Haydar Aliyev Altın Barış Ödülü
Türkiye ve Azerbaycan'da Kültür, Sanat, Eğitim PROF. DR. İHSAN DOĞRAMACI'YA Haydar Aliyev Altın Barış Ödülü Bütün Yaşamını İnsanlığa...
Türkiye ve Azerbaycan'da Kültür, Sanat, Eğitim
PROF. DR. İHSAN DOĞRAMACI'YA
Haydar Aliyev Altın Barış Ödülü
Bütün Yaşamını
İnsanlığa Hizmette Görüyor
Sayın Prof. Dr. İhsan Doğramacı sadece Türkiye ve Türk Dünyasında değil, yer kıtamızın her köşesinde tanınan müstesna şahsiyetlerdendir. Onun insanlara ve insanlığa vermiş olduğu hizmetler sınırsızdır: özellikle sağlık, eğitim, kültür, sanat ve bilim bu hizmetler arasında müstesna ehemmiyetlidir.
Dünya tarihinde pek çok tanınan isimler vardır ki, onlar sadece kendi memleketlerinin bağımsızlığı için savaş vermişlerdir: örneğin Napolyon sadece Fransa topraklarının genişletilmesi için; Hitler dünyaya gaddarca kendi ırkını yaymak için; Stalin sosyalizmi dünyaya yaymak için tanınıyorlar ve s. Fakat bu kişilerin hiç birisinin hizmetleri insanlara ve insanlığın mutluluğu, saadeti ve refahına hizmet etmemiştir. Dünya insanları bu ve bunun gibi diktatörleri devamlı lanetle yâd ediyorlar.
Fakat bazı deha isimler de vardır ki, sadece kendi menfaatleri, kendi isimlerinin yaşatılması namına değil, manalı hizmetleri ile dünya insanlarının mutluluğu ve refahı için devamlı çalışmaktalar. İşte bu isimlerin başında Sayın Prof. Dr. İhsan Doğramacı gelir. Neden derseniz? Çünkü onun hizmet alanının yelpazesi daha geniştir, daha azametlidir.
Biz biliyoruz ki, insan mutluluğunun temelinde ilk sağlık gelir. Çünkü çağlık yok ise başarıya ulaşılamaz; sağlık yok ise insan aklı üretmekte aciz kalır; sağlık yok ise insanoğlu üretemiyor, demektir. Sayın İhsan Doğramacının dünya sağlığına vermiş olduğu hizmetleri hakkında öten sayılarımızda çok yazmışımdır. Sadece Türkiye'de Hacettepe ve Ankara Üniversitelerinin Tıp fakültelerinin kurulmasındaki hizmetleri bir tarihtir zaten. Bu üniversitelerin kuruculuk çalışmalarını dünyada ün kazanmış doktor ve uzmanlarla birlikte gerçekleştirmiştir.
Türk Dünyasının Medarı İftiharı
Cumhuriyetin ilk kuruculuk yıllarında Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, özellikle Almanya ve başka devletlerden sanat, edebiyat, tarih ve başka Ana Bilim Dalında tanınmış isimleri Türkiye'ye davet etmiş, onların birikimlerinden fevkalade yararlanmasına olanaklar sağlamıştır. Sayın İhsan Doğramacı da, Ulu önderin yolunu takip etmiştir, tıp alanında dünyada ünlü isimleri Türkiye'ye davet etmiştir. Özellikle kendi uzmanlık alanı olan çocuk sağlığına büyük yer ayırmıştır. Ayriyeten dünya çocuk sağlığı alanında kendisinin fevkalade değerli hizmetleri vardır.
Aynı başarılarını eğitim alanında da büyük coşkuyla yürütmüştür. Türkiye'de ilk Vakıf Üniversitesinin kurucusu gibi, Mütevelli Heyet Başkanlığına devam eden Bilkent Üniversitesi, bir dünya bilim merkezi haline gelmiştir. Bilkent Üniversitesi mezunları, özellikle Elektron Mühendisliği Ana Bilim Dalından son yıllarda mezun olan yetenekli gençlere Amerikanın önde gelen Üniversiteleri asanlıkla sahiplenirler. Neden dersiniz? Çünkü bilim kalitesi dünya düzeyindedir de, ondan. Bilkent'ten mezun olanlara büyük şirketlerde devamlı yer vardır, çünkü kıymetli uzman sayılırlar, kendi alanlarında dünya düzeyinde bilgiye sahipler, daha başarılı sayılırlar. Bu da Bilkent Üniversitesinin teorik ve pratik kalitesinin çok yüksek olduğuna işarettir. Çünkü Bilkent Üniversitesi, sağlam temeller üzerinde yücelmiş bilim ve sanat merkezidir. Ve daha önemlisi bu bilim ocağının başında dünya ünlü, deha şahsiyet, Prof. Dr. İhsan Doğramacı gibi insan duruyor: fevkalade deneyimli, dürüst, titiz ve talepkar bir şahsiyet.
