Başkentli soyadını Atatürk'ten almıştı
Başkent'te doğacaksın, soyadın Başkentli olacak ve bir gazetede Başkent'ten başlığı altında yazılar yazarak, halkı bilgilendireceksin. Böyle bir güzellik...
Başkent'te doğacaksın, soyadın Başkentli olacak ve bir gazetede Başkent'ten başlığı altında yazılar yazarak, halkı bilgilendireceksin. Böyle bir güzellik kime nasip olabilir ki? Fevzi abimize nasip oldu Soy isminde taşıdığı Başkent'i makalesinin ismi yaptı. Yıllardır Başkentten başlığı altında makaleler yazdı. Pekala bu Başkentlilik nereden geliyordu. Fevzi abimize Başkentlilik ruhunu bizzat Mustafa Kemal Atatürk işlemişti. Etimesgut yatılı ilköğretim okulunda öğrencilik yaptığı sıralarda, Atatürk'ün okula yaptığı ziyaret o zamanlar 9-10 yaşlarında olan İbrahim Fevzi'nin Başkentli soy ismini almasına sebep oldu. Fevzi abimiz bu tarihi anıyı dünmüş gibi anlatırdı her zaman "Yine bir gün ziyaret etti okulumuzu. Öğrencilerle sohbete durdu. Eliyle beni gösterdi. Adın nedir? Diye sordu "İbrahim Fevzi" diye cevap verdim. Atatürk öğretmen'e dönerek "Bundan sonra İbrahim Fevzi'nin soyadı Başkentli olacak" dedi. O gündür bu gündür Başkentli soyadını gururla taşırım" diye anlatırdı Fevzi abimiz. Atatürk'ün okullarına yaptığı ziyaretten sık sık bahseden Fevzi Başkentli eski Ankara'yı anlattığı bir makalesinde kendisinden ve okulundan şöyle bahsediyordu. Ankara Hamamönü semtin de doğduk. Bizim çocukluğumuzda, Başkent olan Ankara kale civarında kurulu küçük bir kentti! Kaledeki binlik saatin, yarımlarda ve saat başlarında çıkardığı gonk sesi tüm, Ankara'dan duyulurdu! Gazi Orman Çiftliği'nden ileriye ulaşımı sadece posta treni sağlardı! O da haftanın üç günü vardı. Mübadele (değiştirme) ile yurdumuza gelen göçmenlerin bir kısmı Etimesgut'da yeni kurulan 42 haneli nahiyeye yerleştirilmişti. Nahiyeye, bir de ilkokul yapılmıştı. 42 hanenin çocuklarına bu okul büyüktü. Ankara'dan dolduruldu. Ne var ki, o zamanlar Ankara çok uzaktı! Günübirlik gidip gelmenin olanağı yoktu! O yüzden, Ankara ve çevresinden bu okula gelenler yatılı kalıyordu. Her türlü masrafı devlet karşılıyordu. Ankara'dan gelenler arasında bizde vardık. İlkokulu burada bitirdik. Sık sık Atatürk okula gelir bizleri derse kaldırır, sorular sorar, çok çalışın, iyi yetişin, çağdaş ve modern Türkiye sizlerin omuzlarında yükselecek derdi! O zamanki küçük beyinlerimiz, bu hakikati pek algılayamazdı ama hoşumuza da giderdi... İstiklal Savaşı'nda, tükenen genç nüfus, savaşın doğurduğu yorgunluk ve ekonomik sıkıntıya rağmen, her taraf şantiyeye benziyordu. Atatürk dışarıdan getirdiği mimarla Ankara'nı n nazım planını yaptırmıştı. Bu plana uygun olarak da inşaat başlamıştı. Ankara'nın doğusunda yeni bir şehir kuruluyor, Çankaya ile Yenişehir arasında da bakanlık binaları yükseliyordu" Fevzi abi Başkentte bir tarihti. Bu tarih şimdi yazdıklarıyla kaldı. Ruhun şad olsun, mekanın cennet olsun Fevzi abi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.