M.Bilge Demir

M.Bilge Demir

Doğayı insana karşı korumalı mıyız?

Doğayı insana karşı korumalı mıyız?

"Doğaya karşı işlenen bir suçun öcü, insan adaletinden daha zorludur." Dostoyevski

Yaz mevsiminin gelmesi, artan hava sıcaklıkları, iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen hava hareketleri derken cayır cayır yanan orman haberleri hepimizi yerle bir etti.

Afad ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, son bir haftada yurt genelinde 131 zirai alan ve orman yangınının meydana geldiğini bildirdi.(Daha da artmış olabilir.)

Ülkemizin dört bir yanında orman yangınlarıyla amansız bir mücadele verildi. Alevlere yangın söndürme uçakları, helikopterlerle havadan; arazözler, itfaiye ekipleri ve kara araçlarıyla da yerden müdahale edildi.

whatsapp-image-2024-08-23-at-11-37-31.jpeg

*İzmir/Çeşme, Bolu, Mersin/Silifke, Manisa/Gördes, Muğla, Karabük,Antalya/Manavgat,Kızılcahamam... derken birçok ilimizde çıkan yangınlarda zarar gören bütün canlıların acısını yaşadık.

İklim değişikliği, her alanda insanoğlunun kendini aklaması için ciddi bir kale gibi görünüyor. Ancak şöyle bir durum var ki, orman yangınlarının tamamen iklim değişikliğine bağlı olduğunu söylemek oldukça akıl dışı bir durumdur. Elbette artan hava sıcaklıkları extrem hava olaylarına zemin hazırlıyor. Sıcak hava dalgaları ve yağışın az olması toprağın yüzeyindeki bitki dokusunun çok hızlı kurumasına neden olduğu için yangınlar için uygun bir ortam oluşturuyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı bundan sonraki süreçte yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte, ormanlara insanların girmesine izin vermemeli. Özellikle piknik yapma, mangal yakma, yeme içme gibi durumlarına izin vermemelidir.

İnsan faktörünün doğaya verdiği zararın önüne geçmek için acil, kalıcı, sürdürülebilir, uygulanabilir ve takip edilebilir bir mekanizma olmalı. Bu da ancak devlet eliyle olabilir. Tam bu bağlamda emsal teşkil etmesi için şu örneği vermek istiyorum.

*Bolu Büyükşehir Belediye Başkanı Tanju Özcan muhteşem bir karara imza atmış ve uygulamaya başlatmış. Sigara izmariti de dahil olmak üzere yere çöp atanlara 14.500 lira ceza veriyorlar, belediye olarak.

Ülke olarak hepimiz medeniyet kavramını ve bu kavramdan anladığımız şeyleri gözden geçirmeliyiz. Öyle çok eksiğimiz var ki umarım ciddi ve kökten bir uyanış gerçekleştiririz.

Necati Cumalı:" Kel ettiniz koca memleketi, kel! Yemyeşil dağları donsuz gömleksiz bıraktınız! Çırılçıplak bıraktınız!.. Rezil ettiniz!..

whatsapp-image-2024-08-23-at-11-37-30.jpeg​​​​​​​
Parana da, sana da..." demiş, ne iyi demiş.

İnsan faktörünün doğaya verdiği zararı ancak sıfır tolerans ile çözmeliyiz.

Trafikte kurallara uymayanlara nasıl ciddi cezai yaptırımlar uygulanıyorsa doğa için de aynı katılık geçerli olmalı. Çünkü bizler millet olarak kurallara ancak bir korku ile uyuyoruz, başka seçeneğimiz yok.

(Bilinçli ve duyarlı vatandaşlarımızı tenzih ediyorum, sayıları o kadar az ki, azınlığın belirleyici bir yanı da maalesef pek işe yaramıyor.)

*Peter F. Drucker diyor ki: "Dünyanın herhangi bir yerinde çevreye verilen ciddi boyutlardaki zararın herkesin sonu olduğu ve hepimizi tehdit ettiğini kabul etmedikçe, hiçbir etkili önlem alamayız. On dokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı korunmasıydı. Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur. Doğayı insana karşı korumak."

Keyifli okumalar diliyorum.

Bu yazı toplam 6908 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Bilge Demir Arşivi