Çalışkan partinin “Çalışkan” milletvekili
AK Parti'nin Gençlik Kolları'ndan yetişen ve seçildiği 2007 yılında meclisin en genç milletvekillerinden sayılan Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan,...
AK Parti'nin Gençlik Kolları'ndan yetişen ve seçildiği 2007 yılında meclisin en genç milletvekillerinden sayılan Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan, meclis çatısı altında ikinci dönem milletvekili olarak görev yapıyor. Seçim bölgesi Kırşehir’in sorunlarına olduğu kadar Ülke sorunlarına da hakim bir isim olan Abdullah Çalışkan aynı zamanda AK Parti içerisinde Genel Başkan danışmanı görevini de üstleniyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iletilmesi gereken her türlü konuda bilgiler aktarırken, araştırma konularında da sunumlar yapıyor. Partinin Gençlik kollarından yetişmesi sebebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Partinin politikalarını çok yakından bilen Abdullah Çalışkan hükümetleri döneminde Kırşehir’in çok önemli yatırımlar aldığına da dikkat çekiyor. İşte İbrahim Gökdemir’in Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan ile yaptığı röportaj -Milletvekilliğinde ikinci döneminiz, başbakanımızın da danışmanlığını yapıyorsunuz, pek çok çevre tarafından tanınıyorsunuz, öncelikli olarak kendinizden biraz bahseder misiniz? AK PARTİNİN GENÇLİK KOLLARINDAN YETİŞTİM Evet teşekkür ediyorum öncelikle İl gazetesine bu fırsatı bize verdiği için, bizleri gazetenize konuk ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Sizin de bahsettiğiniz gibi ikinci dönemimiz. Ben siyasete gençlik kollarından başladım. Genel Merkez Kurucu Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olarak siyasete girdik ve gerçekten Türkiye’deki, Türkiye’nin gelişmesinin büyümesinin, Türkiye’nin dünyada güçlü bir ülke olmasının önündeki en önemli engelin siyaset olduğunu ve bunun siyaset yoluyla yapılacağını düşünerek genç yaşta Sayın Başbakanımızın liderliğinde AK Parti’nin kurucusu olarak gençlik kolları teşkilatını Türkiye genelinde kurduk. Ve bugün bizim o zamanlardan teşkilatta yer alan birçok arkadaşımız şimdi Parlamento’da, Belediye Meclis Üyeliği’nde, Belediye Başkan Yardımcılığı, Belediye Başkanlığı, İl Genel Meclisi Üyeliği ve şu anda Parlamentoda birçok arkadaşımız var. İnanıyorum ki gerçekten ülkesini seven, ülkesinin güçlü olduğuna inanan, ülkesinin değerlerine, insanına güvenen siyasetçiler arttıkça Türkiye de daha iyi bir noktaya gelecektir. Önemli olan bizim özgüvenimizin gelişmesi, yükselmesi, kendimize inanmamız, kendi gücümüze inanmamız, güvenmemiz. Türk milletinin insanının yapamayacağı, altından kalkamayacağı hiçbir şey yoktur. Şimdiye kadar maalesef Türk insanının bir şeyler yapması bir şekilde hep engellendi. Birileri mani oldular ama Başbakanımızın liderliğinde AK Parti iktidarıyla birlikte sizlerde yakından görüyorsunuz. 