Bayramlar bayram gibi kutlanır (1)
Millî bayramlarımız ve dini bayramlarımız var. Huzur ve güven içinde bu bayramlarımızı kutlarız. Bir de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma bayramımız var....
Millî bayramlarımız ve dini bayramlarımız var. Huzur ve güven içinde bu bayramlarımızı kutlarız. Bir de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma bayramımız var. Bu bayram daha yeni girdi toplumumuzun gündemine. 2008 yılından beri kutluyoruz. Öncelikle şahsım olarak, işçilerimizin Emek ve Dayanışma Bayramını kutluyorum. Ülkemize barış ve huzur getirmesini diliyorum.
Başka ülkeler kısa adı 1 Mayıs İşçi Bayramını olan bu bayramı, yüz yılı aşkın bir süredir kutluyorlar. Biz hâlâ 1 Mayıs gününü sorunlarla kutluyoruz. 2014 yılını da akıl almaz bir şekilde, sendikalar ve hükümet arasında inatlaşmaya taşıyarak kutladık. Yaralılar, gözaltılar, yasaklar, halka acılar yaşatarak kutluyoruz. Çağa yakışmayacak bir biçimde.
Çalışanların sendikası olmadığı sürece, demokratik bir toplum olamayız. Bunu biliyoruz. Üstelik işçinin de, memurun da sendikası ve sendikasının toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı olmalıdır. Bunlar olmadığı sürece demokratik bir toplum olduğumuz iddiasında bulunamayız. Memurların zaten adı var. Aslı yok sendikaları var. İşçiler de bir başka âlem.
Öncelikle sözüm sendikalı işçilere ve sendikalı memurlaradır. Hem işçi sendikaları, hem memur sendikaları, herhangi bir konuda birlik olduklarını hiç gördünüz mü? Hele işçi sendikalarının memur sendikalarına destek olduklarını hiç gördünüz mü? Şunun şurasında sekiz senedir I Mayıs bayram yapıldı. Tatil yapıldı. Sormak gerekmez mi siz nasıl sendikasınız? Bu nasıl Emek ve Dayanışma Bayramı? Bir arada olmanız, ortak söylemleriniz, sorunları ortaklaşa dile getirmeniz gerekmez mi?
İşçi sendikaları federasyonlaşmışlardır. DİSK’i var. TÜRK İŞ’İ var. HAK İŞ’İ var. Siz hiç bu üç konfederasyonun, herhangi bir konuda birlik olduklarını gördünüz mü? Sahi siz nasıl sendikalarsınız?
Bir soru soralım. Siz hiç kamuya dayalı olmayan bir iş yerinde örgütlenebiliyor musunuz? Tümden yok demek biraz yanlış olur. Elbette üç beş özel sektör işyerlerinde, örgütlenebildiniz. Ama ağırlıklı olarak kamu işyerlerinde örgütlenebiliyorsunuz.
Bir soru daha soralım. Bir zamanlar örgütlü işçi sayısı beş milyon kadardı. Şimdi ne oldu da sendikalı işçi sayısı bir milyona düştü? Televizyonda bir konuşmacı sayıları şöyle veriyordu. Yuvarlak rakamlarla söylüyorum. TÜRK İŞ’İN 800 BİN, HAK İŞ’İN 200 BİN, DİSK’İN 100 BİN işçisi var diyor.
Yine soruyorum. Beş milyon sendikalı işçi, ne oldu da bir milyona düştü? Allah aşkına söyleyin? Bu soruya en çok cevap vermesi gereken sendika da DİSK ve DİSK’E bağlı sendikalardır.
Ey DİSK. 1970 Lİ YILLARDA BİR MİLYON İNSANI MEYDANLARA TOPLARKEN, SENDİKALI İŞÇİ SAYISI BİR MİLYONU GEÇMİŞKEN, ŞİMDİ SAYINIZ YÜZ BİNLERE DÜŞMÜŞ. Asıl sayınızı siz söyleyin. Kaç işçi DİSK çatısı altında örgütlü?
Sendikaların en iyi yaptığınız iş toplu sözleşmeleriniz ve işçilere aldığınız haklardı. 12 Eylül 1980 darbesinden bu tarafa, hükümetlerin vermek istediğinden başka, bir hak aldınız mı? Alabiliyor musunuz?
Devamı var
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.