Alaattin Karaer

Alaattin Karaer

Biz yaşamak istiyoruz!

Biz yaşamak istiyoruz!

alaattin-karaer--kose-yazisi-1-010.jpg

25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” 

    Özgürlükler kolay kazanılmıyor. Her özgürlüğün bedeli de çok ağır oluyor.

    Yıl 1960

    Bundan 57 yıl önce, 1930 yılında Dominik Cumhuriyetinde ülke yönetimini ele geçiren Rafael Leonidas Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyordu. 1930-1961 yılları arasında 31 yıllık idaresi Donimikalılar tarafından ve dünyanın geri kalanında “Trujillo Dönemi” olarak bilinen ve Latin Amerika’daki en kanlı tiranlıklar arasında sayılan bu dönemde, Trujillo hükümeti, rezil Perejil Katliamı’nda öldürülen binlerce kişi dahil olmak üzere 50 binin üzerinde kişinin ölümünden sorumlu olarak tarihe geçti.

    Bu rezil insana karşı;

    Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyorlardı. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine hareketini kurdu ve diğer kız kardeşlerde bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelenin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trojillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti; Kilise ve Mirabal Kardeşler!

    Aynı ayın 25’inde üç kız kardeşin cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. “Araba kazasında” öldükleri söylendi. Ancak, Mirabel kardeşlerin arabalarından zorla indirilerek, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadelenin sembolü oldu.

     1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Kaldırılması için Uluslar arası Mücadele Günü” olarak ilan etti.

     Bugün tüm dünyada kutlanacak.

     Değişen ne olacak. Hiçbir şey!

     Kadına yönelik şiddet ülkemizde ve dünyada devam ediyor. Erkekler tarafından öldürülmüş, bıçaklanmış, yakılmış, boğulmuş, tecavüze uğramış… Kısaca vahşet devam ediyor. Duyduklarımız yüzlerce, binlerce… Çoğu istatistiklere yansımıyor.

     Erkek kızar, erkek öfkelenir, erkek döver. Eğitimli veya eğitimsiz çok değişmiyor. Kendisine verilen hak olarak görüyor her şeyi.

     Okumuş olduğum şiddet bahaneleri;

  • Kadının yemeği yakması.
  • Akşam eve geldiğinde yemek bulamaması.
  • Yemek bulunca da tuzlu olunca.
  • Kocasına karşılık vermesi.
  • Parayı lüzumsuz yere harcaması.
  • Çocuklarının bakımını ihmal etmesi.
  • Evden çıkarken kocasından izin almaması.
  • Çocuklar oynarken düşüp bir yerini yaraladığında sahip çıkmaması.
  • Eve para getirmeyince.
  • Kendisi eve sarhoş gelince.
  • Cebinde para olmayınca.
  • Cinselliği istemeyince.
  • Sevmeyince.
  • Sağa, sola bakınca.
  • İstediğini yapmayınca…

Utanılacak maddeler daha da sıralanabilir. Bunların hepsini kadınlar yapmak zorunda çünkü!

Ve kadınlarımız der ki;

    “Biz yaşamak istiyoruz. Adil, eşit, ayrımsız, şiddetsiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Tükenen umutları, kaybolan hayalleri hep birlikte yeniden canlandırmak zorundayız. Bu sorumluluğu en başta hükümet olmak üzere toplumun tüm kesimlerine, hepimize düşüyor.

    Kadınların şiddetten kurtulmak için geliştirdikleri yöntemlerin yeni bir dünya hayal etmeyi mümkün kılacağına inanıyoruz. Bu toprakların bu yöntemlere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

   Gelin bize katılın, şiddetsiz bir kültürü hep birlikte ilmik ilmik örelim.

   Sözümüz söz, gücümüze güç katın.

   Erkeklere savaşmayı değil sevgiyi, sanatı, aşkı ve dokunmanın salt güzelliğini gösterelim. 25 Kasım’da sloganları şu şekilde değiştirelim:

  • Erkek sevgiyi ve şefkati öğrenmeli!
  • Erkek dediğin merhametli olur!
  • Ey Erkek, Sevgi en büyük erdemdir, hayatı mutlu kılmayı öğren!
  • Sen bir aslan değilsin, aslanlar sevgi ve asalet taşır. Sevmeyi bil!
  • Hayat, sadece sana değil bütün toplumlara yük bu yüzden yükünün acısını benden değil birlikte bu yaşamdan çıkaralım!

 

      Dünya üzerinde şiddeti yok etmenin tek yolu ‘Sevgiye ve Eşitliğe Evet’ diyerek elde edilir. Yoksa ‘Şiddete Hayır’ demekle bir yere varılmaz.

     Biz öncelikle ‘Sevgiye Evet’, ‘Şiddete Hayır’ diyelim!

Bu yazı toplam 2088 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaattin Karaer Arşivi