FAS GEZİMİZ! (12)
Bab Bou Jeloud: Kraliyet Sarayı’ndan, Yahudi Mahallesinden yürüyerek giriş yaptığımız Eski şehre giriş yaptığımız kapı, en meşhur kapıymış. 3 simetrik kemerle süslü kapı 1923 yılında imşa edilmiş. İç tarafı yeşil, dış tarafının rengi ise mavidir. Bu yüzden Bab Bou Jeloud yani mavi kapı olarak anılmaktadır. Bu kapıdan giriş yapmıştık.
Şimdi öğle yemeği için başka bir kapıdan çıkıyoruz.
Yürüyerek yemek için restauranta gidiyoruz. Dar ara sokakta bir restaurant. Fakat içerisi sanki saray yavrusu. Yemek çıkışı çocuklar etrafımızı sarıyor. Çocuk her yerde çocuk! Suçsuz ve günahsız. Yalandan ve dolandan habersiz…
Bekleyen otobüsümüzle Fes’i kuşbakışı görmek için bir yere çıktık, fakat ismini bilemiyorum. Rehberimizi sordum, daha cevap gelmedi. Demek ki oda benim gibi bilmiyor.
Kısa bir süre, fotoğraf çekiminden sonra, Seramik atölyesine gidiyoruz. Bizim burada Ürgüp, Avanos yöresinde görmüş olduğumuz atölyeler benzeri. Çalışan kızlar, Fas’ın el sanatlarının güzelliğini, bayanların ellerinin üstlerine geçici desen çizerek göstermek istiyorlar. Dövmecilerin çizdiği gibi. Sonuçta bahşiş.
Sanat Art dergisinde Berk Dicle’nin yazısını okuyunca. Güzel yazısıyla Zellige’yi tanıtalım.
Fas’taki tüm kapıların yanında duvarlarda, yerlerde, masalarda, çeşmelerde, camilerde, mezarlarda v.b yapıtlarda detaylı bir kesme çini mozaik sanatı göze çarpmaktadır.
Zellige ismi verilen ve renkli kesme seramiklerden yapılan mozaikler şeklindeki bu sanat 13. yüzyıldan itibaren Fas’da popülerlik kazanmaya başlamıştır. Zengin sınıfların villalarının ve cami duvarlarının dekore edilmesi amacıyla Fes şehrinde başlamış, daha sonra Emevi İspanya’ya yayılmıştır. Güçlü bir dizaynın gerektiği yerler için son derece uygun olan değişik renk ve şekillerin zengin bir karışım ve birleşiminden oluşur.
“Zellige” terra cotta tarzında sırlı seramik karelerden kesilen küçük çini mozaik parçacıklarla yapılmaktadır. Fas mimarisinin ana karakterlerinden biridir. Genelde duvar, tavan, çeşme, yer, havuz, masa vb için süslemelerde kullanılan çinilerden oluşan geometrik mozaiklerdir.
Değişik renklerde pişirilmiş 10x10 terra cotta seramiğin keski yardımıyla tek tek kırılması veya kesilmesi yoluyla oluşan çini mozaik parçaları yeniden dizilerek istenen desenler elde edilmiş ve yüzyıllar boyu korunabilmiştir. Terra cotta karolar bünyelerinde bol silis içerdiklerinden kolaylıkla düz kesilebilmektedirler. Bu yöntemde karmaşık mozaik desenler duvara ya da yere uygulanmadan önce, kesilmiş seramik parçalar bir panoda ters olarak dizilmektedir. Dikkatlice bakılırsa küçük parçaların arkalarının çapraz (incelen tarzda) kesilmek suretiyle çimento için geniş bir yapışma yüzeyi bırakıldığı da fark edilebilmektedir.
Günümüzde başta Fes şehri olmak üzere hâlâ geleneksel yöntemlerle üretim sürmektedir.
Pişirim sonrasında karolara düz hatlarda çizilip kırılma özelliğine sahip, Jebel Ben Jeliq’den getirilen ince yapılı özel bir kil hammadde olarak kullanılıyormuş.
Hammadde kil, çamur dinlendirme havuzları ve zeytin küspesi yakılan fırınlarda işlendikten sonra, sırlamaya geçiliyor. Meknes’ten getirilen yerel kırmızı toprakla sırlama yapılarak fırınlanıp, öğütülüp su ve renk katılıyormuş.
Sırdaki bazı pigmentlerin yapımında hurda bakırdan yeşil ve koyu mavi renkler, maden cevherlerinden siyah renkler yerel olarak elde edilirken, turkuaz, kırmızı ve sarı gibi eskiden bilinmeyen modern renkler ithal edilmektedir. İki kez fırınlama işlemi yapılıyormuş. Birincisi sırlama öncesinde fırının yüksek ısılı bölümünde ve renge batırıldıktan sonra…
İşçiler hatları hafifçe çizdikten sonra, çelik örs üzerinde keski yardımıyla şekil veriyorlar. Her biri ayrı isme ve anlama gelen 360’ın üzerinde desen varmış. Çok zor bir iş olduğunu görmüş olduk. Hani derler ya, el emeği göz nuru diye.
Satış bölümünü geziyoruz. Çok pahalı vazolar.
devam ediyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.