Bugün onların günü
Türk Hemşireler Derneği (THD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, ''Hemşireliğin fiziksel, parasal ve ruhsal olarak diğer sağlık meslekleri...
Türk Hemşireler Derneği (THD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, ''Hemşireliğin fiziksel, parasal ve ruhsal olarak diğer sağlık meslekleri arasında sömürülmeye en fazla müsait meslek haline geldiğini'' ileri sürdü. Prof. Dr. Ülker, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Nisan 2007'de kabul edilen Hemşirelik Kanununun ilgili yönetmelikleri çıkarılmadığı için henüz uygulanamadığını, 1954 tarihli eski kanunun uygulanmasındaki sorunların artarak sürdüğünü ve mesleğin içinden çıkılmaz problemlerle baş başa bırakıldığını savundu. ''Bunun sonucu olarak hemşirelik fiziksel, parasal ve ruhsal olarak diğer sağlık meslekleri arasında sömürülmeye en fazla müsait meslek haline gelmiştir'' görüşünü bildiren Ülker, mesleki sorunlarını şöyle sıraladı: ''Hemşirelik hizmetleri yönetimleri, tarihlerinde hiç olmadığı kadar üniversite ve devlet hastaneleri üst yönetimleri tarafından müdahaleye maruz bırakılmaktadır. Atamalarda kayırmacılık, taraflı davranış tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştır. Ebelere, acil tıp teknisyenlerine ve hatta sağlık mesleğiyle hiçbir ilişkisi bulunmayan kişilere hemşirelik hizmeti verdirilmekte, halkın sağlığıyla oynanmaktadır.'' TBMM gündeminde bulunan Kamu Hastaneleri Birliği Kanun Tasarısı'nın aynen kabul edilmesi durumunda, hemşirelik çalışmalarının ''Bakım Hizmetleri'' başlığı altında diğer tüm hizmetlerle bir araya toplanacağını belirten Ülker, yasanın öngördüğü yönetmeliklerin hemşirelerin de katılımıyla hazırlanması, ücret ve özlük haklarına ilişkin sorunların çözümlenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi. ''AVRUPA ORTALAMASININ 7 KAT ALTINDAYIZ'' Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Kaçar da yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'deki hemşire sayısının Avrupa ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hemşire ortalamasının en az 7 kat altında kaldığına dikkati çekerek, sağlıklı çalışma koşulları ve hizmet kalitesinin yükseltilmesinin hemşire sayısının artırılması ve branşlaşmaya önem verilmesiyle mümkün olabileceğini savundu. Kaçar, ''Sağlık-Sen önümüzdeki süreçte yetkili sendika olarak başta vekil ebe ve hemşire uygulamasının ortadan kaldırılması, hemşirelikte branşlaşma konusunda gereken eğitim formasyonunun yeterli düzeyde sağlanması, özlük hakları, ekonomik ve sosyal haklarda sözleşmeli kadrolu farkı ortadan kaldırırken, tüm personelin daha üst düzey düzey haklarda eşitleneceği bir mevzuat yapısının oluşturulması için mücadelesini sürdürecektir'' değerlendirmesinde bulundu. Açıklamada Sağlık-Sen tarafından 1100 hemşire ve ebenin katımıyla hazırlanan bir rapora da yer verildi. ''Yetersizlik nedeniyle ebelere hemşirelik yaptırıldığı'' ileri sürülen raporda, hemşire ve ebelerin düzensiz nöbet tuttukları için aile içi sorunlar yaşadığı ve şiddete uğrama kaygısı taşıdıkları belirtildi. ''Mutlu olacakları ve iş motivasyonlarını artıracak en etkin hizmete'' ilişkin soruya hemşire ve ebelerin yüzde 59'unun ''Kreş'' yanıtını verdiği kaydedilen raporda, ankete katılanların yüzde 70'inin aile içi sorumluluğun kadın ve erkek tarafından eşit şekilde paylaşılmadığından yakındığı, yüzde 61'inin kazançlarının giderlerini karşılamadığını belirttiğine yer verildi. Çalışmada yer alanların yüzde 60'ı gelir kaybı yaşamamak için yıllık izninin tamamını kullanmadığını dile getirirken, yüzde 22'si düzensiz nöbetlerden, yüzde 28'i yöneticilerin baskısından, yüzde 70'i iş yorgunluğunun ardından ev işleri yapmaktan yakındı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.