ASÂKİR-İ MANSÛRE-İ MUHAMMEDİYYE
Sevgili okuyucu bu hafta size Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Mahmud döneminde Osmanlının kadim ordusu “Yeniçeri Ocağı” kanlı bir şehir harbiyle ortadan kaldırıldıktan sonra İmparatorluğun yeni ordusundan bahsedeceğim.
İkinci Sultan Mahmud tarafından 1826 senesinde Yeniçeri asker ocağının Vak’ai Hayriye denilen kanlı bir şehir muharebesinden sonra kaldırılan ocağın yerine yeni bir ordu teşkilatı kuruldu. Bu ordunun adı ise “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye” olarak isimlendirildi. Bu yeni ordunun ilk teşkilatı İstanbul’da kurulmuş ve ilk talimleri de İstanbul dahilinde yapılmıştır.
Yeni kurulan ordunun kumandanına da “Serasker” unvanı verilmiş olup, Kocaeli ve Bursa valiliği ile Boğaz muhafızı bulunan Ağa Hüseyin Paşa’da bu yeni orduya Serasker tayin edilmiştir. Seraskerlik makamı için de önceleri Süleymaniye’deki Ağakapusu sarayı tahsis edilmiş ki bu saray Yeniçeri Kumandanlık Sarayıdır. Daha sonraları ise bugün İstanbul Üniversitesine ev sahipliği yapan bina Seraskerlik dairesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yeni Ordunun Yapısı
1826 senesinde yalnızca İstanbul’da teşkilatlanan bu ordunun ilk çekirdek kadrosu zabit ve nefer dahil 12.000 kişiden ibarettir. Bu 12.000 kişi birer binbaşı kumandasında “Tertip” adında 8 birliğe ayrılmış ve her tertip de “Sağ kol” ve “Sol kol” diye ikiye taksim edilmiş ve başlarına da “Sağ kol ağası” ve “Sol kol ağası” unvanlarıyla birer zabit tayin edilmiştir. Bu kollar da kendi içinde 100’er neferlik 6 “Saf” a ayrılmış ve her safın başına da bir Yüzbaşı getirilmiştir. 100 neferlik bir safta ise her 10 nefer bir Onbaşı’nın kumanda ve nezaretine verilmiştir.
Yeni orduya asker kaydı için yaş sınırı 15 ile 30 arasıdır. Dinç ve gürbüz olmak kaydıyla 30 ile 40 yaş arasında bulunanlardan da nefer yazılmıştır. Ayrıca işsiz güruhu, soyu belirsizler, serseriler, dellaklık, berberlik, hamallık gibi hizmet erbabı olanlar ve din değiştirmiş olanlar nefer yazılmamış ve orduya alınmamışlardır. Nefer yazılanlar için orduda 12 sene hizmet mecburiyeti konmuş olup neferlere ve zabitlere gündelik hesabı olarak dışarıdaki akranlarının geçim seviyesi nispetinde maaş bağlanmıştır.
Yeni kurulan bu ordunun “Tertip” denilen 1.500 kişiden mürekkep sekiz birliğinin her birinde 1 Binbaşı ve 2 kolağası ve 6 yüzbaşının yanı sıra topçubaşı, arabacıbaşı, cephanecibaşı, mehterbaşı, imam, hekim ve cerrah olmak üzere 27 kişilik zabit kadrosu da bulunmaktadır. Bu 8 tertibin altısı ikişer ikişer olmak üzere Davutpaşa, Rami ve Üsküdar kışlalarına yerleştirilmişlerdir. Kalan iki tertip ise İstanbul’da günlük asayişin korunmasını sağlamak için eski yeniçeri kolluk binalarına yerleştirilmişlerdir. Asayiş için seçilen tertipler devamlı olmayıp her ay sıralı olarak değiştirilmişlerdir. Neferlerin zabitler özel işlerinde kullanılması şiddetle yasaklanmıştır. Zabitlere kendi keselerinden maaşları verilmek üzere uşak tutabilmeleri izni verilmiştir.
