Türkiye Cumhuriyeti bu yıl 94. Kuruluş yılını kutladı. Bu kutlama öyle basit bir kutlama değildir. Osmanlı imparatorluğunun altı yüz yıllık bir yaşam dönemi sona ermiş büyük topraklara sahip olan Osmanlı Devleti neredeyse her şeyini kaybetmiş, zamanında egemenliği altında yaşayanlara her türlü serbestliği tanımış hiçbir azınlığa kendi düşüncesinde yaşamasında zorlamamıştı. Ama koca imparatorluk parçalanmaya, toprak kaybetmeye başlayınca o kendi yaşamlarına uygun yaşayanlarda imparatorluğa karşı gelmeye başlamışlardı.

Türlü savaşlardan sonra Osmanlı teslim olmuş galip devletlerin teklifine boyun eğmişti. İşte o zaman genç bir subay olan Mustafa Kemal geliştirdiği projeleri uygulayabilmek için Anadolu’ya geçme kararı almış 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ondan sonra da Erzurum ve Sivas’ta fikirlerini milletiyle paylaştıktan sonra Ankara’ya gelerek 23 Nisan 1920’de milletinin ilk meclisini toplamıştır. Bu toplantının ilk amacı bu milleti tekrar ayağa kaldırmaktı. Onun için milli ordu lazımdı. Onun ilk talimatlarıyla Anadolu’nun kurtuluşu başlamış İzmir’den elini kolunu sallayarak Anadolu’ya sahip olacağını zanneden Yunan’a haddi bildirmiş denize dökmüştür.

Milli ordu görevini yaparken doğuda, Güney’de, Akdeniz’de, Ege’de de halk vatanına sahip çıkmaya başlamış o yöreleri işgal etmeye çalışanlar topraklarımızı terk etmişlerdir. En sonunda Yunan 9 Eylül ‘de İzmir ‘de denize dökülmüş Mustafa Kemal’in ordusu İzmir’e girmiştir. Bu bütün yurdun kurtuluşunun duyulmasıydı. Bu başarılardan sonra “ Lozan” barış antlaşması başlamış burada çetin müzakereler olmuştur. Bu müzakerelerin sonucu şimdiki Türkiye devleti sınırları tespit edilmiş Türkiye devleti dünyaca kabul edilmiştir.

Savaş yani silahlı savaş sona ermiş ama esas savaşlar bu milleti beklemekteydi. Bunların başında yoksulluk ve cahillik gelmekteydi. Bunların hayata geçirilebilmesi için bu milletin devletinin şekli belirlenmeliydi. Bu devletin şekli Mustafa Kemal’in kafasında şekillenmişti. Onun adı “Cumhuriyet” olacaktı. Yakın arkadaşlarıyla istişare ederek fikrini onlara açıkladı bunun teklif olarak meclise sunulmasını istedi ve 29 Ekim 1923 günü meclisten devletin idare şekli Cumhuriyet olarak kabul edildi ve bütün yurtta kutlamalar yapıldı. İşte 94 yıldır kutlanan Cumhuriyet o günden beri Türk milletinin en büyük milli bayramı olarak kutlanmaya devam etmektedir. Bundan sonra da daha iyi kutlanmaya devam edilecektir. Her zaman her devirde olduğu gibi iyiye kötü diyenler çıkacaktır ama ne olursa olsun iyi daima mufakkak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti yaşayacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ulu önder Mustafa Kemal ve silah arkadaşları ve o günden günümüze kadar yurdu için şehit düşenlere Allah’tan rahmet diliyor gazilerimizede sıhhatler temenni ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk bu millet seni unutmadı unutmayacaktır.