İFTAR ÇADIRLARI HAKKINDA AKLIMIZDAN GEÇENLER
İslam dinimizin şartlarından biri, Ramazan ayı geldiğinde, insanlarımızın oruç tutmasıdır. 2017 yılının Ramazan ayı geldi. 27 Mayıs Cumartesi günü itibariyle oruçlarımızı tutmaya başladık. Ramazan ayının HAYIRLI OLMASINI diler, yaptığımız oruç ibadetimizin ALLAH tarafından kabul edilmesini de dilerim. Güzel olanı sağlığı yerinde olanların oruç tutması, tutamayanların da oruç tutanlara saygılı olmasıdır. Ramazan ayının refah ve huzur iklimini doyasıya yaşamasıdır. Çocuktum. 6-7 yaşlarındaydım. Oruç başladı. Ailem oruç tutuyor. Gece sahura kalkıyorlar. Ben de kalkacağım. Oruç tutacağım diyorum. Bana sen küçüksün. Oruç tutmaya dayanamazsın diyorlar. Beni sahura kaldırmıyorlar. Niye kaldırmadınız diye ağladım. Yemek yedirmeye çalıştılar. Ben de yemek yemedim. O gün iftar vaktine kadar eve gelmedim. Böyle üç gün devam etti. Baktılar benimle baş edemediler. Artık beni de kaldırdılar. Sahur yemeğimiz yağlı bazlama idi. O YILLAR, BU GÜNKÜ GİBİ SOFRALAR ZENGİN DEĞİLDİ. Müslümanlar oruç tutmalı. Aile ortamında iftar yapmalı. Aile ortamında sahur yapmalı. Bana göre doğru olanı budur. Aynı zamanda oruç nedeniyle yakın akrabalar ve yakın komşularla birlikte şölen havası içinde iftarlar yapılmalıdır. Evde pişirilen yemeklerden komşulara da ikramlarda bulunulmalıdır. Günümüzde bu güzellikler unutuldu. Yerini gösterişe dayalı iftar çadırları kurma ve beylerin ve bayanların yer aldığı, çocukların olmadığı iftar yemekleri yenmektedir. Yine baktığımız zaman iftar yemeklerini belediyelerimiz ve kamu kurumlarımız ve işadamlarımız vermektedir. Kamu kurumlarında bürokrasimiz birbirini ağırlamakta. İşadamlarımız, gösterişe dayalı iftarlar yemekleri vermekte. Belediyelerimizde geniş kitlelere iftar yemekleri vermekteler. Ancak bu belediyeler tarafından iftar yemekleri gösterişe dayalı ve israfa dayalı olmaktadır. Özellikle uygulaması zor ve çok meşakkatli olanıdır. Şehrin belli semtlerinde iftar çadırları kuruluyor. Üç beş yerde kuruluyor. Burada adalet var mı? Cevabını siz verin. O gün iftarını yapmak için gelecek kişinin sayısı belli mi? İnsanlar iftar için bu yerlere nasıl gelir? Geri evine nasıl gider? Çocuklar bu arada ne yapar? Herkes bu çadırlarda iftar yapmayı göze alabilir mi? Sorular soralım. O gün için belediye yüz- bin- on bin kişilik yemek hazırladı. Beklenen sayıda orucunu açmak için insan gelmezse? Hava muhalefeti nedeniyle hiç kimse gelemezse? Yemekler ne olacak? Ya da hazırlanan yemek kadar değil de iki katı üç katı insan iftar yapmak için gelirse? Yemek kalmadı! Evinize gidin denirse! Üstelik iftar yemeklerinde yetkililer tarafında yapılan konuşmalar? Yemek sonrası insanların namaz ibadetleri için çekecekleri sıkıntılar! Tuvalet ihtiyaçları! Su ihtiyaçları! Dahasını siz düşünün! Doğrusu bütün bu olanları benim aklım almıyor. Bir anımı anlatarak yazımı bitireceğim. Bir pazar günüydü. Piknik yapmaya gideceğiz. Yiyeceklerimizi hazırladık. Yola çıkmak üzereyiz Bir anons yapılıyor. BEY OBASI KÖYÜ’NDE TÜRKMEN ŞENLİKLERİ yapılacak. Şenlikte ünlü sanatçılar da var. Karar verdik. Şenliğe gidelim. Hem pikniğimizi yaparız. Hem de programı izleriz. BEY OBASI’NA gittik. Öğlen oldu. Yemek dağıtılıyor. Ben yemek almaya gitmedim. Çocuklar da gidemediler. Kendi getirdiklerimizle karnımızı doyuruyoruz. Bu arada bizi uzaktan, O köylü komşularımız var. Hem de arkadaşlarımız. Hayati. Dursun. Bizim için şenlikte dağıtılan yemeklerden almışlar. Yanımıza geldiler. Sizi gördük. Yemek alamadınız. Biz getirdik dediler. Şunun için anlattım. İftar çadırlarına gitmek, orada bir öyün yemek yemek? Gelin şu iftar çadırları işinden, yardım adı altında kolilerle yiyecek dağıtma işinden vazgeçelim. Ne mi yapalım? Her yıl, bir kereliğine her aileye, belli miktarda para verelim. Ramazan ayı adına olsun. Herkes bu parayla kendi iftarlığını kendi alsın. İftarlarını da çoluğuyla çocuğuyla birlikte yapsın. Dini politikaya alet etmekten kurtulalım. ASIM ATABEY EMEKLİ ÖĞRETMEN 29.5.2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.