Alaattin Karaer

Alaattin Karaer

FAS GEZİMİZ! (15)

FAS GEZİMİZ! (15)

alaattin-karaer--kose-yazisi-1-022.jpg

     Fes’deki iki günümüz son buluyor bu sabah. Fas’ın başkenti Rabat’a doğru yol alıyoruz. 140 km. yolumuz var. Güzel bir hava! Rabat Burgrag nehrinin kenarında, modern bir başkent. Nehrin karşı tarafındaki Sala kenti ile komşu. Fas bizi etkilemişti. Hiç beklemediğimiz güzellikte şehirleri vardı. Rabat’ta otobüsten gördüğümüz kadarıyla, temiz cadde ve bulvarlar…

     Fas’ın bugünkü başkenti Rabat, geçmişte Fenikeliler, daha sonra Romalılar, Berberiler ve Muvahhid hükümdarı Yakup El Mansur’un Tunus’tan İspanya’ya kadar uzanan topraklarına başkentlik yapmış 1912 yılında Fransız-İspanyol protektorasının kurulması ile idari başkent olmuş. 1956 yılında Fas’ın bağımsızlığını kazanması ile yeniden krallığın başkenti haline gelmiş. Fas’ta  en fazla Türk’ün olduğu yerinde Rabat olduğunu öğreniyoruz.

     Fazla vakit geçirmeden. V. Muhammed Türbesi ile Hasan Kulesini görmeye gidiyoruz. Rehberimiz hatırlatmıştı, girişte atlı askerler ve içerde nöbet tutan askerlerle fotoğraf çektirebilirsinizi diye! Fas kraliyet sarayı Fas karalı VI. Muhammed’in ikameti, devlet idari ve siyasi hayatının merkezi olarak kabul edilir. Eski kent tarafında bulunur.

     Kule ve Türbe aynı yerde konuşlandırılmış. İkisinin arasında betondan yapılmış bir alan ve sütunlar var. Yeşil çatı ve küçük kule ile uzun iki katlı sarı – turuncu bina oyma kemerleri, resimli mozaikler ile süslü Arap geleneksel tarzında yapılmıştır. Bahçe zengin çiçek ve bitkilerle dekore edilmiştir. İçerisinde Sultan Camii Ehl-Fas bulunuyor. Burada herkesin dikkatini çeken kapılardaki geleneksel kıyafetleri ile atlı nöbetçiler. Bol bol resim çekiyoruz. Onlar da bize bu imkanı veriyorlar.

alaattin-karaer--kose-yazisi-2-014.jpg

   Fas’a 1956 yılında bağımsızlığını kazandıran V. Muhammed’in anıt mezarındayız önündeyiz.

alaattin-karaer--kose-yazisi-3-021.jpg

1960’larda inşa edilmesine karşın Fas sanatlarına adanmış yapı olduğunu görünce anlamamak mümkün değil! Binanın her köşesinde Berberi savaşçıları gibi giyinmiş askerler nöbet tutmakta. İsteyenlerle fotoğraf çektirmekteler.

alaattin-karaer--kose-yazisi-4-023.jpg

İçerisine girdiğimizde çok büyük sayılmasa da muhteşem bir görüntü ile karşılaşıyoruz. Ahşap oymalı kubbe altındaki zeminde V. Muhammet’in yanı sıra iki oğlunun da mezarı buradaymış.

alaattin-karaer--kose-yazisi-5-014.jpg

En büyük mezar V.Muhammed’indir. Oğlu II.Hasan’ın naaşı ise 1999’da defnedilmiştir. Anıtmezar 12. yüzyılın sonunda Muvahhid hükümdarı tarafından yaptırılamaya başlanan Hasan kulesinin kalıntılarına bakar. Yakup el Mansur büyük proje bitirilmeden ölünce yapı olduğu gibi bırakılmıştır. Projeden bugüne kalan tek şey, yıkılmış tuğla duvarlarının kalıntılarıyla çevrili birbirine paralel kısa sütün dizileridir. Buna karşın caminin Hasan Kulesi olarak bilinen tamamlanmamış devasa minaresi Muvahhid mimarisinin bir anıtı olarak ayakta kalmayı başarmıştır. Oldukça yüksek olan Hasan Kulesi manzarası ile dikkat çekicidir.

alaattin-karaer--kose-yazisi-6-018.jpg

Anıt mezarın karşısındaki Hassan Kulesi, aynı zamanda Rabat’ın simgesiymiş! Sultan El Mansur’un 12.yy da İslam Dünyasının en büyük camii için yaptırdığı 86 mt’lik minarenin 44 mt’si ayakta, büyük proje bitirilmeden Sultan El Mansur ölünce cami ise hiç yapılmamış, olduğu gibi bırakılmış. Bugüne kalan tek şey, yıkılmış tuğla duvarlarının kalıntılarıyla çevrili birbirine paralel kısa sembolik mermer kolanlar işte bu yapılamayan camiyi simgeliyormuş. Buna karşın caminin Hassan Kulesi olarak bilinen tamamlanmamış devası minaresi Muvahhid mimarisinin bir anıtı olarak ayakta kalmayı başarmış. Bol bol çekmiş olduğum fotoğrafların hepsini sizlerle paylaşmak isterdim. Yıllarca gezdiğimden çıkardığım kendime göre sonuç, yazıdan çok fotoğrafların anlam ifade ettiğidir. Gezilerin can damarıdır, kalbidir fotoğraflar.

alaattin-karaer--kose-yazisi-7-009.jpgalaattin-karaer--kose-yazisi-8-008.jpg

Kırmızı kumtaşı olan kule, caminin kalıntıları ve V. Muhammed’in modern mozolesi ile birlikte Rabat’ta önemli bir tarihi ve turistik kompleks oluşturmakta olduğundan olacak ki; Rabat’a çok turist geliyormuş. Özellikle Fransa, İtalya, Hollanda, İspanya gibi ülkelerden tatile gelenler çokmuş. Kral’ın Sale’de oturuyor olmasından dolayı da, bu bölgede zenginlerin evlerinin olduğu bir yermiş.

    Sırt çantamıza dolduruyoruz kalan anılarımızı ve otobüsümüze doğru ilerliyoruz…

 

                                                                                        devam ediyor…

 

 

Bu yazı toplam 1065 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaattin Karaer Arşivi