Alaattin Karaer

Alaattin Karaer

FAS GEZİMİZ! (3)

FAS GEZİMİZ! (3)

Uzun geçen yolculuk hepimizi yormuştu. Akşam fazla yürüyüp, gezmeden otele döndük. Çünkü program rehberimizin dediği gibi, sabah arabanın tekeri saat 08.00 dönmüş olacaktı. Sabah kalkılacak, hazırlanılacak, kahvaltı falan derken…

    Çektiğimiz çileyi görüyor musunuz. Paranızla rezillik herhalde! Yatılı okul sanki. Rehberimiz öğretmen, bizler de öğrenci.

   Sabah hazırdık tam tekmil. İlk gün zamanında eksiksiz başlıyordu gezimiz. Fas’ta Saat: 08.00

   Türkiye’de 12.00

    Kaldığız otele yakın. Gar’ın önünden, Opera binasının önünden geçerek gidiyoruz.

     İlk gideceğimiz yer Majorelle Bahçeleri…

alaattin-karaer-kose-yazisi-1-001.jpg

Oraya gidene kadar, öğretmenimiz pardon rehberimiz. Fas hakkında açıklamalarda bulunuyor, bilgiler veriyor her zamanki gibi! Dinleyene tabi ki! Kimi uyukluyor, kimi etrafı seyrediyor, kimisi fotoğraf çekmeye çalışıyor. Herkes kendi dünyasında sonuçta. Biz yine de kulağımıza gelen bilgilerden kalanlardan aktarmaya çalışalım. Akşamki gösteri soruldu. Rehberimizde benim gibi futboldan çok iyi anlıyormuş.

 

     “Uçaktan inerken gördünüz mü! Bizde Fas deyince Çöl anlayışı var. Öyle değil, bir tarım ülkesi. Sağa, sola bakınız bir tarım ülkesi olduğu kendiliğinden anlaşılır. Hayvancılıkta var. Çöl’ü Varzazat’a gidince göreceksiniz.

     Argan ağaçları göreceğiz. En çok göreceğimiz Zeytin. Bunu genellikle İspanyollar ekiyor. İspanyollarda satın alıyor ürünü. Ülkemizde zeytinlikler genellikle dağınık olur, burada bahçe düzenindedir. İspanyollar zeytini soğuk sıkım yapıyorlar. Onun içinde zeytin yağları kıymetlidir.

     Arapça olarak ülkenin ismi ELMARİK. Resmi adı Fas Krallığı. Her yerde kralın resmini görürsünüz. Sakın boş bulunup ta krallık nedir, kral kim oluyormuş gibi sözler kullanmayın. Kralı çok severler, krala çok saygıları vardır.

     “Ülkenin nüfusu 34 milyon. Nüfus oranı yüksek. 447 km2. Batı sahrayla 725 km2 Bu Batı sahra ihtilaflı bir bölge. Fas’ın mı! Değil mi belli değil. Cezayir Fas’a ait olmadığını söylüyor. Kimileri fas’a ait olduğunu… Batı sahra dediğimiz yerin nüfusu 300 bin. Çokta büyük değil, ama büyük sorun. En büyük şehri Kazablanka. Başkenti Rabat. Marakeşi, göreceğiz. Fes’i, göreceğiz. Meknes’i göreceğiz. Çok uzun bir sahil şeridi olan bir ülke. Doğusunda Cezayir var. Cezayir’le 1994’den beri sınırları kapalı. Sebep batı sahra sorunu. Fakat Fas-Cezayir uçak seferleri yapılıyor.

     Çok sayıda polis kontrol noktalarından geçeceğiz. Yavaşlayacağız. Bazen durdururlar. Otobüste ön iki koltuğa turistlerin oturması yasak. Can güvenliği açısından. Kuzeyden İspanya ile komşu. Cebelitarık üzerinden deniz komşuluğu. İspanya buradan ayrılırken beş tane küçük şehir’i geride bırakmış. Aşağıda Moritanya var. Batı sahra komşuluğu. Siz buralarda hep ovaları görüyorsunuz. Atlas dağlarını da göreceksiniz. Sarp dağlık yerler çok bu ülkede de ayrıca Tunus’a kadar uzanan Atlas dağları…. Kısaca, geniş ovaların, dağların ve çöllerin olduğu bir ülke. Çok farklı kültürleri bir arada barındırıyor. Arap ülkesi diyoruz. Fakat geleneksel olarak Berberiler daha çok kapsamaktadır. Azda olsa Avrupalılar. Fransa’nın sömürgesi olduğundan. 

