Öyle bir zamana mahkum olduk ki,sussan olmuyor. Söylesen, yazsan kimse aldırmıyor. Yetkiyi ve mührü eline alanlar, yetki büyüsüne katılmışlar, kafalarına göre veya yasaların açıklarını iyi değerlendirerek yollarını bulmaya, haksız kazanç elde etmeye ve zengin olma hırslarının vahametine kapılmışlardır.

                Geçmiş yıllardan intikal eden keyfi ve yanlış uygulamalardan birisi de pazar yerlerinde halka hizmet eden ve geçimlerini sağlayan pazarcı esnaflardan yer paralarının alınması ilkelce ve edepsizce olmaktadır.

                Pazar esnafını ve seyyar satıcılık yapanlardan yer parası alan görevliler çok hatalı bir uygulamanın kurbanı olmaktadırlar. Pazarcılardan yer parasını aldığı halde her aldığı paraya makbuz kesmediklerine şahit olduk.Sorduğumuzda, ikisine bir, üçüne bir kesiyoruz cevabını almaktayız.

                Bu sakat uygulamaya kimler yetki veriyor?Yetki verenler kabul etmeyeceklerdir. Makbuzla gezen görevlilerde risk altıda mecburi, korkudan bu hatayı yapmaktadırlar. Belediye encümenleri ve meclis üyelerinden talebimiz bu uygulamaya son vermeleridir. Alacakları kararla yer parası almayı kaldırmalıdırlar.

                Ekonominin rezil olduğu, halkın geçim sıkıntıları yaşadığı bu devirde hiç olmazsa bir katkı sağlanmış olur. Encümenlerden bazı bilgiler almak istediğimizde şeffaf bilgiler alamıyoruz. Günde belediye fırınından kaç ekmek çıktığını ve kaç gram olduğunu bilmeyen ne yazık ki encümenlerimiz var.

                Son yirmi yılda 200 ün üzerinde imar yasalarında değişiklik yapan iktidar ve ortağı bazı yandaşlarına kolay para kazanma, arsa ve tarla alma curcunasını duyuyoruz. Kırşehir -Mucur arasında sağlı, sollu yerlerin ve tarlaların istimlak edildiğini,parası olanların geleceğin rantını düşünerek yer aldıklarını işitiyoruz.

                Geçmiş yıllarda da ihalelerde ki karışıklıkları, ihalenin verileceği tarihi ve saati belirleyen bazı yerel gazetelerde ki ilanın bir gün sonra gazetenin dağıtıldığına şahit oldum.

                İhalelerde hangi encümenlere, hangi memurlara veya arkadaşlara, yandaşlara verildiğini sır olarak saklıyorlar. Bazı kişilere 4- 5 arsa verildiği, Kırşehir'de bazı siyasilere arsaların dağıtıldığı duyumlarını alıyoruz. Bu haberlerin doğru olmadığını iddia edenler varsa, son 10 yılda kimlere arsa verildiğini açıklasınlar.

                Bu arsa verilmesinde başkanların ihalenin olacağı günü izinli olup il dışına çıktıklarını, yerine vekaleten bakan encümenlere evlerine veya bahçelerine gönderilip kararların imzalatıldığını biliyoruz. Yapılan soruşturmalar sonucunda ihaleye fesat karıştırmaktan, görevleri kötüye kullanmaktan 29 kişiye mahkemece cezalar verildiğinin kararı elimizdedir.

                Adaletin çürüdüğü bu sistemde ne yazık ki davalar aylara, yıllara yayılıyor. Suçlular cezalarını çekmiyorlar. Halka hesap vermiyorlar. Suç işledikleri halde hala siyasette varlığını devam ettirmekte kararı olduklarını görüyoruz. Mucur Belediyesinin 53 trilyon borcu ne durumda? Zimmetlerine para geçirenlerin akıbeti ne oldu?

                Haksızlığa uğrayanlara sahip çıktığımız,masumları korumak için çabalarımız sonucunda, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır." misali tehditlere, hakaretlere maruz kalıyoruz. Öyle yüzler var ki, ne Allah'tan korkuyorlar, ne de kuldan utanıyorlar.

                Mucur'da yapılan büyük inşaatlar,çalışmalar, güneş tarlaları gibi hizmetlerde şirket sahiplerinin hep doğulu olası, çalışma alanlarına başkalarını sokmaması ve gazeteci olsak ta resim çekmeye izin bile vermiyorlar. Bu şantiyelerde kaç Mucur'lu genç çalışıyor?

                Açılım yapıyoruz, çözüm süreci diyerek ülkeyi yıllarca oyalayanlar, açılım ve çözümün yerine geldiğini Mucur'da inşaat yapan şirketlerden belli değil mi?Güneş tarlaları panellerinden ve rüzgar güllerinden Mucur neden yararlanamıyor?

                Haksızlıklar karşısında susanlar, korkularından yetki sahiplerine tek söz etmeyenler, kendi haklarını aramaktan korkanlar; en az suç işleyenler kadar sizlerde mesulsünüz. Ülkenin tek adam sisteminden mutlaka kurtulması lazım. Ülkeyi cesur, yürekli iyiler yönetmelidir.