2002 yılından itibaren Türkiye her alanda şaha kalktı. Her alanda gelişti, artık dünyanın istikrarlı ülkelerinden, güvenli limanlarından birisi haline geldi. Ve bu güce bu güvene inanarak Başbakanımız dünyada doğruları söyleyen, çekinmeden her şeyi dile getiren, mazlumun, mağdurun yanında olan bir lider haline geldi. Ve bu gücünü de halkımızdan, Türk insanından alıyor. İnşallah biz diyoruz ki AK Parti 2023 yılına kadar iktidarda kalacak, inşallah biz de bu çalışmalarda siyasetçi olarak elimizden ne geliyorsa yaptık ve bundan sonra da yapacağız. İşte siyasete girişimiz bu inançlarla oldu. ÖZEL SEKTÖRDE YETİŞTİM Daha önce kamuda Avrupa Birliği hibe fonlarının başında görev yaptım, özel sektörde bir süre çalıştım. Ve siyasette de böyle bir imkan olunca bizlerin siyasete girmesi gerektiğini ve ülkemiz adına gerçekten bu alanın da boş bırakılmaması gerektiği inancıyla bu yönde adım attık. Geçen dönem Kırşehir’de yine güzel çalışmalar yaptık. Dışişleri komisyonunda, İç işleri komisyonunda, Avrupa Akdeniz Parlamenterler Asamblesi’nde, aynı zamanda Genel Merkez’de Genel Başkan Danışmanı olarak görev yapıyorum. Bu dönem yine Dışişleri komisyonunda Avrupa Akdeniz Parlamenter Asamblesi’nde, ayrıca Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Parlamenterler Asamblesi’nin kuruluş çalışmaları da şu anda benim sorumluluğumda devam etmekte. Bu dönemde inanıyoruz ki Başbakanımızın ustalık döneminde geçmişte yarım kalan yapılmayan birçok şeyler çok daha iyi bir şekilde yapılacak ve Başbakanımızın sadece Türkiye’ye değil dünyaya iz bırakan bir lider olarak tarihe geçeceğine de biz gönülden inanıyoruz. Bu ekibin yapamayacağı hiçbir şey yoktur Allahın izniyle. Halkımız da bunu gördüğü için Türkiye tarihini bırakın belki dünya tarihinde bir ilk, üç dönem üst üste iktidara geldik. Ve hep oylarımızı artırarak geldik. Bu samimiyetten oluyor, inançtan oluyor, gerçekten iyi niyetten oluyor. Ve halk da sağduyusuyla, engin sağ duyusuyla bu kadroların, bu liderin gerçekten ülkesini sevdiğine ve gönülden konuştuğuna inanıyor. O yönde de işte oylarını AK Parti’ye veriyor, başka bir alternatif çıkamıyor. İnşallah daha güzel şeyleri hep birlikte yapacağız. -Sayın Başbakanımızın siyasal olarak bu iki dönemde danışmanlığını yapıyorsunuz. Bu süre içerisinde neler kattınız, neler yaptınız, biraz bunları açabilir miyiz? HER KONUDA BAŞBAKANIMIZA BİLGİ SUNUYORUZ Tabi yani bizler Sayın Genel Başkanımızın danışmanları olarak belirli bir konuda, şu konu bu konu diye illa net ifade etmemiz belki mümkün değil ama Sayın Genel Başkanımıza bizlerin katkıları olması noktasında her konuda onu bilgilendirmemiz gerektiğini düşündüğümüz konularda kendisine destek oluyoruz. Çok farklı değişik konulardan olabiliyor, farklı yerlerden farklı bilgiler gelebiliyor. Veya işte Sayın Başbakanımızın illa birileriyle görüşmesi gerektiğine inanıyorsak bu yönde kendisine bilgi veriyoruz. Veya bize ulaşan bir bilgi varsa o anlamda onun bilgilendirilmesi gerektiğini düşündüğümüz bir konu varsa bu konuda bilgilendiriyoruz. Yine dış politika konusunda olsun, gençlik konusunda olsun yani kendisine bilgi aktarmamız gerektiğini düşündüğümüz konularda kendisine destek olmaya çalışıyoruz. Ve kendimizi sorumlu hissettiğimiz konularda araştırmalar yapıyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Yani yapılması gereken, gerektiğine inandığımız şeyler konusunda boşlukları doldurmaya çalışıyoruz. Yani net olarak şu alan bu alan diye net bir şey şu anda söz konusu değil. Tabi hepsinden de önemlisi partimizin geleceğinin sağlama alınması, gerçekten son derece önemli. Partimiz bu anlamda inşallah sağlam zemin üzerinde gidiyor. Geçmişten gelen az önce bahsettiğim gibi gençlik