Bozkırda unutulan sahabe torunları “ dunganlar”
Dunganlar kimdir? Bu soruya birçoğumuzun vereceği cevap yoktur aslında… Oysa onlar Avrasya’nın en ilginç topluluklarından, babaları Arap, anneleri...
Dunganlar kimdir? Bu soruya birçoğumuzun vereceği cevap yoktur aslında… Oysa onlar Avrasya’nın en ilginç topluluklarından, babaları Arap, anneleri Çinli olan Dunganlar. Çin’e 700’lü yıllarda gelip Müslümanlığı yaymaya çalışan Sahabelerin çekik gözlü torunları. En önemli özellikleri ise dinleri İslamiyet’e sıkı sıkı bağlı olmaları… Sovyetler Birliği döneminde yapılan tüm dini baskılara rağmen inançlarından taviz vermeden yaşamayı bilen onurlu bir halk Dunganlar… Dungan adını Çin’in han kökenli Müslüman’ları olan Huiler’in birebir Türkçe’ye çevrilmesiyle alırlar. Hui kelimesi Çince’de “dönmek” demektir. Muhtemelen de Dungan sözcüğü “dönen” demektir. Konuştukları dilleri de Dunganca olarak bilinir. İslamiyet’in Çin’e ilk girişi konusundaki rivayetler muhtelif; ancak yaygın görüş 651’de Talas Savaşı ile başladığı noktasında görüş birliği var. Türkistan’ı ele geçirmek amacında olan Çin ve Müslüman Araplar karşı karşıya gelirler. Karluk Türklerinin de desteğiyle Araplar Çin ordusunu büyük bir yenilgiye uğratırlar. Bu savaş sonucunda Orta Asya’daki Çin yayılmasından Türkler belli bir süre kurtulma imkânına kavuşurlar. Talas Savaşı sonuçları tüm insanlık için önemli ve olumlu olmuştur. Zira Çinli esirler, Araplara kâğıt yapımını öğretirken, Çinlilerin serbest bıraktığı Arap savaş esirleri de Çin’e yerleşerek ticari hayata atılırlar. 655 yılında Çin’de çıkan bir isyanı bastırmak için Çin İmparatoru, Abbasi Halifesi Ebu Cafer El Mansur’dan yardım ister ve bir ordu Çin’e gönderilir. İsyan bastırılır ve bundan memnun kalan İmparator Sutsung, Müslüman askerlerin Çin’de istedikleri yerlerde kalıp yaşamalarına izin verir. 760 yılında yapılan bir nüfus sayımına göre Çin’in Chan-an bölgesinde 4 binden fazla Müslüman ailenin yaşadığı anlaşılır. Bu ailelerin etkisiyle Çin’de İslam kültürü hızla yayılmaya başlar. Bazı Müslümanlar Çinli kadınlarla evlenmeye başlar. Müslümanlar, Çin kültürü, cazip hayat şartları, karlı ticaret gibi sebeplerle nesiller boyunca yavaş yavaş Çinlileşirler. Kıyafetleri ve günlük yaşamları değişir fakat dini inançları ile yemek kültürleri sabit kalır. Dunganlar,, “Kırgızlar sadece yemek yemeyi bilirler biz olmasak aç kalırlardı” diyerek yemek konusunda ne kadar iddialı olduklarını söylüyorlar. 1960’lı yıllarda Dunganların büyük kısmı tarımı yaygınlaştırmaları için, Ruslar tarafından bugünkü Kırgızistan’a götürülmüşlerdir. Bugün Dunganlar, Kırgızlara tarımı öğreten kavim olarak tanınıyorlar. Halen büyük çoğunluğu da geçimini tarım yaparak sağlıyor. Dunganlar, Kırgızistan’ın Çin sınırına yakın yerlerinde yaşıyorlar. Dunganların % 30’u başkentin kuzeydoğusundaki Tokmok’ta ikamet ediyor. Tokmak şehir merkezindeki Dungan pazarında satıcıların çoğunu, diğer Orta Asya şehirlerinde olduğu kadınlar oluşturuyor. Dunganlar tarım dışında ticaretle de uğraşıyorlar. Tokmok bilindiği gibi Kutadgu Biliğ’in yazarı Yusuf Has Hacip’in yaşadığı şehir olarak biliniyor. Resmi kayıtlara göre nüfusları 60 bini buluyor ama asıl yoğunluk Çin’de. Dunganların Çin’deki nüfusu 7 ile 20 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Dunganların isimleri Muhammed, Rahime, Ferit, Nesibe, Zeynep, Hüseyin, Fatıma ve Amina gibi bizim aşina olduğumuz isimler… Bu isimler, Orta Asya’nın göbeğinde, tarihi İpek Yolu boyunca uzanan köy ve kasabalarda yaşıyorlar. Zengin bir mutfak kültürüne sahip Dunganlar, ünlü yemeklerini açtıkları restoranlar da farklı tatlar olarak beğeniyle sunuyorlar. Evlerini de Çin mimarisinde yapıyorlar. Bugün Çin’den sonra, Kırgızistan, Kazakistan, Rusya ve ABD’de Dunganlar yaşamaktadır. Kırgızistan’da bir potansiyel teşkil eden Dunganlar, Çin’de yaşayan yakınlarıyla birbirlerine gidip gelerek bağlarını koparmamaya gayret etmektedirler. Dunganlar atalarının Sahabeler olduğunu da gururla söylemekten çekinmiyorlar. Çin’de Sahabe ve Tabiin’e ait mezarlar var. Bunlardan biride Peygamber Efendimizin cennetle müjdelediği on Sahabeden biri olan Sad bin Ebi Vakkas. (KAYNAKÇA: Seyfullah Türksoy ve Zafer Özcan, Dunganlar )
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.