İşler: 20. yüzyılda çok acılar yaşadık

İşler: 20. yüzyılda çok acılar yaşadık

Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler dün Kırıkkale’ye gelerek Kırıkkale Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Ortadoğu Sempozyumu’na...

Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler dün Kırıkkale’ye gelerek Kırıkkale Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Ortadoğu Sempozyumu’na katıldı. Sempozyumda Başbakan Yardımcısı İşler, 20. yüzyılda çok acılar yaşadığımızı, 21.yy’da bu acıların tekrar yaşanmaması için gayret sarf ettiklerini söyledi.   1. ULUSLARARASI ORTADOĞU SEMPOZYUMU Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından 7-10 Mayıs 2014 tarihlerinde ‘Ortadoğu’da Süreklilik ve Değişim’ konulu ‘Kırıkkale Üniversitesi 1. Uluslararası Ortadoğu Sempozyumu’ düzenlendi. KMYO Mavi Salon’da düzenlenen sempozyuma Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler’in yanı sıra Kırıkkale Valisi Ali Kolat, Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, Rektör Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Prof. Dr. Ebrahim Moosa ve çok sayıda davetli katıldı. emrullah-isler-kirikkale-Uluslararasi-Ortadogu-SempozyumuORTADOĞU DEĞİŞİM SÜRECİNDEN GEÇİYOR Başbakan Yardımcısı İşler, Ortadoğu’nun büyük ve köklü bir değişim sürecinden geçtiğini belirterek, “Bu değişimin görünen yüzü bugün artık yaygın bir terim haline gelmiş olan Arap Baharı denilen bir süreçtir. Sürecin başladığı güne dek otolitim rejimlerin dünyadaki tüm değişim dalgalarına karşı koyarak ayakta kalmanın yolunu hep bulduğu bölgede kentli orta sınıfların başını çektiği bir özgürlük ve egemenlik hareketi sarsılmaz denilen birçok birleşik yapıyı sarstı ve bir andan hem bölgenin hem de dünya siyasetinin niteliğini değiştiren bir boyut aldı” ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜYORUZ Her yüzyılın ilk çeyreğinde Dünyayı dizayn etmeye çalışan küresel güçler iradeleri dışında cereyan eden söz konusu uyanış hareketlerine müdahil olmak gayreti içerisine girdiklerini söyleyen İşler, “Öncelikli olarak sürecin Suriye’de bir iç savaşa dönüştürülerek tıkama noktasına getirilmesi sonucu yapılan katliamlar yaşadığımız yüzyılın tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Dünyamızın acziyetini apaçık bir şekilde gözler önüne seren bu hadise sarılması zor yaralar meydana getirmiştir. Türkiye olarak azınlık diktalarının deyip kendi geleceğine sahip çıkmak isteyen halkların yanında yer aldık, kan bağına, ırka ve dine dayalı her türlü kutuplaşmayı etnik ve mezhep temelli tüm siyasi seçenekleri reddettik. Ülke olarak yaşadığımız coğrafyada etnik ve mezhep farklılıklarını birer zenginlik olarak görüyoruz” SÜREKLİLİK VE DEĞİŞİM ‘Sempozyumun başlığının süreklilik ve değişim’ olduğunu belirten İşler, “Değişim konusuna sosyolojik olarak baktığımız zaman özellikle Kur-an’ı Kerim’deki bir ayetle konuyu ele alacak olursak değişimin öznesi her zaman toplum olmuştur. Toplumun iradesi değişimi belirleyen faktördür. Dolayısıyla bir millet kendini değiştirmedikçe Allah o milleti değiştirmez. Fermanı da bunun en güzel izahıdır. Dolayısıyla tarihe baktığımız zaman değişim iradesini ortaya koyduğu zaman bu değişim kaçınılmaz olarak gerçekleşmektedir. 