Biraz huzur
Türk Eğitim Sen Genel Merkezinin aldığı karar gereği tüm illerde aynı gün yapılması kararı alınan " Eğitim Çalışanlarına Biraz Huzur" isimli kitlesel...
Türk Eğitim Sen Genel Merkezinin aldığı karar gereği tüm illerde aynı gün yapılması kararı alınan " Eğitim Çalışanlarına Biraz Huzur" isimli kitlesel basın açıklaması yapıldı. Kırıkkale'de Hüseyin Kahya Parkı Önünde yapılan basın açıklamasında konuşmasını yapan Şube Başkanı Yaşar Şahindoğan, Milli Eğitim Bakan'ı Hüseyin Çelik'in istifa etmesini istedi. RAHATSIZ Açıklamasını yapan Şahindoğan şu ifadelere yer verdi: "Ülkemizin geleceğini inşa eden eğitimciler olarak huzurlu değiliz. Bir yanda yaşadığımız zorluklar, diğer yanda sorumluluk makamında oturanların duyarsızlığı biz eğitim çalışanlarını ümitsizliğe sevk etmektedir. Güzel ülkemizin kalkınması için gece gündüz gayret gösteren eğitim çalışanları olarak çok şey istemiyoruz; sadece biraz huzur istiyoruz. Haksız, hukuksuz ve usulsüz uygulamalardan rahatsızız. Atama ve görevlendirmelerde yerleşen "Benim adamım" anlayışından rahatsızız. Sendikalara ve dolayısıyla eğitim çalışanlarına kulakların tıkanarak "Ben bilirim ben yaparım, siz uyarsınız" şeklindeki çağ dışı yönetim anlayışından rahatsızız. Çağ atladığı ifade edilen eğitimimizde, eğitim çalışanlarının mutsuz ve huzursuz kılınmasından rahatsızız". AYAKLAR ALTINA ALINDI "Türkiye MEB'e bağlı okul ve kurumların idaresi açısından bir vekalet cennetine dönüşmüştür. Bakanlığın çıkardığı yönetmelik ve yayınladığı genelgeye rağmen, her il valiliği yönetici atamalarında keyfine göre davranmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ise bu keyfiliğe ses çıkarmamaktadır. Yapılan keyfiliklerin neticesindeyse eğitim çalışanlarının Milli Eğitim Bakanı'na ve politize olmuş bir çok il valisi ve milli eğitim müdürüne güveni kalmamıştır. Bu sorumsuz uygulamaların sonucunda, hukuk devleti ilkesi, bizzat bu kuralı hayata geçirmesi gerekenlerce ayaklar altına alınmıştır." HAKLAR İSTİSMAR EDİLDİ "Öğretmenlerin ek derslerinin hesaplanma yöntemi, Maliye Bakanlığı tarafından değiştirilerek; öğretmenin, neredeyse ek ders almaması esası getirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda kendi personelinin kazanılmış haklarını koruyamadığı gibi, yapılan bu uygulama bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından savunulmuş ve hatta öğretmenin verilen hakları istismar ettiği suçlamaları bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılmıştır. Büyük ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan eğitim çalışanlarının 2008 yılı tedavi yollukları hala ödenmemiştir. Bu durum, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmamaktadır. MEB, çalışanlarının tedavi ihtiyacını karşılayamayan zavallı bir bakanlık durumuna düşürülmüştür." GEÇİNEMİYORUZ Milli Eğitim Bakanlığı uygulamalarıyla şube müdürleri, ilköğretim müfettişleri, uzmanlar ve şefler arasında da uçurumlar yaratarak, Bakanlık teşkilatındaki hiyerarşik yapıyı kendi eliyle bozmuştur. Ek ödeme dışında da tutulan bu yöneticilerin hak gaspı karşısında Milli Eğitim Bakanlığı seyirci kalmaktan başka hiç bir iş yapmamıştır. Bu dönemde, eğitim çalışanları aldıkları maaşla geçimlerini sağlayamamış; çalışanlar adeta ekonomik soykırıma tabi tutulmuştur. Her bir eğitim kurumuna bir hizmetli, bir memur düşmemektedir. Öğretmenlerin dışındaki diğer eğitim çalışanlarının görev tanımları dahi bulunmamakta, tayin ve atamaları ile ilgili bir yönetmelik çıkarılmamaktadır"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.