Bilkent Üniversitesinde torpil geçmez, hiçbir güzeşte gidilemez. Burada tek bir ölçüt mevcuttur: bilim, bilim, bilim. Buradaki test ölçütleri dünyada mevcut ölçütler düzeyindedir. Yani sen istesen bile öğrencinin puanlarına müdahale edemezsin, her şey dünya ölçütleri seviyesinde, test usulüyle, bilgisayar ortamında biçimlenir ve yapacak bir şey mümkün değildir. Bu da öğrencinin eğitim kalitesinin devamlı yüksekte tutmasına delalet eder. Yani her öğrencinin bilim ve nazari seviyesini teknoloji harikaları tespit ediyor. Ve istesen de, istemesen de öğrenci devamlı nazari ve pratik kalitesini yüksekte tutmak durumundadır.
Bilkent Üniversitesi, Kendi Evladı Gibidir
İşte bu nedenle Bilkent Üniversitesinin eğitim kalitesi devamlı yüksektedir ve burada dünya düzeyinde hocalar ders vermekteler. Dünyanın en muasır, en çağdaş teknolojileri, teknik donanımları burada öğrencilere hizmet vermekte.
Bilkent Üniversitesinin bir de kaliteli kütüphanesi vardır ki, Sayın İhsan Doğramacı kesesinin ağzını kütüphane için devamlı açık tutuyor. Yılda ortalama 6 milyon civarında Amerikan doları yeni kitaplara, dergilere ayrılır; laboratuarlar genişlenir; yeni yeni Ana Bilim Dalları eklenir.
Bilkentlilerin babası sayılan, Sayın İhsan Doğramacı, aynı zamanda bir müzik ve sanat hayranıdır. Onun istekleri doğrultusunda Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi ve BASSO Akademik Senfoni Orkestrası kurulmuştur ki, dünya turnelerinde Bilkent'in adını doruklara taşımaktadır. Bu mucize fakültede, İhsan Hocamın yardımları sayesinde, Türkiye'de ilk defa olarak Opera ve Tiyatro Ana Bilim Dallarını kurmak şerefi bana nasip olmuştur (1996). Ve bu Ana Bilim Dalları için ders müfredatını da Rektör Yardımcısı, Prof. Dr. Abdullah Atalay'ın teklifiyle ben yazmışımdır. Bu mucize Üniversitede ufak bir hizmetim olduğundan iftihar ediyorum.
Sayın Doğramacı son yıllarda Bilkent Üniversitesi zincirini Doğu yıllarımızda inşa etmeye kalkmıştır. Hatta Türk devletlerinde bile Bilkent Üniversitesi modelleri yaratılmaktadır.
Sayın İhsan Doğramacıyı Azerbaycan'da tanımayan yoktur. Kader dünyada iki büyük deha şahsiyeti bir avuçta birleştirdi. Azerbaycan devletinin kurucusu ve yaratıcısı, siyaset dehası, merhum Haydar Aliyev ile İhsan Doğramacının yolu Naxçıvan'da birleşti ve bu yakınlık dostluğa ve kardeşliğe doğru ilerledi. Dehalar öyle birleştiler ki, sonunda tek vücudun iki eli oldular. İyi hatırlıyorum, merhum Haydar Aliyev, Sayın İhsan Doğramacının doğum gününü Bakü'de yapmaya kalktı. Azerbaycan illerinde, özellikle Bakü sokaklarını ihsan Doğramacının resimleri bezedi. Her evde, her süfrede onun için dualar okundu. Çünkü o gerçek dede-baba topraklarına ayak basıyordu. Azerbaycan halkı, yıllardır yüzünü görmediği kendi evladını afsunluyordu, alkışlıyordu, bağrına basıyordu. Bunu yapan ve gerçekleştiren ise deha insan, merhum Haydar Aliyev olmuştur.