Ordunun Yapılanmasında Yenilikler
1828 senesine gelindiğinde orduda evvela bir isim değişikliğine gidilmiştir. Buna göre Tertip yerine “Alay” kol yerine “Tabur”, saf yerine ise “Bölük” isimleri kabul edilmiştir. Yapılan yeni isim değişikliğine göre bir alay 500 kişilik 3 tabura ayrılmış taburlar ise 100’er kişilik bölüklere taksim edilmişlerdir. Ayrıca iki alaydan mürekkep nefer topluluğuna ise “Liva” ismi verilmiştir. Bu suretle İstanbul’da bulunan üç büyük kışlanın her birine bir Liva yerleşmiş ve iki Liva da şehrin asayiş ve inzibatına memur edilmiştir.
Livanın kumandası bir Mirlivaya (Paşa) verilmiş olup, Alayların başlarına birer Miralay (Albay) tayin edilmiştir. Miralayın yanına bir Kaymakam (Miralay vekili) bir Sancaktar, bir alay imamı ve alay emini verilmiştir. Taburlar ise birer Binbaşının kumandası altına konulmuştur; onun yanına da iki kolağası ve bir tabur kâtibi verilmiştir. Bölükler ise Yüzbaşıların kumandasına verilmiştir. Yüzbaşının yardımcısı olarak da bir Başçavuş, dört çavuş ve bir bölük emini verilmiştir. Daha sonraları Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Teşkilatı Anadolu ve Rumeli eyaletlerine de yayılarak ordunun kadrosu 12.000 kişiden 120.000 kişiye çıkarılmıştır.
Orduda Yeni Gelişmeler. Eğitim ve Yabancılar
Askere alma yaşının 15 ila 18 arasında değişmesi ve yeni alınan neferler için yeni bölükler oluşturuldu ve bu bölüklere “Sibyan bölükleri” denildi. Bu çocuk neferlere okur yazar zabitler ve bölük imamları tarafından okuma yazma ve din adabı öğretildi. Bu tarihlerde orduya zabit (Subay) yetiştirmek üzere Padişah Üçüncü Selim zamanında kurulan “Mühendishanei Berri Hümayun” mektebinden başka askeri mektep yoktu. 1834 senesinde yeni orduya subay yetiştirmek üzere “Mektebi Harbiye” kuruldu.
Zengin ve devlet görevlilerinin çocukları askerliğe rağbet etmediklerinden bu mekteplere soyu sopu temiz ve ahlakı düzgün olan fakir ailelerin çocuklarıyla Sibyan bölüklerindeki neferlerden kuvvetli ve kabiliyetli zeki çocuklar seçildiler ve onların içinden de kafası çalışanlar Viyana, Paris ve Berlin gibi Avrupa’nın büyük merkezlerindeki okullara tahsile gönderildiler. Yine aynı tarihlerde Tophane Müşirliği ile birlikte Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye topçu alayları kuruldu. Eş zamanlı olarak da süvari alayları kuruldu ve bu alay için de kışla olarak bugün İstanbul’da Kuleli Askeri Lisesi olan “Kuleli Kışlası” kuruldu.
Eski mehterhaneler ve mehter takımları kaldırılarak Avrupa’dan getirtilen müzik muallimlerinin nezaretinde alay bandoları tesis edildi ve buralara adam yetiştirmek üzere “Muzika Mektebi Hümayunu” açıldı. Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye’nin bu gelişmesinde 1833 senesinde 3 arkadaşı ile birlikte Osmanlı ordusunun ıslahı için getirilmiş olan Prusyalı Moltke’nin büyük hizmeti olmuştur. Moltke’nin telkin ve tesiriyle 1836 senesinde Bursa, Aydın, Ankara, Konya, Erzurum ve Edirne’de bulunan “Redifi Mansûre” adı altında yedek seferberlik ordusu kuruldu. Bu tarihten itibaren silah altındaki ordunun da adı değiştirilerek Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye yerine “Asâkir-i Nizamiye” oldu.
Yeni ordunun paşaları için de Mirliva’nın üstünde Ferik ve Müşir unvanlarıyla iki rütbe daha ihdas edildi. Ferik rütbesi daha sonraları Ferik-i evvel ve Ferik-i sani olarak da kullanılmıştır. Günümüzde karşılığı ise ferik-i evvel: Orgeneral, Ferik-i sani: Korgeneral, Müşir unvanı ise günümüzde Mareşal rütbesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.