en tehlikeli canlı!
Düşünebilen varlık olduğu için en tehlikeli canlı insanmış! Düşüncelerini kötüye kullandıkları içinde bir canavar olabiliyorlarmış. Böyle kişiler,...
Düşünebilen varlık olduğu için en tehlikeli canlı insanmış! Düşüncelerini kötüye kullandıkları içinde bir canavar olabiliyorlarmış. Böyle kişiler, iki ayaklı yılanlar olarak da nitelendirilirlermiş. Ancak yılana haksızlık olduğu düşüncesi de; ‘ su içerken yılan bile dokunmaz’ sözleriyle halk arasında söylenir. O nedenle de artık günümüzde en tehlikeli canlıların hayvanlar değil, insanlar olduğu söylenmektedir. Hayvanlar toplu katliam yapmazlar. Uçakları bombalamazlar. Yalan nedir bilmez onlar. Dil farkı, din farkı bilmez onlar. Dedikodu iftira yoktur onlarda! Söz verip caymazlar. İntikam hırsları yoktur. Trafik canavarı değillerdir. Onlar İsrailli değiller ki, Filistinli vatandaşları kurşunlasınlar. Bunları söylerken de, hayvanların bakımını üstlenecek kadar yakın değilim. Hayvan sevgisi küçük yaşlarda aşılanır. Aileden, çevreden geçer bu sevgi yumağı. Buna rağmen bu yaşıma kadar bir sapan dahi alıp bir kuşa atmış insan da değilim. Biz insanız ve canlıların içinde en gelişmişi olduğumuza göre neden bu kötü düşünceler. Kıyımlar, savaşlar. ‘Martı deyip geçmeyin’ yazısını okuyunca, bu düşüncelere kapıldım. Martı herkesin bildiği deniz kuşları olarak anılır. Martıgiller familyasından olan, denizi olan tüm dünya topraklarında yaşayabilen özelliklere sahip bir kuştur. Çöllerde ve kutuplarda rastlanmazlar. Yaklaşık olarak 35 cm boyunda, sivri ve uzun kanatları olan, yüzme ve uçma yeteneği gelişmiş, perde ayaklı bir kuş türüdür. Oldukça fazla türleri bulunmaktadır. Gümüşsel martı, cüce martı, güler martı ve kara martı en fazla rastlanan türleridir. Genellikle toplu halde deniz kıyısı olan yerlerde yaşarlar. Kafa bölgesindeki tüyler kışın beyazlaşırken, yazın daha koyulaşır. Tüylerinin rengi beyaz, siyah ya da kül rengindedir. Kanatlarının büyüklüğü iyi uçmasına yardımcı olur. Suyun içine dalma özellikleri olmadığından, en kötü koşullarda bile denizin üzerinde yüzerek, dinlenirler. Gaga yapıları orta bölüme kadar düz inerken, uç kısma doğru kanca şeklini alır. Kuyrukları genellikle çatallı, ayakların ön parmakları perdeli, arka parmakları ise perdesizdir. Denizin yüzeyinden ve kıyılarından beslenirler. Oldukça iştahlıdırlar. Yedikleri böcekler, leşler, yumuşakçalar ve çöplükteki artık yiyeceklerdir. Yedikleri arasında plastik olursa, sürekli tokluk hissi duyacaklarından ölüme kadar giden bir süreç yaşarlar. Çöplerin olduğu kıyı kesimlerinde bu kuşlardan bol miktarda bulunur. Çirkin bir sese sahip olan kuşlar, zarafetten ödün vermeyen yapılarıyla dikkat çeker. Oldukça sosyal bir yapıya sahip olan kuşlar, insanlarla iç içe yaşamayı sever. Denizden uzak yaşayamazlar. Ortalama yaşam süreleri 25 yıl kadardır. Martıların üremesi nasıldır? Toplu olarak yaşayan kuşlar, yuva yapmak için bataklık kıyılarını, evlerin çatılarını, göl ve deniz kenarlarını tercih eder. Çiftleşmeleri ağızdan gerçekleşir. Muntazam yapılmamış olan yuvaları, yosunlarla örtülüdür. Dişiler 2-3 adet arası yumurta yaparak, 3-4 hafta süresince kuluçkada yatar. Kuluçkayı erkek ve dişi nöbetleşe olarak yapar. Yumurtalar kahverengi veya siyah beneklidir. Yavrular ilk çıktığında esmer olarak doğar. Yavruları ve yuvayı korumakta da erkek ve dişi birlikte hareket eder. Anne ve babasının gagasına vurarak açlığını anlatan yavrular, 4-6 haftalık olduğunda yuvadan uçarlar.
- Martılar zekidir. Öğrenebilme, öğrendiklerini anımsama ve diğer martılara öğretme becerisine sahiptir.
- Martıların zekası özellikle beslenmelerinde kendini belli eder. Örneğin sert kabuklu deniz yaratıkları yükseklerden kayaların üzerine atarak, kırılmasını sağlar; taze sürülmüş tarlalarda solucan avına çıkar.
- Anne ve baba martı yavrularının uzun süre bakımını üstlenir. Dönüşümlü olarak yavrularını besler ve başlarında nöbet tutar.
- Martılar hem tatlı hem de tuzlu su içerler. Pek çok hayvan bunu yapamaz. Fakat martıların gözlerinin üzerinde bulunan bir çift bez, tuzu basınç uygulayarak yıkar ve gaganın üzerindeki deliklerden sistemin dışına atar.
- Genç martılar sürüler oluşturur. Martı kreşleri gibi bir arada yaşarlar. Birkaç yetişkin erkeğin gözetiminde yaşamsal beceriler kazanırlar, başlarının çaresine bakmayı öğrenirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.