürülen masum genç kızlarımızın sessiz çığlıklarını bu toplum duymalı artık… Çözüm olarak kadının, bir insan, bir anne ve bir eş olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, kadın hakları ihlalleri dolaysıyla Töre cinayetlerinin çözümüne katkıda bulunmuş oluruz. Milyonlarca kız ve erkek çocuğumuzun okula dahi gidemediği, cahil kaldığı bir ülkede elbette Töre cinayetleri de olacak terörde… Soğukkanlılıkla işlenen ve işletilen hiçbir cinayet 'Töre' değildir. Hiçbir Töre kan almayı istemez veya emretmez. Çocuklarımızı okutarak cehaletle mücadele edilmelidir. Kadınlarımızın başlık parası uğruna, çocuk yaşta, babası yaşında adamla zorla, evlendirilmesi engellenmelidir. Evliliklerde resmi nikâh yapılmalıdır. İslam dininin “bir insan öldürmenin bütün insanlığı öldürmek” kadar sorumluluk yüklediğini insanlarımıza öğretmeliyiz. Kanunlarda Töre cinayetlerinde ceza indirimini getirmek bir yana cinayeti işleyenler için caydırıcı cezalar olmalıdır. Kadın, erkeğe verilmiş bir emanettir. Emanet ise korunur ve gözetilir. Montesquieu’un ‘‘Bir ülkede kadın ve erkeğin eğitimi eşit olsaydı, onların güç ve başarıları da aynı olurdu’’ sözünün gerçekleşmesi dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.