20. yüzyılı kaybeden Ortadoğu coğrafyası 21. yüzyılın kazananı olacağını ben düşünüyorum. Şu an bu günlerde, bu aylarda yaşananları bir doğum sancısı olarak ben kabul etmekteyim. Ama bu acıların sonunun geleceğini, parlak olacağını düşünüyorum. Çünkü Ortadoğu halkları iradesini ortaya koymuş ve değişim arzusunu net bir şekilde belirtmiştir” emrullah-isler-kirikkaleALIN AKIYLA ÇIKABİLMEKTİR “Önemli olan bu günler geçer ama bu sınavdan başarıyla geçebilmektir. Alın akıyla çıkabilmektir. Biz Türkiye olarak hakikaten bu sınavdan başarıyla çıktığımızı düşünüyoruz. Elbette ki bazı acıların yaşanmasını engelleyemedik. Bunu ifade etmekte fayda görüyorum. Ama her şeyi engellemek tabi bizimde yetkimiz ve kabiliyetimiz dışındadır. Ama en azından biz bu acılar yaşanmasın diye çabalar sarf ettik, ortaya ilkeli politikalar koyduk, ama maalesef iki yüzlünün, çifte standardın ve çıkar ilişkisinin hakim olduğu uluslar arası ilişkilerde bu tür acılarda yaşanmakta. Biz bu coğrafyada yaşayan halkların vicdanı olmaya, sesi olmaya gayret ettik. Onların meşru taleplerini destekledik. Onların taleplerinin gerçekleşmesi için elimizden gelen gayreti ortaya koyduk” GÖZYAŞI AKMASIN, KAN AKMASIN Bu coğrafyada 20. yüzyılda çok acılar yaşandığını belirten İşler, “21. Yüzyılda bu acılar yaşanmasın diye gayret sarf ettik. Ve ülkelerin rejimlerine bakmaksızın, herhangi bir ayrıma gitmeksizin bütün komşu ülkelerle iyi bir ilişki gerçekleştirdik. Geçmişte kurduğumuz iyi ilişkilerle gerekli girişimlerde bulunduk, gerekli tavsiyelerde bulunduk. Sadece bir gayretle, bir çabayla hareket ettik. Oda gözyaşı akmasın, kan akmasın diye. Ama maalesef değişimi okuyamayanlar, tarihi okuyamayanlar, tarihten ders alamayanlar bizim tavsiyelerimize kulaklarını kapayarak ilk başta Libya şimdide 3 yıldır Suriye’de acılar yaşanıyor. Ama Türkiye olarak, millet olarak biz elimizden geldiği gayreti gösterdiğimizi hepimiz biliyoruz, bütün dünyada biliyor. Burada çifte standartlı tavır sergilemeyen ülke olarak dimdik ayakta duruyoruz. Ve bu coğrafyada yaşanan acıların biran önce bitmesi içinde geçmişte olduğu gibi bunsan sonrada yine biz elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz ve temenni ederiz ki bu acılar biran önce dursun. ÇOK SAYIDA ARAŞTIRMACI BİR ARADA Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Türkiye ve Dünyanın farklı ülkelerinden katılanlara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Sempozyumun hem bölgemiz hem de ülkemiz için oldukça önemli bir başlık olduğunu belirterek, “Bu nedenle büyük bir ilgiye mazhar olmuştur. 20’nin üzerinde farklı ülke, Türkiye’den 30 üniversite ve kurumdan çok sayıda araştırmacıyı bir araya getiren bu sempozyumda bölge ile ilgili Siyaset, Ekonomi Edebiyat, Güzel Sanatlar ve çeşitli alanlarda yapılan çalışmalar paylaşılacaktır” DÜNYA’NIN EN ÖNEMLİ BÖLGESİ Orta doğu bölgesi Tarihi, Coğrafi, Siyasi, İktisadi ve Kültürel açıdan Dünya’nın en önemli bir bölgesi olduğunu belirten Yıldız, “3 kutsal dinin Yahudiliğin, Hıristiyanlığın ve İslamiyet’in doğdu kadim İnanç, Kültür ve Medeniyetlerin beşiği olan bir coğrafyadır. Bölge ile güçlü tarihi kültürel ve sosyal bağları bulunan Türkiye’nin siyasi ve ekonomik ilişkileri de giderek artmakta, bölgede ortaya çıkan olaylar Türkiye üzerinde doğrudan etki yaratmaktadır. Güncel olarak bölgede önemli sıcak gelişme ve olaylar yanaşmaktadır” ÖNEMLİ BİR İLHAM KAYNAĞI OLMUŞTUR “Bütün bölge, ülke ve halklarını etkileyen Arap baharı olarak nitelendirilen dönüşüm demokratikleşme süreci sancılı bir şekilde yaşanmaktadır. Gelişmeler yer yer acılara, kaoslara çatışmalara ve bölünmelere yol açıklamaktadır. Türkiye