tabanında kadın tabanında çok iyi tutarak 2023 yılına kadar ayakta kalabilecek ve inşallah daha da fazla süre iktidarda kalabilecek bir parti haline gelme noktasında çalışmalar yapılıyor. Yani birçok detaylar var tabi bunlara girmiyorum. Ama bizler partimizin, ülkemizin menfaatine olduğunu düşündüğümüz ve yapılması gerektiğini düşündüğümüz her alanda çalışmalar yapıyoruz. -İkinci döneminiz olduğu için Meclisin iç yapısına, Meclisteki sorunlara, ülke sorunlarına biraz daha vakıfsınız. Ülke de şu anda gündemde yeni bir Anayasa’nın oluşumu, terörle mücadele gibi konular var. Nasıl bir çalışma yapılacak? TASLAĞIMIZ VAR AMA SIFIRDAN BİR UZLAŞMA KOMİSYONU KURULUYO Tabi sizinde bildiğiniz gibi meclisin açılışıyla birlikte yeni anayasa gündeme oturdu ve gerçekten de olması gereken buydu. Çünkü bu konular seçimlere yakın zamanlarda gündeme gelirse çok farklı şekillerde farklı bir psikolojiye ve ortama girdiği için maalesef bu çalışmalar bugüne kadar hep havada kaldı. Ama ilk meclis başlamasıyla birlikte, yeni bir meclisin başlamasıyla birlikte konunun birinci sıraya alınması ve bir an önce Sayın Başbakanımızın da dediği gibi çok fazla uzatmadan konuşup, aklın yolu bir işte dünyadaki gelişmiş, ilerlemiş ülkelerin anayasaları ortada. Çok detaya girmeden, çok dallandırıp budaklandırmadan, çok böyle uç noktalara çekip de uzlaşılamayacak noktalara işi taşımadan, çok sade, öz, ana hatlarıyla bir sivil anayasanın ve bütün kanunlara ışık tutacak temel kanun olacak şekilde tüm detaylar düşünülerek yapılması lazım. Zaten biz daha önce bu noktada bir çalışma yapmıştık. AK Parti olarak bu konudaki ileri gelen Profesörlerin destekleriyle bir taslak aslında var ama yeni çalışma tabi ki sıfırdan bir uzlaşma komisyonu kuruluyor biliyorsunuz. Sıfırdan bütün partilerin aldığı oy oranlarına bakmadan üçer temsilciyle temsil edileceği bir hazırlık komisyonu. Anayasa Hazırlık Komisyonu, oluşturuldu. Tabi daha önce referandum sürecinde hatırlayın bir anayasa değişiklik süreci olmuştu. Ve o süreçte maalesef bu işin tek sahibi Ak parti olmuştu. Seçimlerde de halkımız o anlamda değişimden yana olmayan partilere cevabını açıkça sandıkta gösterdi. Bunu partiler de gördüler. Buna inanıyorum ki bu bilinçle bu anayasa hazırlık sürecinde daha uzlaşmacı olacaklarını, daha yapıcı olacaklarını ve inşallah ülkemizin bu askeri rejimin yaptığı anayasadan ki yüzlerce kere değişmiş bir anayasa olmasına rağmen sonuçta 1982 yılında askeri rejimin çıkardığı bir anayasa hüviyetini hala taşıyor. İnşallah bu utançtan da hep birlikte kurtulup, her geçen gün sivilleşen Türkiye’nin inşallah bir sivil anayasası da en kısa zamanda yapılacağına inanıyorum. AK PARTİ YAPTI OLMASIN, TÜRKİYE YAPTI OLSUN Bunun uzlaşmayla olması, herkesin buna katkı sağlaması ki bu Parlamento şimdiye kadar en yüksek temsil kabiliyetine sahip bir parlamento. Yanlış hatırlamıyorsam yüzde 95 oranında. Hiç bu noktaya kadar çıkmamıştı temsil kabiliyeti. Ve bu Parlamento bunu yapar diye ümit ediyoruz. Yeter ki partiler bu konuda iyi niyetli olsunlar. Bunu yapmak istesinler. Bir şey yapmak isterseniz bir şekilde o iş olur ama yapmak istemezseniz bir çok bahaneniz olur. Şöyle, böyle dersiniz. Onun için biz partilerden iyi niyetli yaklaşımlar bekliyoruz. Bu işin sahibi olma derdinde de değiliz. Yani