Dünyanın İki Dehası Kardeş Oldular;
Haydar Aliyev ve İhsan Doğramacı
Azerbaycan devletinin kurucusu, merhum Haydar Aliyev, sağlığında 34 yıl hizmet verdiği Azerbaycan'da kendine heykel koymayı yasakladı. Fakat kardeşi kadar sevdiği İhsan Doğramacıya Bilkent Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde azametli bir heykel yüceltti ve 2001 yılında açılışını da kendisi yaptı. Aynı Millet, İki Devletin vefalı, sadakatli evlatları olarak bu iki deha insan Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin üst düzeye yükselişine, kardeşliğimizin pekişmesine büyük hizmet vermişlerdir. Sayın Haydar Aliyev ve Sayın İhsan Doğramacı, iki kardeş devletin sağlam köprüleri sayılırlar. Ve bu ebedi kardeş köprülerinin mimarı ise Türk Dünyasının fedakâr evladı, 9. Cumhurbaşkanı, Türk Dünyasının Tacı - Baba Süleyman Demirel'in olduğunu da unutmamalıyız. Çünkü Sayın Haydar Aliyev'in Türkiye'ye ilk gelişi dâhil, her gelişinde mutlaka, ama mutlaka sayın Demirel ile birlikte Sayın İhsan Doğramacının sürfesinin misafiri olmuşlardır.
Türk Dünyasının fedakâr evladı, büyük insan, Sayın İhsan Doğramacının sinesini dünya devletlerinin en kıymetli ödülleri beziyor. Kendisi zaten Tanrı tarafından dünya insanlarına ve insanlığa manalı hizmet için armağan olarak gönderilmiştir. Bu yakınlarda dünya ödüllerine bir yenisi de eklenmiş oldu: "Haydar Aliyev Altın Barış Ödülü"nü kendi elimle takdim ettiğimde kurur hissi duydum. Çünkü YAYDER Derneği tarafından tesis olunan bu ödül, değerli Hocamıza 2008 yılında verilmesi planlanmıştı. Fakat İhsan Hocamız ufak bir rahatsızlık atlattı ve ödül yakınlarda konutunda, özel misafir odasında, bilim ve sanat adamlarının huzurunda kendisine takdim edilmiştir.
Kısa adı YAYDER olan, Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneği, 2005 yılında Haydar Aliyev'in anısına, Ankara'da kurulmuştur. Derneğin tüzüğünde yazıldığı gibi Ulu önder Mustafa kemal Atatürk ve Azerbaycan halkının milli kahramanı, Umum milli liderimiz Haydar Aliyev'in düşünceleri ışığında kurulmuş sivil toplum kuruluşudur. Haydar Aliyev'in adını taşıyan YAYDER Derneği, Atatürk ve Haydar Aliyev'in Aynı Millet, İki Devlet ideasının tebliği alanında pek çok olumlu Projeleri gerçekleştirmiştir.
Altın Barış Ödülünü Hak Etmiştir
2005 yılının Mart ayında, Gazi Üniversitesi ile birlikte Kültür Merkezinde, Azerbaycan'ın tanınmış şairi, Milletvekili Zalimhan Yagub'un yaratıcılık gecesini organize etmiştir. Gecede ünlü şair, Zalimhan Yagub'un şiirleri söylendi, aşık ustaları geceye müzikle renk kattılar.
Daha sonra Nevşehir Belediye Başkanlığı ile ortaklaşa Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezinde Şair Zalimhan Yagub'un şiir gecesini gerçekleştirmiştir. Binlerle Türk insanının iştirak ettiği şiir gecesinde Azerbaycan şiiri seslendi, ayrıca Şairin Haydar Aliyev'in siyasi hayatını anlatan destanından bölümler okundu. Daha sonra Azerbaycanlı aşık ustaları söz aldılar. Gece büyük coşkuyla devam etti. YAYDER Derneği Azerbaycan bayramlarını, örf adetlerini, tebliğ ediyor. Ayrıca "Ankara İl Gazetesi'nde Azerbaycan Sayfası açılmıştır ki bu sayfada Azerbaycan'da devletçilik, demokrasi, muhalefet, siyaset, sağlık, sanat, edebiyat, müzik, ekonomi yükselişi, Haydar Aliyev Fondu ile bağlı silsile yazılarda Türkiye okurlarına Azerbaycan tümüyle anlatılır. Sadece ulu önder Haydar Aliyev'in siyasi yaşamıyla bağlı 21 sayfa yazılmıştır; siyaset semasında parlayan yıldız, Sayın İlham Aliyev'in siyasi cesareti, muazzam çalışmaları hakkında 12 sayfada yer verilmiştir. YAYDER, Azerbaycan ait 3 kitap basmıştır.
