Bayramlar bayram gibi kutlanır (2)
1 Mayıs’ı kutlamayı neden bilmiyoruz? Konfederasyonun biri masayı terk etmekle kendini kurtarmaya çalışıyor. Biri biraz nazlanmakla kendini korumaya alıyor....
1 Mayıs’ı kutlamayı neden bilmiyoruz?
Konfederasyonun biri masayı terk etmekle kendini kurtarmaya çalışıyor. Biri biraz nazlanmakla kendini korumaya alıyor. Biri de pazarlığı biraz uzatarak ne yapalım. Elimizden gelen budur diyor. Sözleşmeyi imzalıyor. İşi bitiriyorlar.
Sözüm tüm sendikalara. Sizin örgütlü olduğunuz işyerlerinde sözleşmeli işçi, mevsimlik işçi, taşeron işçi ve daha başka adlarla çalıştırılan işçiler var mı? Bu tip işçiliği toplumun gündemine siz sayın sendikalar ve sendikalılar, siz soktunuz.
İşyerinizde sözleşmeli, geçici, mevsimlik taşeron işçiler varsa, bu ayıbın sorumlusu başta sendikalardır. Bunlardan işyerinizde varsa, bir tek kişi bile varsa, sizlerden işçi temsilcisi olmaz. İşçi sendikası olmaz. Daha kaba söylüyorum. Sizden işçi de olmaz.
Peki. İşçi bayramı olarak kutlamamız gereken 1 Mayıs gününü, neden sorun haline getiriyorsunuz? Neden meydanları beğenmiyorsunuz? Neden sevgili işçilerimizi polis copunun, biber gazının, toma araçlarını tazyikli suyuna karşı kullanıyorsunuz?
Neden koltuğunuz altına aldığınız başıbozuk takımının polisimize bilyeli, sapanlı, molotoflu, havai fişekli, sopalı, saldırılarına meydan veriyorsunuz? Neden yakma-yıkma-yağmalama- çevresindeki her şeye zarar verme gibi eylemlerine alkış tutuyorsunuz?
Dünya ülkeleri yüz yıldan fazla 1 Mayıs’ı bayram olarak kutluyorlar. Bir Mayıs’ta tatil yapıyorlar. 90 yıllık Cumhuriyet yönetimlerimizde 2008’e kadar ülkemizde 60 hükümet kuruldu. Siz sendikalar da 1940’lardan beri varsınız. Ama 1 Mayıs’ın ne olduğunu bir türlü öğrenemedik. Tatil mi? Bayram mı? Bahar Bayramı mı? Bilemedik.
Şimdi 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA BAYRAMI OLARAK KABUL EDİLDİ. 1 MAYIS TATİL GÜNÜ SAYILDI. Kardeşim sen 1 Mayıs’ı bayram gibi kutlasana. 1 Mayıs’ta tatilini yapsana. Bu gün nedeniyle işçi sorunlarını, çalışma hayatında gördüğünüz eksiklikleri, yanlışlıkları dile getirsene. Sorunlarınıza çözüm önerileri getirsene.
Taksim sevdasına yapılanlar yanlıştır. Bu yanlışa ortak olmaya çalışan siyasi partilerin bu davranışları yanlıştır. Bir de bu aymazlara ve aymazlıklara sahip çıkmaya çalışmak yanlışların en büyüğüdür. Çıkın. Sahip çıkın. İlk seçimde iktidara gelirsiniz. Hay Allah!!! Bilmem ki. Başka ne deyim.
İşçi sözleşmelerini adam gibi yönetemediniz. Adam gibi yönlendiremediniz. İşveren kendi açmazlarına çözüm buldu. Taşeron işçiliği gündeme soktu. Sendikaların da, çalıştırdığı işçilerin de canına okudu. Sıkıysa işçi sendika istesin. Sendikanın adını andığı gün kapının önüne bırakılır. Var mı? Yalanım.
Zaten taşeron işçi patronları işin kılıfını buldu. 10-20 işçi, bazıları da 50-100 işçiden fazla çalıştırmıyor. Yılın 1-2 ayında da çalıştırmıyor. İşçinin parasının bir kısmını bordrolu, bir kısmını elden ödüyor. Elden ödediğini de kapı dışarı çıkınca, işçinin elinden geri alıyor. Kimin elinden ne geliyor?
Ey sendikalar! Sizin çalışma hayatı için, sendikalı hayatınız için bulduğunuz çözüm nedir? Sizin çözümünüz belli. Taşeron işçilerin rezilliğine çanak tuttunuz. Taşeron patronlarının ekmeğine yağ sürdünüz. Bu sözüm de mi yalan?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.