AK Parti yaptı etti değil, bunu Türkiye yapması lazım. Bu toplum yapması lazım. Ve bunun da olacağına inanıyoruz. Çalışmalar yakın bir zamanda başlayacak. Ve bu çalışmalar bittikten sonra da biz Parlamento olarak bunların oylamasını yaparak inşallah ileride geçmişimize baktığımızda gurur duyacağımız bir şey daha yapmış olmak istiyoruz. Bu referandum, o anayasa değişikliği gerçekten Türkiye’nin önünü açan bir süreç oldu. O günden bu güne Türkiye’de neler değişti şöyle bir bakılsa, inşallah bu yeni anayasa toptan değiştiği zaman da Türkiye’nin önünün çok daha fazla açılacağına ve Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulup farklı gündemlere, gerçekten olması gereken gündemlere kavuşacağına inanıyoruz. TÜRK İNSANININ YAPAMAYACAĞI BİR ŞEY YOKTUR Nasıl şu anda Türkiye yerli otomobili tartışıyorsa, yerli uçağı, yerli tankı, yerli silahı, yerli insansız hava aracını tartışıyorsa, gerçekten Türkiye’nin asli gündemine yavaş yavaş döndüğünü gösteriyor. Biz yıllardır maalesef bunları hiç tartışmadık. Hep suni gündemleri tartıştık. Bu suni gündemler de hep bilinçli bir şekilde Türk toplumunun önüne getirildi. Hep siyasi kavgalar yaşadık, ekonomik krizler yaşadık, inşallah bunlardan kurtularak biz inanıyoruz ki Türk insanının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Başka ülkeler ne yapıyorsa biz de bunu yaparız ama önemli olan sistemi oturtmak ve gerçekten yapmak isteyen iyi niyetli insanların burada ön plana çıkması ve gerekli iradeyi ortaya koyması. İnşallah Türkiye iyi yolda ve halkımız da artık çalışan, üreten, koşturan siyasetçi istiyor. Artık kuru laflar toplumumuzun hiçbir şekilde teveccühünü görmüyor, ideolojileri artık teveccüh görmüyor. İşte AK Parti’nin oy artışına bakarsanız her kesimden oy alıyor. Sosyal demokrattan da alıyor, milliyetçiden de alıyor, ulusalcıdan da alıyor. Toplumun her kesiminden alıyor. Çünkü artık insanlarımız bu ülkeye bir şeyler yapılsın istiyor. Yolları görüyor, barajları görüyor, sağlığı, eğitimi, yapılan her şeyi görüyor ve bu da Ak Parti’nin her geçen gün daha da destek almasını sağlıyor. Umut ediyoruz ki halkımızın desteğiyle daha yapacağımız çok işler var. Ve bu kadrolar bunları inşallah yapabilecek ehliyete ve liyakate sahip. -Kırşehir’de de mutlaka geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de farklı projeleriniz var, yapmak istediğiniz, gündeme getirmek istediğiniz önemli konular var. Biraz Orta Anadolu’nun boz toprağından bahsedebilir miyiz? KIRŞEHİR TARİHİNDE GÖRÜLMEYEN YATIRIMLARI YAPTIK Evet, teşekkür ederim. Kırşehir’de tabi geçen dönem gerçekten veyahut ondan önceki dönemlerde AK Parti iktidar dönemlerinde bu güne kadar tarihinde görülmeyen yatırımlar hizmetler yapıldı. Bizler de Kırşehir milletvekilleri olarak bu hizmetleri devam ettirmek, yarım kalan işlerimizi tamamlamak ve Kırşehirimizi göç veren değil göç alan bir il haline getirmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Kırşehir’in mevcut potansiyelini, mevcut tablosunu ortaya çıkardık. Nelere gücümüz yeter, neleri başarabiliriz, hangi yönlerde güçlüyüz, hangi yönlerde zayıfız. Bunu ortaya çıkarttıktan sonra Kırşehir’in önünü açacak projelere start verdik. Bu noktada da elimizden gelen çalışmaları yaptık. Kırşehir’in bildiğiniz gibi kültür-turizm değerleri son