BİRKAÇ KONUYU HATIRLAYALIM
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği 83 yıllık (Savorona)’nın eski ihtişamlı günlerine dönmesi Kültür...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği 83 yıllık (Savorona)’nın eski ihtişamlı günlerine dönmesi Kültür ve Turizm Bakanlığının satın alarak yapılan bakımlarla devlet büyüklerinin tarihi toplantılarının yapılabilmesi için hazırlandı. Çalışma odasının aynı olmasına ayrıca bir özen gösterildiği anlatılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın başkanımızın talimatıyla 2013 yılında iş adamı Kahraman Sadıkoğlu’ndan alınarak tarihi konumunun korunması geçmişe verilen hizmetin güzel bir örneğidir. Savorona’nın içi her türlü ihtiyacı karışlayacak şekilde düzenlenmiştir. Buna sebep olan ve faaliyete geçirenlere teşekkür ediyoruz.
Söz Atamızın anılarıyla başlamışken, atamızın kurtuluş savaşı sonunda din adamı ve bestekar Sadettin Kaynak’ı çağırarak ordunun komuta kademi ve askerlerimize kutsal kitabımızın savaşlarla ilgili ayetinin konferans olarak anlatılmasını istemesinin ne kadar önemli olduğunu söylememize bile gerek duyulmayacak durumlardır. Türk ordusunu ve onun başkomutanının dinimize verdiği önemi bir kat daha artırmaktadır. Atamızın hakiki din adamlarına verdiği önemi bilmeyen yoktur. Atatürk din adamlarını idam ettirdi sözlerinin hakiki din adamlarıyla alakasının olmadığını Osmanlının son zamanlarında başlayıp kurtuluş savaşı zamanlarında da devam eten İngiliz kökenli sahte din adamlarını tespit ederek temizlemesi olayıdır. Bunu yanlış yorumlamamak gerekir.
Son günlerimizde gerçi uygulamanın tamamlanmasına günler kaldı ama yinede birkaç cümleyle değinmekte fayda vardır. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül halen görevdeyken ikinci bir Cumhurbaşkanının resmiyet kazanması mümkün değildir. Öyleyse 28 Ağustos 2014 gününe kadar Cumhurbaşkanı da, başbakanda görevlerinin başındadır. Durum böyle iken ne Danıştay ne de Anayasa mahkemesi meşgul etmenin bir anlamı olamasa gerek. Siyasi hayatımızda ne kendi partisi içinde nede partiler arasında ki söylevlerin incitici olmaması seviyenin düşürülmemesi gerektiğine inanıyoruz. Siyasiler bizim, bu yurt bizim,hizip değil, hizmet yarışı istiyoruz. Yüz yüze bakılmayacak beyanat ve davranışlardan kaçınılmasını bekliyoruz. Milletin tabanı, tavandaki bu davranışlardan rahatsız bunu bütün siyasilerimizin bilmesi gerekmektedir.
Sözlerimiz şimdi yönetimde olanlar ile yönetime talip olanların tamamınadır. Bu husustaki sevgili Peygamberimizin bir hadisini hatırlatmakta fayda görüyoruz. “Sevdiğini ölçülü sev, günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da ölçülü düşmanlık et, günün birinde dostun olabilir.” Bunu hiç unutmayalım. Günümüze ne kadar güzel örnek olan bir hadis değil mi? İnançlı olduğumuzu her zaman beyan etmemize rağmen, hiç inancımıza ve İslam’a uygun olmayan davranışlarda bulunuyoruz. Bunun milletimizi temsil eden milletimizin vekillerinin çok iyi anlaması lazım. Hele bu ortamda bozuculuğa değil yapıcı olmaya çok ihtiyacımız var. 77 milyon insanımızı sevindirelim. 77 milyonun kötülüğünü isteyenlere fırsat verecek davranışlardan uzaklaşalım. Zaman kavga değil barış zamanıdır. Barış varken kavga yaratmaya ne gerek var. Yanlış davranışlara ortalığı germeye ne gerek var. Bu hiçbirimize fayda getirmez. Üstelik üzüntümüze üzüntü katar. Bunlara çok dikkat edelim, iyi günlerde buluşalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.