YAYDER Derneği Yönetim kurulunun kararı ile Haydar Aliyev Altın Barış ödülünü tesis etmiştir. Yönetim Kurulunun değerli üyeleri 2008 yılında üç önemli şahsiyete bu ödülün verilmesine karar vermiştir.
İlk ödülümüz, Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev'e verileceğine karar verdik.
İkinci ödülümüzü Prof. Dr. İhsan Doğramacıya ve üçüncü ödül ise Azerbaycan ekonomisinin yükselişinde müstesna hizmetleri olan, ünlü iş adamı, "Azersun Holding" Yönetim Kurulu Başkanı, Sayın Abdoolbarı Goozal'a verilmesine karar verilmiştir.
Mucize İnsana Yakışan Liyakatli Ödül
Yakınlarda değerli Hocamızı ziyaret ettik ve niyetimizi bildirdik. Çok memnun kaldı ve bu ödülü almaktan kurur duyacağını bizlere ifade etti. Bunun için program tuttuk, büyük bir toplantı yapılacaktı ve Hocamıza bu ödülü verecektik. Değerli hocamızın sağlık sorunları olduğunu biliyorduk ve böyle bir toplantıya gelmesi sıkıntılı olacaktı. Ödül ile bağlı tüm etkiyi Hocaya bıraktık ve son olarak 24 Mart 2009 tarihinde, Azerbaycan-Türkiye Dostluk Vakfının Eşbaşkanı, eski Turizm Bakanı, Sayın İlhan Aküzüm ile birlikte Hocayı aradığımızda aynen şöyle dedi:
"Ben konuttan çıkmayı düşünmüyorum, gelin Konutuma, misafirlerim vardır ve ödülü konutta takdim edin". Türk dünyasına ve Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin köprüsü sayılan, değerli bakanım bana:
"Şimdi gitmeliyiz, bizi bekliyor. Ödülü al, bir başa konuta gidelim. Hoca böyle istiyor. Büyük toplantı kendi sağlığı için sıkıntılı ola bilir. Belki de böyle daha iyi. Gidiyoruz."
Arabalara atladık, konutun yolunu tuttuk. Geldiğimizde Sayın İhsan Doğramacı her defa olduğu gibi seligeli giyinmiş, mutlu güler yüzüyle bizi karşıladı. Konutta ona yakın değerli misafirler sırayla oturmuştu. Yurt dışından da misafirleri vardı.
"Hocam izin verseniz birkaç kelime hakkınızda söylemek isterim. Ama yarı Azerbaycan aksanında, yarı Türkçede konuşacağım, dedim". Çünkü Azerbaycan aksanını çok sevdiğinden, mahsus böyle ifade ettim.
"Olur, sen konuş, ben çevireceğim," dedi. Onu yormak istemedim. Oturanlar arasında MSSF Dekanı, Doç. Dr. Sayın Işın metin de vardı. Ondan rica ettim, seve seve, dedi. Fakat Hoca konuşmamın tercümanı olduğunu elden vermedi, kendisi çevirileri yapıyordu. Zaman zaman mütevazılık yapıyor, kendiyle bağlı mümtaz sözleri çevirmekten kaçıyordu, "Bunu çeviremem", diyordu.
Fakat Dünyada, özellikle de Türk dünyasında mucizeleriyle, fevkalade başarılı hizmetleriyle, sağlık ve eğitim alanında dünya insanlarına vermiş olduğu hizmetleri, o kadar büyüktür ki, sıralamış olsam bütün geceyi konuşa bilirdim. Bunları çevirmiyordu ve misafirler çevirileri tamamlıyordu...
Sonunda YAYDER Derneğinin Yönetim Kurulu değerli üyelerinin almış oldukları kararı okudum ve ödülü kendisine takdim ettim. Büyük coşku ve heyecan yaşıyordu, ama ödülü aldıktan sonra dikkatle Haydar Aliyev'in heykeline bakarak durdu. Büyük siyaset dehası dünyasını değişmiştir ve kendisi ile yıllardır görüşmüyordu. Dünyasını değişen ulu önder Haydar Aliyev'in heykeline dikkatle bakıyor, sanki onunla diyalog kuruyordu, içinde konuşmalar yapıyordu kendisiyle...
DEVAMI VAR..
Prof. Dr. Eflatun NEİMETZADE
Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneği
Genel Başkanı, Azerbaycan "Naxçıvan" Gazetesi,
ATXEM ve "KÜR-XAZAR" Cemiyetleri
Türkiye Temsilcisi. Ankara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.