derece fazla. Cacabey Medreseleri, ahilik,Yunus Emre gibi, coğrafi değerlerimiz var Seyfe Gölü gibi, Hirfanlı Gölü gibi bu anlamda yer altı şehirlerimiz var. JEOTERMAL KAYNAKLARIMIZI GÜN YÜZÜNE ÇIKARDIK Tarihi kervansaraylarımız, höyüklerimiz, konaklarımız. Kırşehir’in kültürel değerlerinin tanıtılması için birçok çalışma yaptık. Ahiliğin Merkezinin Kırşehir haline getirilmesini sağladık. Cacabey Medresesi biliyorsunuz dünyada ilk uzay araştırmalarının yapıldığı bir alan ve oranın tanıtılması için, dünyada bilinir bir hale gelmesi için birçok çalışmalar yaptık. Bizim diğer illerden farklı avantajlarımızdan birisi de jeotermal kaynaklarımızdı. Bu anlamda maalesef bugüne kadar beş yıldızlı bir otel Kırşehir’de yoktu. Kırşehir merkezinde sıcak su olmasına rağmen bu şekilde bir tesis yapılmamıştı. Bu anlamda da iktidarımızın girişimleriyle beş yıldızlı bir otel başlanıldı, bitmek üzere. Yeni otellerin gelerek bu anlamda da Kırşehir’in bir cazibe merkezi haline gelmesine çalışıyoruz. Yine aynı şekilde jeotermal kaynaklarımızın kullanılarak seracılık çalışmalarının yapılmasına öncülük yaptık. Çiçekdağ Mahmutlu bölgesinde 80 derece civarında bir kaplıcamız vardı. Orada bir su kaynağı vardı, bu yıllardır boşa akıyordu. Yine Yiğit Akü grubu tarafından hemşerilerimiz sağ olsun orayı aldılar. Şu an yüz dönüme yakın seranın kurulumu tamamlanma aşamasında. Ve ilk ürünler Ankara’da satılmaya başlandı. Yani Ankara’da Kırşehir’in seralarında üretilen domatesler iyi tarım uygulamalarıyla yani organik tarıma yakın bir şekilde iyi tarım uygulamasıyla üretilen domatestir, biberdir, patlıcandır, salatalıktır bu gibi sebzeler hem Türkiye’de hem de zamanla dünyaya ihraç edilir hale gelecek. Bununla ilgili tesisler yapılıyor, soğuk hava deposu, paketleme tesisleri. Bu da Kırşehir için gerçekten önemli bir yatırım oldu. İnşallah beş yüz dönümlük bir proje bittiği zaman 500 kişinin iş alanı, istihdam edileceği bir yer olacak. Benzer şekildeki diğer jeotermal alanlarımız da var. Kara kurt gibi. Burada da yine sera tesislerinin yapılmasına çalışıyoruz. Buralarda da özellikle süs bitkileri, çiçek, kesme gül gibi bu tür şeylerin yapılmasına öncelik vereceğiz. Yine Jeotermalle sebze, meyve kurutma tesislerinin yapılmasına öncelik veriyoruz. TARIM VE HAYVANCILIĞI ÖNEMSİYORUZ Kalkınma Ajansı’nın Aile Kalkınma Ajansı’nın girişimiyle örnek bir tesis en kısa zamanda yapılacak. Ve benzeri şekilde tarım, hayvancılık üzerine yoğunlaşıyoruz. Çiftçilerimizin, hemşerilerimizin bu tarım ve hayvancılık da daha profesyonel hale gelmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İşte geçtiğimiz günlerde Çiçek Dağı’nda tarım işletmeleri tarafından işletilen büyük bir çiftliğimiz var. Daha önce devletin elindeydi. Özel sektöre geçti. Oraya bütün işadamlarımızı, çiftçilerimizi götürdük, oradaki uygulamaları yerinde gördüler. Ve Kırşehir’in bu potansiyelinin de gelişmesi için gayret gösteriyoruz. Demiryolu projesi bizim için önemli. Başbakanımız Aksaray’da seçim mitinginde bunu açıklamıştı. Kırşehir’e Yerköy üzerinden demiryolu bağlantısının sağlanması ve oradan da Aksaray’a geçmesi yani Samsun Mersin hattının birleşmesi için demiryolları Ulaştırma Bakanlığımızla birlikte bu projeyi yakından takip ediyoruz. İnşallah bittiği zaman Kırşehir’e de