Bir bölenin hırsı ve hıncı!
Dikkatinizi çekerim! Ben bölgesel basında yazıyorum. Ancak bazı dostlarımın ricası üzerine özellikle doğduğum yörem Kırşehir ve Mucur başta olmak...
Dikkatinizi çekerim! Ben bölgesel basında yazıyorum. Ancak bazı dostlarımın ricası üzerine özellikle doğduğum yörem Kırşehir ve Mucur başta olmak üzere yerel ve sanal medyada da bazı yazılarımın yayımlanmasına izin veriyorum. Yazılarımın içeriğindeki geneli, özel (yöresel) algılayan alıngan fanatiklerden, amaç dışı, sert içerikli mail ve mesaj almaktayım. “Kötü söz, geçmez akçe sahibine aittir!” diyor, yine evrensel ve yine ulusal konuları huzura getirip, gündeme tarafsızlık ilkesiyle taşımaya ve değerlendirmeye devam edeceğimi bildirmek istiyorum. Hani Anadolu’da bir söz var: “Yıkılan pehlivan güreşe doymaz!” denir. Birkaç dönem Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra partisi kendisini yeniden aday göstermediği için saf değiştirip muhalif partiye geçen ve bu partiden aday gösterilenler; hem saf değiştirdikleri, hem ahde vefa göstermedikleri ve hem de aşırı yıprandıkları için seçmenin takdirini ve tercihini kaybettiklerinin farkında olmazlar. Dolayısıyla kendilerini “fasulye gibi nimetten sayıp; ben olmazsam tufan olur!” görüşünü taşırlar. Bilmezler ki kendilerinden önce de yerel yönetimde görev alanlar çekip gittiklerinde o belde ‘yerle-yeksan’ olmamıştır. İçlerindeki ukde, güya yapamadığı hizmetleri yapma arzusu, kin, nefret ve hırs; akıllarınca hınç almaya sevk eder. Bir başka deyişle kendilerini yine şampiyon ve kahraman görürler. Amma ve lâkin –maalesef- sandıktan çıkamazlar ve hatta çıkamamışlardır. Zira, kimse partisinden daha üstün değildir. Ah! Bu doğru böyle bir bilinebilse… Sonuç: Yenilgi, kayıp… Kaybeden sadece kendileri olsa bari, yöre halkına, yani millete kaybettiriliyor. Bir kardeşimizin dediği gibi “Millet küçük hesapların mağduru ve mağlûbu” olmaktadır. Eskiler “Politika” derlerdi. Şimdilerde bu tanıma yumuşak kılıf bulundu “Siyaset” deniliyor. Takip ettiğim birkaç mitingde, siyaset yapan, özellikle Belediye Başkanlığına soyunan bazı adayların mikrofonu eline, ağzına da bazı çirkin sözleri alıp toplum huzurunda bunları karşı tarafa (Pardon muhalif kaleye sallamaları!) beni çok utandırdı. Demek ki ‘Fakülte diploması’ insanı adam etmeye yetmiyor. Biraz sonra “Muarız” cepheden cevap gecikmiyor; aynı üslûpla muhalifin alnının şakına balyoz etkisi yaparcasına çirkin cevaplar veriliyor. İşin ilginç tarafı bazı seçmenlerin (fanatik yalaka taraftarın) “Vur! Vur inlesin!” tezahüratları, bu çirkinliği teyit ederek alkışlamasıdır. Katıldığı birkaç seçimde aday olamamış birisi bana: “Sen seçim kaybetmenin acısını bilir misin?” dedi. Kendini ‘Bulunmaz Hint kumaşı mı sanıyor ve sayıyorsun?’ Sen imparator musun, efendi! O belde senin babanın tapulu mülkü mü? Eğer sen ‘âkil adam’ isen, herkesin, her aday adayının, “aday olmasının imkânsız olduğunu” iyi bilir; saçının ‘ak mı-kara mı?’ olduğunu öğrendikten sonra, eski yoluna devam edip, işini yaparsın. Senin kaybetmen dünyanın sonu değil… Bu kör dövüşü, bu hırs, bu celâl kimin için? Bakınız; Bizim köylü Hasan Onbaşı terhis belgesini alırken Bölük Komutanına: “Ben terhis oluyorum; ama terhis olduğuma sevinemiyor, ben gidince bu Bölüğün işleri yatar, buna üzülüyorum!” demiş. Seçim kaybeden kıdemlilerin de “Bizim Köylü Hasan Onbaşı gibi” aynı kafadan olduklarını sanıyorum. “Benim Belediye Başkanım Seçimi kazanınca ya da kaybedince; ‘Beldemin çıkarları adına yapıyorum!’ deyip, kendi çıkarları için yön, saf, parti değiştirmemeli. İktidarla çatışmamalı ve ancak iktidarla birlikte hizmet verileceğini iyi bilmeli. Benim Belediye Başkanım adam gibi adam olmalı…” diyerek, bu husustaki görüşlerimi önceden de belirtmiştim. Arkasında inatla ve inançla durduğum bu sabit fikrimi, üstüne basarak ve altını çizerek yineliyorum. Sözün özü: Cep telefonuma gelen bir mesajda aynen: “Mafyada silahımı; Karakolda resmimi; Cezaevinde ismimi; Bu alemde tesbihimi bıraktım. Hepsinden vazgeçtim ama senden asla. Vefasız alemin vefalı dostuna sevgilerle.” deniliyor. Büyüklerimiz “İt ürür, kervan yürür!” derler. Dahası: “Kim korkar hain kurttan?” Hadi oradan! Hoşça kalınız. Kırşehir Anekdotları Yazarı (Web) http://www.duranerdogan.com SÖZÜN ÖZÜ DURAN ERDOĞAN duranerdogan1947@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.