İHTİLALCİLERİN YEDİKLERİ İÇTİKLERİ BURUNLARINDAN GETİRİLMELİ

Cumhuriyet ve Demokrasi yediğimiz ekmek, içtiğimiz su gibi vazgeçilmez ihtiyacımızdır. Bu gün de, istikbalde de Cumhuriyetimize ve Demokrasimize dil uzatan, silah çeken, kurumlarımıza helikopterli, F 16 lılarla saldırıda bulunanların dilleri sökülmeli, silahları kendilerine sıkılmalı, azapların en büyükleriyle cezalandırılmalıdır. Ülkemizde beleş yaşamayı, halkın sırtından asalak geçinmeyi kendilerine hüner sayan,  casusluk yapmayı, yaptıkları sahtekârlık ve düzenbazlıkla lüks yaşamayı kendilerine layık gören bu azınlıklar,  bir kere de 15 Temmuz gecesini de halkımıza korku dolu anlar yaşattılar. Amaçları İran’da yapıldığı gibi, Hümeyni’nin, İran’ın başına getirildiği gibi, Bizde Sümüklüyü devletin başına getirmekti. Kendilerinin de baş olma sevdaları vardı. Olmadı. Olamadı. Hevesleri kursaklarında kaldı. Şunu herkes çok iyi bilmelidir. En kötü sivil yönetim, en iyi askeri yönetimden bin kat daha iyidir. Ancak her ihtilal olayında demokrasi askıya alınmıştır. İyi olmayan sivil yönetimlerin imdadına askeri ihtilâllar yetişmiştir. İlki 1960 yılında yapılmıştır. Menderes Hükümeti çoğunluk oyuyla iktidar olmuştur. İkinci dönemlerinde de oyların çoğunu almış. Ancak üçüncü dönem seçimlerini kaybedeceklerini görmüşler. İktidarlarını uzatmak için erken seçim yaparak vaziyeti idare etmişlerdir. Ancak sonraki yapılacak seçimleri kaybedecekleri görünüyorken, askerler,  burjuvazinin imdadına yetişmiş. 1960 ihtilâlini yapmışlardır.  İhtilâl sonucu altı binden fazla askerin üniformaları sökülmüş. Sokağa terk edilmişlerdir. İhtilâl sonrasında yapılan seçimlerde halk doğru yolunu bulamamış. İki kere Talat Aydemir’in ihtilâl denemeleri ve Demokrat Partinin devamı Partinin Adalet Partisi mi, yoksa Yeni Türkiye Partisi mi olduğu ayrımına varamamış. Kafa karışıklığı geçirmiş. Neticede Adalet Partisinde halk birleşmiş. Demokrasi sağ iktidarların işbaşına gelmesinin yolunu açmıştır. Ancak 1961 anayasasının getirdiği sendikal haklar ve özgürlük yolunda açılan adımlar sosyal demokratlar tarafından doğru kullanılmamış. Bir taraftan öğrenci olayları, bir taraftan Muhsin Batur liderliğinde yapılan sol ihtilâl çalışmaları ve burada yapılan yanlışlar sonucu 1970 ihtilâli yapılmış. Burjuvazi yine soluklanmıştır. Bu defa Doğru Yol Partisi toplumun gündemine girmiş. Ecevitli Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olma yolunda ilerlerken ve de yapılan birtakım stratejik yanlışlar sonucu ordu yine ihtilâl yapmış. Burjuvaziyi soluklandırmış. Bir milyon iki yüz bin soldan, iki yüz bin sağdan ( hepsi MHP’li olmak üzere) insan ihtilâl çizmeleri altında ezilmiştir. Arkasından Anavatan Partisini iktidara getirmiştir. Sosyal Demokratlar önce ikiye sonra üçe bölünmüş. Sağın ekmeğine yağ sürmüştür. Fakat ülkede işler iyi gitmemektedir. Çalkantılı günler gündemdedir. Bu defa Tansu Çillerli ve Erbakanlı dönem başlamıştır. Bu tablo bile burjuvaziyi memnun etmemiş. Bu defa 1998 İhtilâli yapılmış. Bu ihtilâl da beklenen sonucu getirmemiştir. Bir avutmaca, bir yutturmaca sonucu Mesut Yılmazlı dönem başlatılmış. Çillerli koalisyon, Erbakanlı koalisyon, Mesutlu Koalisyon ve Ecevitli koalisyon hükümetleri halkı memnun edememiştir. Ta ki Tayyip Erdoğanlı hükümetlere kadar. İşte dananın kuyruğu bu dönemde kopmuştur. Askeri yönetim heveslileri 15 Temmuz da bir kere daha ortaya çıkmış. Ancak bu dönem ihtilâlcileri tarihin akışını bilmedikleri için yaptıkları yanlışın cezasını çok pahalıya ödeyeceklerdir. Evet. Önceki ihtilâllerde halkın hükümetlerinden memnuniyetsizlikleri vardı. Halk olanları görmezlikten gelmişlerdi.  15 Temmuzun öyle olmadığı görüldü. Halk Cumhuriyetine ve Demokrasisine sahip çıktı. Sıra ihtilâlcilerin yaptıklarını kendilerine çektirilmesine gelmiştir.