demiryolu gelecek ve Kırşehir’e sanayi yatırımlarının gelmesi anlamında önemli bir altyapı sağlanmış olacak. Benzer şekilde Kırşehirimize Çevre Yolu çalışması projesi devam ediyor. Bu da yapıldığı zaman Kırşehir’in ulaşım anlamında büyük bir oranda rahatlamasını sağlayacak. Bu projeleri biz yakından takip ediyoruz. İşte Tuzköy Havaalanı var Nevşehir’in Tuzköy Havaalanı. Burayla Kırşehir arasındaki yolu en kısa zamanda iyileştirerek ve kısaltarak Kırşehir’e bir havaalanı da kazandırmayı düşünüyoruz. Yeni bir havaalanı yapmamız mümkün değil. Ama o havaalanına Kırşehir’i yakınlaştırabilirsek Kırşehirli hemşerilerimizin bu havaalanını kullanmalarını inşallah sağlamayı düşünüyoruz. Benzer şekilde sanayi yatırımlarının Kırşehir’e gelmesi bizim açımızdan önemli. Yani gelişmesi, Kırşehir’in kalkınması, büyümesi için sanayi yatırımlarının olması lazım. Bununla ilgili de iş adamlarıyla bu anlamda yatırım yapabilecek firmalarla görüşmelerimiz devam ediyor. İşte demiryolu projemiz o anlamda bir cazibe merkezi haline getirecek Kırşehir’i. Kırşehir’e en azından Kırşehir’deki işsizliği bir nebze azaltacak birkaç sanayi yatırımının üretilmesi için de çalışmalarımız devam ediyor. İşte otel yatırımları gelirse bunun da çok önemli bir istihdam sağlayacağına inanıyoruz. Kamu yatırımları anlamında zaten bunları takip ediyoruz. Üniversitemizi açtık. İnşallah üniversitemizi daha da büyük bir hale getirerek öğrenci sayısını iki katına çıkartmayı düşünüyoruz. İlçelerimizde Meslek Yüksek Okulları açtık. Kırşehir’in bu anlamda gelişmesi kalkınması için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Tabi şu anda aklıma gelenler bunlar. Bir çok takip ettiğimiz projelerimiz var. Detaylar var eğitim alanında sağlık alanında, ulaşım alanında, tarım alanında. Her alanda Kırşehir’e yapılması gereken şeyleri kendi içimizde istişare ederek, bürokratlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle, bizler de siyasiler olarak hep birlikte aynı yere vurarak sonuç almaya çalışıyoruz. Kırşehir bu anlamda potansiyel olan bir ilimiz. Ama maalesef hep göç vermiş, Ankara’da Kırşehir’in şu anki nüfusundan daha çok Kırşehirli hemşerimiz var. Bunlarla da biz çok yakın temas halinde Kırşehir’le Kırşehirlileri buluşturmak için de birçok çalışmalar yapıyoruz. Bu sıcaklık bu buluşma sağlandığı zaman bunun dinamizminden Kırşehir’in de etkileneceğine inanıyoruz. Yani özetle kamu yatırımı olsun özel sektör yatırımı olsun Kırşehirimizin ihtiyacı olan her şeyi belirledik, takip ediyoruz. Ve inanıyoruz ki bu dönem eksiklerimizi de giderdiğimiz bir dönem olacaktır. Kırşehir inşallah kendisine yakışır, hepimizin gurur duyacağı bir il haline gelecektir. Kültürüyle, Turizmiyle, tarımıyla, hayvancılığıyla, sanayisiyle, eğitimiyle Kırşehir her alanda potansiyeli olan bir il. Eğitimde son derece başarılı bir il, Türkiye dereceleri yapan bir il. Eğitim alanında da çok büyük yatırımlar yaptık. Bugüne kadar 72 tane okul yapıldı Kırşehir’e. Eksiğimiz çok fazla kalmadı. Üniversitemizi inşallah yeni bölümler, fakültelerle de çok daha iyi bir duruma getirmeye çalışıyoruz. Genel anlamda bunları söyleyebilirim. -Vereceğiniz son bir mesajınız var mı? ARTIK TÜRKİYE KAYBETMESİN Tabi bizlerin siyasete girme nedenimiz, ülkemizin dünyada çok daha iyi bir noktaya