M.Bilge Demir

M.Bilge Demir

Bütün Canlılar İçin Adil Bir Dünya

Bütün Canlılar İçin Adil Bir Dünya

*Hayırsız Ada Vakası

" Tarihimize kara leke gibi iz bırakan köpek katliamıdır. 3 Haziran 1910.

Hayırsız Ada Sürgünü, 1910 yılında İstanbul'da yaşayan 80.000'den fazla sokak köpeğinin toplu bir şekilde İstanbul açıklarında bulunan Sivriada'ya gönderilmesi olayıdır. Adaya bırakılan köpeklerin çoğu açlıktan ve birbirini yemekten ölmüştür. Köpeklerin adaya bırakılmasından iki yıl sonra Marmara Denizi'nde büyük bir deprem meydana gelmiştir ve çıkan Balkan Savaşları neticesinde büyük bir toprak kaybı gerçekleşmiştir.

Toplum o lanetin 1912 yılında deprem olarak geldiğine inanmıştır. Büyük deprem, toplum tarafından "köpeklerin laneti" olarak yorumladığı için bu olay Hayırsız Ada Sürgünü olarak nitelendirilmiştir."

"Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanacaktır." (el-Enâm 6/38)


Koskoca evrene ne kendimizi sığdırabildik ne de diğer canlıları. Ordan oraya sürükleniyoruz.

Bir sorun ortaya çıktığında yapılacak şey ivedilikle çözüm bulmak, radikal kararlar almaktır. Ancak bunu görmezden gelirsek daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalırız. Tıpkı zamanında görmezden gelinen ve giderek büyüyen "Sokak Hayvanları Sorunu" gibi.

Sokak hayvanları yasası, ülke gündemindeki yerini en hararetli haliyle korumaya devam ediyor. Ve alınan kararlar, hayvanseverler ile sokak hayvanları tarafından mağdur edilen insanları karşı karşıya getiriyor.

Ortada bir sorunumuz var ve bu sorun başka sorunları beraberinde getiriyor. Hepimiz alınacak kararların sorumlusuyuz.

Sokak hayvanlarının ve insanların haklarının adil bir şekilde korunduğu kararlar alınmalı. Çünkü hayvanlar saldırma eylemini bilinçli bir şekilde yapmıyor. Sanki cezalandırılır gibi bir muamele görmeleri de haksızlık diye düşünüyorum.(!)

TBMM'de görüşülmekte olan Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi'nde Pazartesi akşamı yapılan değişiklik ile "Ötenazi" (ağrısız ve ıstırapsız ölüm) kelimesi çıkarıldı ve kediler kapsam dışı bırakıldı.

Kendini ifade etme kabiliyeti olmayan sokak hayvanlarının barınaklarda toplanması, sokakların güvenliği için mantıklı görünürken, hayvanlar için yaşamsal bir çözüm mü?

Sokak hayvanlarının aşılanması, kısırlaştırılması, rehabilite edilmesi, onlar için de bizler için de en güvenli olan tedbir elbette. Çünkü sokak hayvanları tarafından, çocuğu saldırıya uğrayan bir babanın, "Çocuğumun ölmesi için dua ettim" diye çaresiz haykırışlarını da duymazdan gelemeyiz. Bu yüzden barınaklarda yaşayacak hayvanların yaşam, sağlık, beslenme vb. ihtiyaçlarının karşılanması hem onlara hem bize yakışır muamele görmeleri/gösterilmesi garanti altına alınmalıdır.

Bir yandan da düşünüyorum.

Türkiye'de bunca hayvan için yeterli kapasitede barınaklar mevcut mu?

Rehabilitasyon merkezleri gibi tesislerin hacmi ve veterinerlik hizmetleri buna yeterli olabilecek mi?

Sokaklarda bile yeterince beslenme zorluğu çeken sokak hayvanları, hayvanseverlerin desteğine mi muhtaç olacak yoksa kendi halinde ölüme mi mahkum edilecek, devlet desteği görecek mi?

Ülkemizdeki barınakların çoğunda hayvanlar konfor içinde yaşamıyor şimdi bunca hayvanın toplanması bana çokta güven vermiyor.

Bütün canlılar İçin "Adil" bir dünya düzeni isterken, yasayı geri çek diyorum. Çünkü ben emin değilim, temeli sağlam inşa edilmiş bir girişim değil diye düşünüyorum. Ancak uygun ortamın tesis edildiğini gözümle görürsem inanırım.

Hiçbir canlıyı diğerinden üstün tutmadan, ayrıştırmadan herkes için adil, vicdani ve sürdürülebilir kararlar alınmasını temenni ediyorum.

Hepimizin yüzünü güldürecek gelişmelerin olmasını diliyorum ve dua ediyorum. Sokak hayvanlarının da adil bir yaşam hakkına sahip olduğuna inanıyorum.

Hayvanlar da yaşamın bir parçası ve onların da yaşam haklarını savunuyorum.

**"Merhametli olanlara Rahman (yani merhamet sahibi olan Allah) merhamet eder. Yerde olanlara merhametli olun ki, gökte olanlar da (melekler) size merhamet etsin."
(Tirmizi, Birr 16)

Bu yazı toplam 7488 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Bilge Demir Arşivi