İsrail'in Gazze'ye saldırılarına tepki

İsrail'in Gazze'ye saldırılarına tepki

Akdeniz Parlamenterler Asamblesi ve Avrupa-Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanları, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki gösterdi. AK...

Akdeniz Parlamenterler Asamblesi ve Avrupa-Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanları, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki gösterdi. AK Parti Ankara Milletvekilleri; Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanı Aşkın Asan ile Avrupa-Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanı Zeynep Dağı, düzenledikleri ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin görüşlerini ifade etti. Asan, hem Akdeniz Parlamenter Asamblesi hem de Avrupa-Akdeniz Parlamenter Asamblesinin Akdeniz bölgesinin barış ve istikrara kavuşturulması açısından somut çabalar verildiğini belirterek, 27 Aralık 2008 tarihinde başlayan ve büyük bir insanlık dramına dönüşmüş olan İsrail'in Gazze saldırılarını kınadıklarını hatırlattı. Uluslararası kamuoyunun bütün tepki ve çağrılarını duymazdan gelen İsrail yetkililerinin, uluslararası hukuku da hiçe sayan tavırlarını sürdürdüğünü kaydeden Asan,''BM Güvenlik Konseyi'nin 8 Ocak'ta almış olduğu acil ateşkes çağrısına da kulaklarını tıkayan İsrail, Gazze'de çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanların kanını akıtmaya devam etmektedir'' dedi. Krizin başından beri Türk halkının ve Hükümetin bölgedeki gelişmelere duyarlı olduğunu ve gösterdiği çabalarla başta bölge ülkeleri olmak üzere dünyanın takdirini kazandığını ifade eden Asan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Fakat ne yazık ki dünyaya gözlerini ve kulaklarını kapayan İsrail, Gazze'de masum insanlarla birlikte bütün evrensel ve insanlık değerlerini öldürmeye devam etmektedir. İsrail, sadece masum insanları öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası savaş hukukunda yasaklanan ve insanlarla birlikte çevreye de büyük zararlar veren yasaklı silahları kullanarak, tarihte eşine az rastlanır bir şiddet uygulamaktadır.'' ''BM İŞLEVSİZ KONUMA DOĞRU YOL ALIYOR'' Zeynep Dağı da İsrail'in BM'nin kararına rağmen, saldırılarını sürdürmekle aslında BM merkezli uluslararası sistem için ciddi bir kriz oluşturduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: ''1930'lu yıllarda işlevini yitiren Milletler cemiyeti gibi, BM de İsrail gibi saldırgan ve hukuku tanımayan ülkeler yüzünden işlevsiz bir konuma doğru yol almaktadır. Uluslararası toplum bu sorunu çözemez ise korkarız ki yakın tarihte meydana gelebilecek benzer felaketleri de önleyemeyecektir. Bu da uluslararası barış için ciddi bir tehdittir. Hem insanlık değerleri hem de uluslararası barış için, başta büyük güçler olmak üzere bütün ülkeler saldırılara son vermek için İsrail'e baskı yapmalı, gerekirse yaptırımlara başvurmalıdır. Evrensel değerler ve uluslararası hukuka aykırı olan bu saldırılar ve şiddet, bir an evvel sona erdirilmelidir. Gıda ve tıbbi malzemeler dahil, insani yardımların Gazze'ye kesintisiz sağlanması ve dağıtımı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. İsrail ve Filistin, iki demokratik ülke olarak yan yana ve barış içinde, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yaşamalarını öngören bir vizyonu temel alan kapsamlı bir barış sürecinin acilen ve yeniden başlatılması konusunda tüm uluslararası inisiyatif almasını talep ediyoruz.'' Dağı, İsrail'e dönük ne gibi yaptırımlar uygulanabileceği sorusuna karşılık, en ciddi adımın Orta Doğu barış sürecine işlerlik kazandırmak olduğunu belirterek, ''Gerek ABD gerekse AB üyesi ülkeler, onları yeniden aynı masa etrafında bir araya getirecek çabaların çok somut şekilde uluslararası gündeme taşınması gerekiyor. Çünkü sorun giderek çok daha derinleşiyor ki tarafları barıştan uzaklaştıran bir konuma geliyor. BM Güvenlik Konseyinin ateşkes çağrıları çeşitli aşamalara taşınabilir'' dedi. Bir gazetecinin ''İsrail'e yönelik yaptırımlar bazı anlaşmaların ve ihalelerin iptali olarak uygulanabilir mi?'' sorusuna Dağı, uluslararası kamuoyunda çeşitli tepkilerin verildiğine dikkati çekerek, ''İsrail'in tam olarak izole edilmesinden yana değilim. Çünkü, önemli olan tarafları bir araya getirecek ve hiçbir tarafın dışlanmadığı diplomatik manevra alanı kazandırılmasıdır. Aksi takdirde, sıkıntılar yeniden baş gösterecektir. 67 kararlarının yeniden gündeme getirilmesi sağlanırsa belki barış için gerekli zemin oluşturulmuş olur'' görüşünü kaydetti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.