gelmesidir. Ülkemizin değerleriyle yoğrulmuş, vatanını milletini seven, bu ülkenin başaracağına inanan insanların siyasete girmesi ve bu insanların da siyaset yaparken her anlamda bu ülkenin önünü açması son derece önemlidir. Onun için maalesef bazen işte siyaset denince, politika denince birileri bunlara mesafeli durabiliyorlar. Ya ben bulaşmayım, aman benden uzak kalsın diyebiliyorlar. Biz siyasete girerken de gerçekten o dönemde özverili davranarak kendi işimizden gücümüzden fedakarlık yaparak siyasete genç yaşta girdik. İşte 2002 yılında, ben 1974 doğumluyum. Kaç ediyor 28 yaş mı ediyor? 28 yaşında ve her şey sonuçta dönüyor dolaşıyor siyaset kurumu sayesinde oluyor. Ve maalesef bu ülkenin önü hep siyasetle tıkandı hep siyasetçilerimiz kavga ettiler, hep birbirleriyle didiştiler, atıştılar, döğüştüler ama hep kaybeden Türkiye oldu. İYİ NİYETLİ SİYASETÇİLER AYIRT EDİLMELİ Siyasetçiler hiçbir şey kaybetmedi. Ama Türkiye kaybetti, onun için ben diyorum ki biz siyasetçiler olarak tabi ki konuşacağız, tartışacağız, istişare edeceğiz. Ama halkımız gerçekten iyi niyetli siyasetçi ile farklı niyetli olanları iyi ayırt etmesi lazım ki ayırt ediyor. Biz halkımıza güveniyoruz. Hep birlikte el ele verip, bu ülkemizin menfaatinin söz konusu olduğu her yerde, nasıl bunu Amerikalısı yapıyorsa, Avrupalısı yapıyorsa, Türkiye’nin menfaati, yüksek menfaati olduğu konularda işbirliği yaparak, güç birliği yaparak el ele vererek ülkemizi çok daha iyi bir noktaya getirmemiz lazım. Toplumumuzun bizden beklediği budur. Toplumumuz bize oy verirken git de Ankara’da otur, orada keyif sür diye göndermiyor. Orada beni temsil et, ben ülkemin daha iyi durumda olmasını istiyorum diyerek bizi buraya gönderiyor, meclise gönderiyor. Onun için çok çalışmamız lazım, üretmemiz lazım. Kavga etmeden görüşmemiz lazım, konuşmamız lazım ve Türkiye’mizi hep birlikte daha iyi bir noktaya, daha güçlü bir noktaya getirmemiz lazım. Kolay değil. Maalesef yıllardır bu ülkenin önü bilinçli olarak tıkandı. İşimiz kolay değil ama mutlaka başarabiliriz. Türkiye’ye dünyanın ihtiyacı var. İşte görüyorsunuz Somali’de sıkıntı oluyor, başka yerde bir sıkıntı oluyor, Filistin’de bir sorun oluyor. Maalesef dünyada bunları konuşabilen, çekinmeden, hiçbir yere eyvallahı olmadan doğruları söyleyebilen bir ülke Türkiye. Onun için Türkiye’nin güçlü olması lazım. Ekonomisinin güçlü olması lazım, teknoloji sahibi olması lazım, sanayicisi güçlü olması lazım, akademisyeni, profesörü, doktoru her şekilde Türkiye’nin güçlü olması lazım. Çünkü biz diğer milletlerden farklıyız, diğer ülkelerden farklıyız. Biz diğer ülkeler gibi bakmıyoruz dünya meselelerine, dünya politikalarına. Biz menfaatimizden önce insanlığımız olan bir ülkeyiz. Gerçekten Somali’ye yardım ediyorsak acıyarak, üzülerek, içimiz kan ağlayarak yardım ediyoruz. Başka milletler gibi göstermelik, farklı gayelerle işte bir takım emperyal emellerle, bir takım değerleri alıp götürme emeliyle değil, gerçekten acıdığımız için bu ülkenin insanı beşyüz milyon TL’yi aşkın parayı başka bir ülkenin insanına, belki hiç birimizin gidip görmeyeceği bir ülkenin çocuklarına bu millet bunu verdi. Başbakanımızın gerçekten önderliğinde, biz farklı bir milletiz. Onun için bu coğrafya üzerinde yıllardır oyunlar oynandı. Yıllardır