Bir Türk Dünyaya Bedeldir

Çocukluk ve gençlik dönemlerimde, ruhumu en çok okşayan sözlerden biri, BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR sözüdür. Bu sözün geçtiği her ortamda, öyle gururlanır, öyle sevinirdim ki kabıma sığmaz olurdum. Her “İSTİKLÂL MARŞI” okunuşunda, her “ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİNİ” okudukça-duydukça, kendimi yeryüzünde koyacak yer bulamazdım. Adeta göklerde uçardım. Hele Mehmet Emin Yurdakulun BEN TÜRK’ÜM ŞİİRİNİ DEFALARCA OKUMAKTAN HİÇ USANMAZDIM. Şiir iki dörtlüğü şöyledir: BEN BİR TÜRK’ÜM Ben bir Türk’üm. Dinim cinsim uludur Sinem, özüm ateş ile doludur. İnsan olan vatanının kuludur Türk evlâdı evde durmaz giderim. ***** Tanrı şâhid duracağım sözümde Milletimin sevgileri özümde Vatanımdan başka şey yok gözümde Yâr yatağın düşman almaz giderim. Şiirin tümünü köşeme almadım. Ancak tekrar ediyorum. Bu satırları ne zaman okusam gögsüm kabarırdı Şu reziliğe bakın. Şu akan gözyaşlarına bakın. Şu ağıtları gökyüzünde yankılananan annelerin, bacıların, eşlerin çocukların feryatlarına bakın. Otuz seneden beri akan kanlara bakın. Allahtan korkun. Kuldan utanın. Bu terör konusunda terörün bitirilmesi konusunda gerekenleri yapmayanlar. Terör konusunda iki yüzlü konuşanlar. Terörden siyasi yarar sağlamaya çalışan aymazlar. Utanın. Biraz izzeti nefsiniz varsa çok utanın. Açın interneti. Bakın bulunduğunuz adrese. Yerinizi internetten bulabiliyor musunuz? Evet o nokta etrafında olan hareketleri de görebiliyor musunuz? Evet. Ey devlet. Ey devletin adına görev yapan silahlı silahsız görev yapanlar. Hainler kilometrelerce uzaklardan, dağ koşullarında, gecesini gündüzüne katarak karakollarımızın burnunun dibine kadar gelen, elli yüz kiloluk silahları sırtında, at-katır sırtında taşıyarak üç yüz, beş yüz kişiyle hedeflerine  yaklaşarak eylem yapıyorlar. Yirmi dördünü şehit, on sekizini yaralı olarak kurban veriyorsunuz. Saldırının olacağını biliyorduk diyor canlarımız annelerine. Ancak savunma durumuna geçiyorsunuz. Saldırmayı akıl edemiyorsunuz. Haydi saldırmadın. Üç beş çapulcuyu dağların geçit vermezliğini yüzüne tutmak ediyorsun. Haydi savunma pozisyonuna geçtin. Kaçarken yakalamayı beceremiyorsun. Hani yahu. Bir Türk dünyaya bedeldi. Bizleri bu duygularla büyütmüştü bu devlet. Şimdi ne oluyor. İki yüz çakal karşısında, içerde bin beş yüz, dışarda üç bin beş yüz, ya da içerde üç bin beş yüz , dışarda bin beş yüz, toplam beş bin çapulcuyla, her gün her bir yerde şehit veriyorsunuz.  Yedi yüz bin asker, beş yüz bin polis, sayıları on binleri bulan istihbaratçıyla bedeller ödetiyorsunuz bu halka. Bir İsrailli tutuklu askerin serbest bırakılması uğruna BİN  FİLİSTİNLİYİ serbest bıraktılar. Yahu “BİR TÜRK BİN DÜŞMANA BEDELDİR” SÖZÜNÜ BİZ SÖYLÜYORDUK. BİZE SÖYLÜYORLARDI BU SÖZÜ. Bu kahramanlıK SÖZÜ  yer mi değiştirdi? Bir İsrailli bin düşmana bedel denir dünyaya mı geçtik? Yazık oluyor. Yine ya sabır. Beddua etmiyorum. Herkesin görevini adam gibi yapmaya davet ediyorum. Yazımı yazarını bilmediğim, ama bu yaşımda ruhumu okşuyan bir şiirle bitirmek istiyorum. BEN TÜRK’ÜM BEN Ben Orta Asya’dan türeyen, Anadolu’da büyüyen, Avrupa içlerine yürüyen Türk’üm. BEN Dağlarda gemi gezdiren, taşlara destanlar yazdıran Türk’üm BEN Ben adalete, mertliğe örnekler veren, ölüm kalım savaşına gülerek giden, yeryüzünde her murada eren Türk’üm BEN Sancaklara, tuğlara, baş eğdiren, beylere, paşalara hil’at giydiren, kılıcını dört kıtada gezdiren Türk’üm BEN Atilla’yı, Yavuz’u, Fatih’i var eden, kralları , imparatorları kendilerine yâr eden , düşmanına dünyasını dar eden Türk’üm BEN Şahları, sultanları kul edinen, altınları, elmasları pul edinen, incili kaftanları çul edinen Türk’üm BEN Zafer rüyasını görenlere saç yolduran, hezimete uğratıp ümitlerini solduran, müzelerde baş köşeleri dolduranTürk’üm BEN Damarlarında asil kanın aktığı ırk’ım. Benden bahseden destanım, ağıtım, Türk’üm. Türk’üm ben. Ben Türk’üm. Ta iliklerime kadar Türk oğlu Türk’üm ! Yanlış anlaşılmasın. Bu şiir benim değil. Yazarını bilmiyorum. ASIM ATABEY EMEKLİ ÖĞRETMEN 20.10.2011