ÇOCUKLARIMIZ CANIMIZDIR CİĞERİMİZDİR GELECEĞİMİZDİR
Günümüzde çocuk istismarı moda oldu. Üstelik bu çirkin tablo Büyük Millet Meclisimize kadar uzadı. Çocuklara yapılan tecavüz olayları affedilme...
Günümüzde çocuk istismarı moda oldu. Üstelik bu çirkin tablo Büyük Millet Meclisimize kadar uzadı. Çocuklara yapılan tecavüz olayları affedilme yoluna gidilmektedir. Gerekçesi her ne olursa olsun, çocuklara tecavüz eden suçluları affetme gibi bir kanun çıkarılamaz. Çıkarılmamalıdır. Şu iyi bilinmelidir. Çocuklara cinsel tacizde bulunan insanlıktan nasibini almamış bir kişi, yaptığı SUÇUN CEZASININ OLDUĞUNU BİLİR. Ancak cinsel isteklerini durduramadığı için çocuğa tecavüz eder. Bu olay şimdilerde, üç yaşındaki sabilere kadar indi. Üstelik her yıl artmaktadır. 2006 yılında çocuk istismarlarında mahkemelerce verilen suçlu karar sayısı 3 778 dir. Bu sayı 2015 yılında 16 957 ye çıkmış. Tecavüz olaylarında suçlu oranı şöyledir. % 57.6 sı yaşı 15 ile 17 arasındadır. % 23.9 u yaşı 12 ile 14 arasındadır. % 18.5 i de yaşı 11 ile 6 arasındadır. Bu istatistikî veriler Büyük Millet Meclisinde bir milletvekilimizin yaptığı konuşmasından alınmıştır. Sayılara sizi meşgul etmeyim. Ancak şu bir gerçektir. 2006 da çocuk istismarı suçu 3 778 ise ve 2015 de 16 957 çocuğa yükselmişse. Sayılara yakından baktığımız zaman 2006 da beri çocuk istismarı suçu toplam seksen binlere çıkmaktadır. İyi de iki bin kadar cinsel suçtan ceza almış kişilere, af getirmenin haklı bir gerekçesi olamaz. Devlete yakışan bu gibi suçları ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır. Cinsel tacize uğramış çocuğu evlenmeye teşvik ederseniz, çocuk istismarının önünü alamazsınız. Kim hangi çocuğu gözüne kestirmişse, mutlaka çocuğu ele geçirmenin bir yolunu bulacaktır. Vahşi emellerini yerine getirecektir. Sonrasında da affedilmeyi bekleyecektir. Konu yetişkin için kendim ettim. Kendim buldum olur. Suçunu kabullenecektir. Ya tecavüze uğrayan çocuğun, yaşadığı travma, yaşadığı korku, yaşadığı utanç, yaşadığı acılar. İnsan bunları düşünmek bile istemiyor. İstikbalinin kararması. Ömür boyu suçluluk duygusu! Bakın sevgili yöneticilerimiz. Çocukların yetiştirilmesi konusunda sicilimiz iyiden iyiye bozuldu. BU gün okula gitmeyen çocuk sayısı 400 bin kadardır. Anasınıfına gönderemediğimiz çocuk sayısı % 40 lardadır. Çocuklar için satılan oyuncaklar, çocukların kullandığı ders araç ve gereçler, çocuklar için aldığımız çocuk kitapları, çocuklar için aldığımız abur cubur yiyecekler, çocuklar için kullandırdığımız tabletler, akıllı telefonlar, bilgisayar oyunları, televizyonlarda izlettiğimiz çocuk filmleri, eğitici ve öğretici özelliği sınırlı çocuk programları. Daha sayayım mı? Farkında olmadan izlettirdiğimiz korku filmleri, aşk filmleri, evlenme programları, cinayet filmleri. Polisiye filmler. Ben söylemeyim. Siz bakın. Ağzında dişi çürümemiş çocuk sayısı, gözlüğü olmayan çocuk sayısı, Obez çocuk sayısı, boyu ve kilosu yaşıyla orantılı olmayan çocuk sayısı, erken buluğa ermiş çocuk sayısı, geç buluğa eren çocuk sayısı. Bağışıklık istemi bozuk çocuk sayısı, hastane kapısından eksik olmayan çocuk sayısı. En büyük felaketlerden bazıları da öksüz çocuk sayısı. Terk edilmiş çocuk sayısı. Evlatlık verilmiş çocuk sayısı. Ana babası ayrı çocuk sayısı. Tedavisi çok ağır hasta çocuk sayısı. Çocuk işçi sayısı. Okumak isteyip de okula gidemeyen çocuk sayısı. Beslenme şartları uygun olmayan çocuk sayısı. Tam gün eğitim öğretim görmeyen çocuk sayısı. Engelli doğan çocuk sayısı. Uyuşturucuya alıştırılmış çocuk sayısı. Köprü altlarına terk edilmiş çocuk sayısı. Kreşlerde ehliyeti olmayan kimselerin eline terk edilmiş çocuk sayısı, Yetiştirme yurtlarında baktığımız ama adam gibi korunmalarını ve bakımlarını yapamadığımız çocuk sayısı. Fuhuş yapmaya terk ettiğimiz çocuk sayısı. Aman Allah’ım. Bu dertlerin hepsi de benim Ülkemde mi? Benim gönlüm değil bu kadar felaketin başımıza gelmesi, başımıza getirilmesinden yana değildir. Hükümetimize ve Meclisimize düşen görev, tecavüze uğramış iki üç bin çocuğun katillerini af ederek, evlilik hayalleri kurdurmayı değil, yukarıda saydığım ve saymaya çalıştığım tüm çocuklarımızın dertlerinin ve sıkıntılarının çözümüne çalışılmasıdır. Çocuklarımız Ülkemizin çiçekleridir. Çocuklarımız canımızdır. Ciğerimizdir. Ülkemizin geleceğidir. Çocuklarının eğitimini, bakımını, korumasını, sağlığını, adam gibi yetiştiremeyen ülkeler, yıkılır ve tarih sahnesinden silinir. Bir de Suriye’den Ülkemize gelmiş çocuklar. Onların eğitimleri, bakımları. ASIM ATABEY EMEKLİ ÖĞRETMEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.