siyaset üzerinden, bürokrasi üzerinden farklı kanallardan bu coğrafya üzerinde hep oyunlar oynandı. Temel amaç Türkiye büyümesin, Türkiye güçlenmesin, Türkiye kendi ayakları üzerinde durmasın. Çünkü biliyorlar ki Türkiye güçlendiği zaman, Türkiye kendi ayakları üzerinde durduğu zaman Türkiye her coğrafyada söz sahibi olacaktır. Türkiye her zaman doğruları söyleyecektir. Türkiye her zaman birilerine sahip çıkacaktır. Onun için Türkiye’yi hiçbir zaman gerçekten bu coğrafyanın asli unsurlarının eline bırakmadılar. Onun için aklımızı başımıza almamız lazım. Gerçekten konuşarak, tartışarak ve ortak menfaatlerde bir araya gelerek birbirimizi kırmadan, üzmeden bu ülkeyi Türkiye’yi inşallah daha güçlü bir noktaya getirmemiz lazım. Az önce de söylediğim gibi dünyanın Türkiye’ye ihtiyacı var. Onun için de Türkiye’nin güçlü olması lazım. Türkiye’nin güçlü olması da başta güçlü siyasetçiler gerektirir. İnşallah Türkiye’de böyle siyasetçiler de yetişti, yetişiyor ve yetişecek. İnşallah bizler de ülkemizin her anlamda daha iyi bir noktaya gelmesi için bu yola başımızı koyduk. Başbakanımızın liderliğinde ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapacağız ve top yekun inşallah Türkiye’yi daha iyi bir noktaya getirip kalkındıracağız. Herkes taşın gözünden tutarsa, ne yapabilirim derse, herkes ülkesinin menfaati doğrultusunda işini yaparsa ve işini en iyi şekilde yapmaya gayret gösterirse toplamda da Türkiye gerçekten yol alacaktır. İnşallah kendi menfaatimizden önce ülkemizin menfaatini öne koyabilirsek. Sanayicimiz de işte yerli otomobil tartışılırken “bu ülkenin yerli üretimi olması lazım”. Karını düşünmeden “bu ülkenin kendi markası olması lazım” diyebilirse o zaman belli mesafeler kat edilecektir. Çünkü güçlü olmak için, bir şeyler söyleyip de arkasında durabilmek için kendi ayaklarımız üzerinde durmamız lazım. Kendi teknolojiniz olmazsa, kendi uçağınız olmazsa, kendi arabanız olmazsa, kendi imkanlarınız olmazsa, başka yerlere muhtaç olursanız maalesef fazla dik duramazsınız. Başka şeyleri konuşamazsınız, bir yerlere borçlu olursanız, bir yerlere bağlı olursanız gerektiği şekilde belli duruşlar gösteremezsiniz. Onun için bizim dış politikada ki duruşumuzun, dış politikadaki söylemimizin desteklenmesi için, bunun altının doldurulabilmesi için de Türkiye’nin her anlamda kendi kendine yetebilen, kendi ayakları üzerinde durabilen ve her anlamda kendisini geliştirmiş, üreten bir toplum haline, daha iyi bir noktaya Türkiye’nin gelmesi lazım ve Türkiye bu yolda da hızla mesafe kat ediyor. Ve inşallah gelecekte de çok güzel gelişmeler olacağına biz inanıyoruz. Şimdilik Teşekkür ediyorum. MİLLETVEKİLLERİ KONUŞUYOR DİZİSİNİN DİĞER RÖPORTAJLARI ANKARA MİLLETVEKİLİ CEMİL CİCEK - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN KIRIKKALE MİLLETVEKİLİ OGUZ KAGAN KOKSAL - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN ANKARA MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ERDEM - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN ANKARA MİLLETVEKİLİ TULAY SELAMOGLU - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN MANİSA MİLLETVEKİLİ SELCUK OZDAG - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN Yarın Çankırı Milletvekili İdris Şahin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.