     Burası Anayasal Monarşi. Seçilen bir parlamento var. Kralın üstün ve sınırsız yetkileri var. Hem yürütme ve yasama.  Başkomutan, sonuçta askeri gücüde var.  Dış İşlerinde o adam… Din işlerini belirleyen o adam… Temsilciler Meclisi var, Konsey Meclisi var. Fakat Kanun hükmünde kararname imzalama hakkı var. Yasama gücünü de elinde bulunduruyor…

     Fas ta baskın olan din İslam. Onunda iki kolu var. Hanefi ve Maliki.

     Çok övündükleri bir bağımsızlık geçmişi var. 40 yıllık Fransa egemenliği, sömürgesi ve yönetimi dışında kimsenin egemenliğine girmemiş bir ülke. Her ne kadar bizim Osmanlı için çizdiğimiz haritaların içinde Fas yer alsa da, hiçbir zaman Osmanlının parçası olmamıştır.

     Osmanlı burada yönetime gelmemiş, , buraya yönetici de atamamış. Zaten onun için burada hiçbir şekilde her hangi Osmanlı yapısına rastlayamazsınız. Bu Osmanlının güçsüzlüğünden değil. Cezayir’e kadar gelmiş, Fas’ı da rahat alır. Öyle bir çabaya gerek duymamış.

    Burada zaman zaman yöneticiler kendi aralarında uyuşmazlığa düştüklerinde, Osmanlıdan yardım istemişler. Bu yardımlar sırasında istediklerini başa getirmişler, buradan da istedikleri vergileri almışlar.

    Kendi toprakları arasına alıp, bir vali atamaya gerek duymamış Osmanlı.”

    Bizim rehberin susacağı yok anlaşılan. Çok derinlere dalıyor. Biz gideceğimiz Majorella Bahçelerinden bahsedelim.

Majorelle Bahçeleri: Otobüsümüz Majorella Bahçelerinin yakınında bizleri sonra almak üzere bıraktı. Girişteki gişeden bilet almak için kuyruk vardı. Bizlerin biletlerini tur şirketi toplu aldığı için beklemeden giriş yaptık..  Karşımızda büyük  kaktüsler, bitki örtüsü, şehrin tam ortasında bir vaha… Dünyanın farklı köşelerinden getirilmiş olan kaktüslerin, palmiyelerin ve çeşitli bitkilerin arasına serpiştirilmiş Fas usulü havuzları ve Majorelle Bahçeleri herkeste hayranlık uyandıracak derecede güzel. Her bitki ve ağacın yaydığı mis gibi koku içerisinde geziniyoruz. Çok büyük diye düşünmüştük. O kadar değil. Küçük mekanda dev gibi kaktüsleri ilk kez görüyordum kendi adıma. Rengarenk begonviller, palmiyeler, yaseminler bilmediğimiz niceleri küçük yerde bizlerle. 3 bin çeşit bitki türü olduğu söyleniyor bu küçük bahçede.  1919 yılında Jacques Majorelle isimli bir ressam, Kuzey Afrika’nın  büyüsüne kapılıp Marakeş’e taşınır ve burada gittiği yerlerden topladığı bitkilerden bir botanik bahçesi oluşturur. Bahçesinde sık sık kullandığı çivit mavisi renk onun ardından “Majorelle Mavisi” olarak anılmaya başlanmıştır. Ölümünün ardından buraya ünlü Fransız modacı Yves Saint Laurent ve Pierre Berge  satın almış.  Yves Saint Laurent öldüğünde küllerinin buraya serpilmesini vasiyet etmiş. Bahçenin bir bölümünde küllerinin atıldığı ve onun anısına arkadaşı tarafından dikilen birde anıt bulunmaktadır. Vakfa bağışlanmış olan bu mekanın içinde Berberilerin hayatını ve yaşam biçimini anlatan güzel bir müze bulunmaktadır. Müzeye girdik, fakat fotoğraf çekmenin yasak olduğunu belirtiler. Anlatılmaz ki görmek gerekli.  Küçük satış mağazası, kafeterya da bulunmakta bahçe içerisinde. Fiyatlar yüksek olduğu için, fotoğraf çekmekle yetindik.

 

alaattin-karaer-kose-yazisi-2.jpg

alaattin-karaer-kose-yazisi-3.jpg

alaattin-karaer-kose-yazisi-4-001.jpgalaattin-karaer-kose-yazisi-5.jpg

devam edecek…

Bu yazı toplam 1190 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaattin Karaer Arşivi