gayrisafi milli hasılasını 10 yılda 236 Milyar Dolar’dan, 786 Milyar Dolara çıkarmış kişi başı milli geliri 10 Bin doları geçmiş güçlü ekonomisi, çok partili demokratik ve laik rejimi ile bölge için önemli bir ilham kaynağı olmuştur” ÜNİVERSİTEMİZ ORTADOĞU KONUSUNA ÖZEL BİR EHEMMİYET VERMEKTEDİR “Muafık muhalif herkesin kabul ettiği gibi Türkiye’nin bölgeye yönelik politikası inisiyatif alan sorunların çözümlerinde aktif rol üstlenen bir anlayışla yürütülmektedir. Bu duruş bölge yönetim ve halkları tarafından Türkiye’ye olan ilgiyi ve Türkiye’den beklentileri de önemli ölçüde etkilemektedir. Aslında inanç coğrafi ve tarihimizin bizim bölgede daha büyük bir rol ve misyona zorlamaktadır. Üniversitemiz orta doğu konusuna özel bir ehemmiyet vermektedir” DERSLER VE ARAŞTIRMALAR YAPILMAKTADIR “İktisadi ve İlimler Fakültemizin Uluslararası İlişkiler Bölümünün akademisyenleri orta doğu ile yakından alakalı bilim adamlarıdır. Lisans düzeyinde, Yüksek Lisans düzeyinde ve Doktora düzeyinde orta doğu ile ilgili dersler ve araştırmalar yapılmaktadır. Yine üniversitemizin öneli bir özelliği bölgenin 2 temel dili olan Arapça ve Farsça ile ilgili programlar bulunmaktadır. Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesinde Arapça ve Farsla Mütercimlik Tercümanlık Programları tüm kontenjanlar dolu olarak gençleri yetiştirmektedir. Türkiye’nin buna büyük ihtiyacı olduğunu düşünerek bu çalışmaları yaptık” dedi. BİLGİ VE İNSAN Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Şamil Öcal ise “Bilgi ve insan arasındaki derin bağların devreden çıkardığı anlamın ve amacın insana iliştirilmediği bir çağda Ortadoğu artık her gün her bir parçası ile yüreğimizi dağlıyor. Orta doğu ile ilgili kadim acılarımıza yeni acılar ekleniyor ve çoklu trajediler karşısında hangi derdimize yanacağımıza şaşırmış vaziyetteyiz. Ortadoğu ilk defa Jeopolitikçi Maham tarafından Arabistan ile Hint yarım adaları arasında kalan ve büyük önem taşıyan bölge için kullanılmıştır” EVRENSEL DEĞERLERİN TAŞIYICISI “Bu kavramın tarihi ile ligli çalışmalar yapan Devilson Ortadoğu’yu İslam dini etrafında dolaşan jeopolitik bir birim olarak tanımlamıştır. Ama Ortadoğu aynı zamanda Osmanlıdan kalma mirasın tarihi olarak zihinde yer edinmiştir. Ortadoğu’da süreklilik arz eden şey Evrensel değerlerin taşıyıcısı olarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasıdır. Ama Ortadoğu aynı zamanda ticaret kültür inanç çok yönlü bir etkileşimin sonucu olarak ta dünya tarihini en çok etkileyen değişimlerin yaşandığı yer olmuştur” ORTADOĞU TARİHİN MERKEZİNDE YER ALMIŞTIR “Ortadoğu hem kendi iç gelişmeleri ile hem de dış müdahalelerle her zaman dinamik bir yapı teşkil etmiştir. Aslında modern dönemlerin son iki yüz yılını hariç tutacak olursak Ortadoğu tarihin merkezinde yer almıştır. Son dönemlerde demokrasi ve özgürlük talepleri ile trajik boyutlara varan iç çatışmalar, askeri darbeler, toplu idam kararları ile gündeme gelen Ortadoğu süreklilik ve değişim teması ile çok yönlü olarak üç gün boyunca değerli araştırmacılarımız tarafından tartışılacaktır. Böyle bir toplantıyı birçok kurumun destekleri ile gerçekleştirdik” dedi. Yapılan konuşmaların ardından ABD Duke Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ebrahim Moosa Arap baharı sonrasında Müslüman siyasi teoloji; ahlaki olanın yeniden inşası konulu seminer verdi.   KIRIKKALE HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.