Daha ne istiyorsunuz?

Bu millet 1920’den bugüne kadar Türkü, Kürdü, Alevisi, Lazı, Çerkezi, Süryanisi birlik ve beraberlik içerisinde iyi gününde de kötü gününde de beraber olmuş beraber gülmüş, beraber ağlamış kimse  kendini bir başkasından üstün görmemiş, inancı ve milli ruhu etrafında bütünlüğünü koruyarak o zamanlarda 13 milyon iken şimdi 77 milyon olmuş kendi kendine yetecek güce kavuşmuş daha da iyi olabilmek için gayret etmektedir. Geride kalan zaman içerisinde istenmese de bazı yanlış davranışlar olmuş bunun acıları çekilmiştir. Bundan sonra yanlışlıklar yapılarak tekrar istenmeyen acıların yaşanmamasıdır. Fakat bundan önce olduğu gibi bundan sonrada bu milletin içerisine nifah tohumları ekmeye çalışanlar olacaktır. Bu hususta uyanık olunması bu nifak tohumu ekmek isteyenlere fırsatın verilmemeye çalışılması hepimizin görevi olmalıdır.

Sevgili milletim TC vatandaşı olan yukarıda birliği oluşturan kim kime bu güne kadar yan gözle baktı. Sünnü Alevi ile Sünni Kürt ile Süryani ile iç içe yaşamadı mı, halende yaşamıyor mu. Lazı Çerkezi hangisi hangisini horladı, dışladı mı hayır. Birbirleriyle aile bağları ile bağlanmadılar mı. Kız alıp kız vermediler mi. Şöyle kendi çevremize bir bakalım. Hangi Alevi hangi Kürt komşusuna kötülük yaptı. Ölülerimizi beraber kaldırmadık mı? Düğünlerimizi beraber yapmadık mı? Peki bu milleti huzursuz etmek isteyenler kimler? Aynı din yoluna aynı bayrak uğruna can verenleri unutturmaya çalışanlar kimler? Hz. Ali Hacı Bektaşı Veli yolunda olan hiçbir alevi vatandaşımız devletine karşı gelmez. Bölücülerin bozucuların yanında olmaz. Bunları kendilerine alet etmeye çalışanların foyaları er geç açığa çıkar. Hiçbir zaman kafaları poşulu yüzleri kapalı eli taşlı sopalı bu bozucular bu toplumdan olamazlar. Hiçbir zaman sağduyu sahibi bu toplumu kendi pis iradelerine alet edemezler. Bu toplumun kendi istek ve arzuları olur onlarda devletimize iletirler.

Devletimizi yönetenler de bunu görmemezlikten gelemez. Bu istek ve arzularını zaman içerisinde yerine getirmeye çalışırlar. Çünkü devleti yöneten hükümetlerimizin görevi vatandaşına hizmet etmektedir. Bir de Doğu ve Güneydoğu illerimizde zuhur eden olaylar var ki bunu da anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir çözüm gündemde iken hizmetlerin en isiyi bu bölgelere giderken halen yol kesmelerin baraj yapmaya çalışan işçilerin rahatsız edilmesi iş makinelerinin yakılması askeri ve polis yerleşkelerine zarar verilmesi ne oluyor? Biz çözüm filan istemiyoruz mu diyorlar. Dağlarda perişan ettikleri gençlere yenilerini eklemek için çocuk kaçırmalarda ne oluyor?

Bu bölgelere ve bu bölge halkına 10 senedir neler verilmedi. Devletine bağlı olarak yaşabilmeleri için neler yapılmadı? Daha ne istiyorlar? Ne isteniyor? Hizmet edildikçe doyumu olmuyor. Oralara yatırım yapmaya çalışan işadamlarına yapılan kötülüklerin ardı arkası kesilmiyor. İşadamları haraca bağlanıyor. Bu mu istenilen bütün bunları devletimizin görmediğimi zannediliyor? Devletimiz her şeyi görür ama suçlunun yanında suçsuza zarar vermemek için sabırlı davranıyor. Bu sabrın fazla zorlanmamasında fayda görüyor.

Bu devlet bu millet 77 milyonun tamamı iktidarı muhalefeti el ele verip kendi huzurunu bozmadan hürriyetine inancına zarar vermeden bozucuların kaynağına inilerek bataklığın kurutulmasında fayda vardır. Yurdumuzun bütünlüğü için askeri müşterekte birleşilmesi zorunludur. Benim düşündüğüm doğru seninki yanlışla bir yere varılmaz. Her yapılan yeniliğe her alınan karara karşı çıkılarak netice alınmaz. Bu inatlaşmalar devam ederse devletimiz zarar görür. Devletimizin zarar görmesini bekleyenlerde muradına erer. Bunları bilmemiz görmemiz gerekmektedir. Demokrasinin nimeti hürriyeti hiç kimse kötüye kullanmasın. Kullananları bu millet affetmez.