DOKUZ EYLÜLÜ VE ÇANAKKALE'Yİ BİLMEYENLERE
Yüz yıl önce yani var oluşun yıl dönümünde Kuvayi milliyenin şahlanışı,bir oluşumumuzun, kınalı kuzuların toprağa düştüğü, eratlarının üzerine kapanıp şarapnel parçalarının zarar vermemesi için kendini feda eden komutanların, kefenlerini giyip sıra bekleyenlerin, köyde kentde eli silah tutan genci cepheye gönderip: dönme oğul,eğer bayrak düşerse, dönme oğul eğer ezan susarsa, dönme oğul eğer namusumuza el atanları vurmadıkça diyen beli bükülü ecdatların hediyesi Çanakkale'nin var oluşu, adına Çanakkale geçilmez diyen Türk milletinin var oluşu. Yedi düvelin Çanakkale'de denize gark oluşunu kutluyoruz. Elhamdülillah. Burada bir olay beni kahrediyor onu anlatayım, sonra var oluşumumuza devam edeceğim. T.B.M.M başkanlığını yapmış ismine ve soy ismine layık olmayan biri hala bu olanları kavrayamamış ya da o denize dökülenlerden kalmış. Çok hemde çok zoruma gidiyor. Yokdan var olan millet kurulan son kale,son Türk kalesi. Ne demek istiyorsun. Toprağa düşenler cennetlik sen ise onların kemiklerini sızlatan bir hiç. Yani bir hiç. Devam edelim Çanakkaleye ne yazacağımı bilemiyorum. Ne yazsam da onları tarihin şeref levhalarından indirmesem diye düşünüyorum. Ne yazsam da o ne olduğu belirsiz insana dersini versem diye düşünüyorum. Ey o insan! Şu saydıklarım senin ve geleceğin için toprağa düşmüştürler. Allah seni bildiği gibi yapsın ruhsuz adam. Diyorum ki Çanakkale'de şehit olan alay komutanlarını yazayım diyorum. 45. Alay kom. Yar. Refik bey. 17. Alay kom. Yar. Hasan bey. 17 alay kom. Binbaşı Hüseyin bey. 33. Alay kom. Yarb. Ahmet Şefki bey. 57. Alay kom. Yb. H.Avni bey.18. Alay kom. Binb. Mustafa bey. 47. Alay. Kom. Binb. Teffik bey.14. Alay kom. Binb. İ. Hakkı Öztürk bey. 15. Alay kom. Yrb. İ Şükrü bey.21. Alay kom yrb. Yusuf ziya bey. 20. Alay kom.yrb. Halid bey. 41. Alay kom. Yarb. Fuat bey. 16. Alay kom. Yarb. Hakkı bey diye yazacağım. Ya şehit olan Mehmetler, Tokatdan, Diyarbakırdan, Yozgattan, Edirneden Karstan, yemenden, Kıbrısdan her yerden eli silah tutan öğrenciler,doktorlar, futbolcular, kınalı kuzular. Bunları yazacağım. Nişanlısını bırakan eli kınalı yavru ceylan gelinini terk edip vatan toprağı ile evlenenleri yazacağım. Bunun yanı sıra Atatürk'ü yazacağım. Kuvvetim yok ne yazacağım diye düşünüyorum. Şu olayı siz okuyucularıma aktarmayı bir borç biliyorum.
Türkolog LE MONDE 1922 de Türkiye'ye gelir. Milli mücadele bitmek üzeredir. Anadolu açlar, dullar memleketidir. Muhabir Eskişehirde bir istasyona gider.7. 8. 9 . Yaşlarında üç çocuk görür. Çocukların ayakları çıplaktır. Bir çuvalın dibine boğazlık delmişler kollarını yine deliklerden çıkarmışlar onu elbise diye giymişlerdir. Üstlerinde çuvaldan başka bir şey yoktur. Çocuklara sorar. Evladım baban nerede? Cevap. Babam Çanakkalede din için öldü. İkinci çocuğa sorar sen? Benim babam Yenende dini için öldü. Üçüncü çocuk da aynı aynı cecabı verir. Peki size kim bakıyor? Burada bir ebe annemiz var o bakıyor. Derken taşlı kadın istasyon çivarındaki kulübesinden çıkar. Bağırmaya başlar. Gazanfer, Muzaffer, Mücahit çorba yaptım gelin için. Elde avuçda yok, çuval içerisindeler, aç ve sefiller. İsimleri GAZANFER, MUZAFFER, MÜCAHİT... Bu millet yenil ez der LE MONDE. Evet yenilmedik, açtık susuzduk per perişandık ama gururla, şerefli bir milletiz. Ve böyle kalacağız diye övünerek bu yazıyı böyle yazmak istedim. Ya sen İsmail Kahraman?. Bu olaylar seni utandırır mı bilmem. Ama ben senin söylediklerinden utanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.