Deveci Köyü Ve Anız
Dâvet üzerine, 14.10.2011 târihinde Akpınar İlçesi’nin Deveci Köyüne gittim. İL gazetesi’nden Sayın Ramazan, Ali Çetin ve diğer kardeşleri sıla-ı...
Dâvet üzerine, 14.10.2011 târihinde Akpınar İlçesi’nin Deveci Köyüne gittim. İL gazetesi’nden Sayın Ramazan, Ali Çetin ve diğer kardeşleri sıla-ı rahm, yâni köylerini, akrabâlarını ziyâret ettiler. Kardeşler yalnız sıla-ı rahm ve köyünü ziyâret etmekle kalmadı, köy câmii’nde ölmüşlerinin rûhu için Kur’an; mevlid okuttular. Bunları yeterli bulmayan kardeşler, sevâbını ölmüşleri’nin rûhuna bağışlamak üzere, Kırıkkale ile Akpınar’dan gelen misâfirlere ve köy halkına, yemek yedirdiler.
◊◊◊
Dâvetli olarak gelen Kırıkkale İl Müftüsü Sayın Bekir Gerek câmi’de vaaz ve duâ ettiği gibi yemekten sonra da duâ etti. Sayın Gerek vaaz ve duâ ederken özellikle ülkemizin birlik ve dirliği üzerinde durdu ki, bu biz âcizâneyi olduğu gibi, misâfirleri ve köy halkını mutlu etti. Kırıkkale Müftümüz’le Deveci’ye gelen din görevlileri güzel sesleriyle, uyum içinde Kur’an ve mevlid okudular.◊◊◊
BİR BAŞKA KONU: Deveci’ye giderken ve gelirken yola yakın tarlaları gördük ki, ateş atılıp yakılmış; diğer taraftan Keskin ve Akpınar köylerine âit tarlalar duman duman üstüne yakılıyor, yanıyorlardı. Tarlalarda yalnız ekinin kalan kökleri değil, insan oğlu’nun aslı olan toprağın faydalı özellikleri, “yakıyorlar, yanıyorum” diye ses veriyordu. Tarla sâhipleri ise, bu sese kulak vermiyor, bu sesi duymuyorlardı. İş bununla kalmıyor, gökyüzü ağlayınca yeryüzü gülmek istiyor, amma bir türlü gülemiyordu. Çünki, yağmurdan sonra Allâh’ı zikrederek yeryüzüne çıkan, yeşeren çimenler de “yakıyorlar, yanıyoruz” diye inliyorlardı. Ekinlere faydalı olan, sağ kalırsa daha da faydalı olacak olan böcekler, “yakıyorlar, yanıyoruz” diye çığlık atıyorlardı. İşin garip tarafı yanan ekin sapları, böcek, çimen, yakanlar insandı. Ayrıca; 13 Ekim 2011 târihli İL gazetesi’nde Sayın Âsım Atabey’in feryâdı kulaklarımı çınlatıyordu.◊◊◊
15 Ekim 2011 târihli İL gazetesi’nde Kırıkkale Vâlisi Sayın Hakan Yusuf Güner’in, “Anız yakmak toprağa ihânettir” veciz sözünü okuyup, gereğinin yapılacağını öğrenince sevindim ve aşağıdaki dörtlüklerimin bir kaçını okuyucularımla paylaşmak istedim. 16.10.2011 SAYIN VÂLİMİZ! Dereden, tepeden yaman estiler, Suyu soğutmuyor şimdi testiler, Vâlimiz bak hele yolu kestiler! Ceddimiz su ister, HAYIR kalmadı. O eski defteri yırtıp dürdüler, Otlağın başına çorap ördüler, Kayıtlı, kayıtsız yeri sürdüler, Dereler tükendi, BAYIR kalmadı. Kağnıyı, öküzü çoktan sattılar, Yediler, içtiler balı tattılar, Yozgat’ın yolunu göle kattılar, Öğüt verenlere BUYUR kalmadı.Keskinli Yetîmi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.