ARTIK YENİ UMUTLARIMIZ VAR-   TAHSİN TUNÇ             

ARTIK YENİ UMUTLARIMIZ VAR-   TAHSİN TUNÇ             

1990’lı yılların ortasıydı,  Anavatan partisi iktidardaydı. Sayın Mesut Yılmaz da başbakandı… Görenler ve gidenler bilir Anavatan Partisinin o günkü...

1990’lı yılların ortasıydı,  Anavatan partisi iktidardaydı. Sayın Mesut Yılmaz da başbakandı… Görenler ve gidenler bilir Anavatan Partisinin o günkü şartlara göre yapılmış görkemli binasının alt katı gelen konukların çokluğu ile orantılı olarak oldukça büyük ve gösterişliydi… Bir vesile ile biz de o gün bir grup Kırıkkaleli hemşerimiz ile orada bulunuyorduk… Neyse bir müddet sonra Sayın başbakan mahiyeti ile birlikte salona girdi… Gelen konukları kısa bir selam lamadan sonra orta sıralardan bir kişi ayağa kalkarak biraz da yüksek sesle, “ Sayın başbakanım Kırıkkale’de okuyan üniversiteli öğrenci sayısı yirmi bin kişiye yaklaştı ama onların kalacağı yurt binası henüz bin kişilik bu konuda yardımlarınızı talep ediyoruz, öğrencilerimizin mağduriyetini gidermenizi bekliyoruz…” dedi… Ortalık sessizleşmiş, bütün bakışlar bu adama yönelmişti, başbakan yanındaki mahiyetine dönerek, konunun araştırılarak gerekenin yapılmasını emretmişti... Ben de ilk şaşkınlığımı atlattıktan sonra yanımdaki arkadaşlara dönerek; _   Kim bu arkadaş tanıyan var mı Kırıkkaleliymiş üstelik dedim… _   Kredi yurtlar kurumunda çalışan bir memur, dedi tanıyanlardan biri, _   Adı ne diye sordum… _   Ramazan Kaçar… dediler. Medeni cesaretine, çalıştığı kuruma ve hepsinden öte Kırıkkale’nin sorunlarına olan ilgisine hayran kaldığım bu arkadaşla hemen orada kısa bir tanışma faslımız oldu… İstek, arzu ve heyecanı gözlerinden okunuyordu… Ve belki de en üst yetkililerin günlerce yapamayacağını bir çırpıda en üst yetkiliye ulaştıran bu insanın kendi kurumunda üst noktalara hızla geleceğine olan inancımı belirttikten sonra büyük bir memnuniyetle vedalaştık… Aradan belki de yirmi yıldan fazla geçti… O zaman genç bir memur olan Ramazan Kaçar’ı bunca yıldan sonra,   Kredi Yurtlar Kurumu Keskin Erkek-Kız yurdunun yeni müdürü olarak vekâleten atandığını duyduktan sonra yeniden hatırladım… Belki aradan yıllar geçmişti ama o ilk karşılaşmamızdaki olayı unutmam mümkün değildi. Daha atanmasının ikinci gününde hemen Keskin’e giderek çiçeği burnunda müdürü bizzat yerinde görmek istedim… Ramazan Kaçar çoktan işe başlamış bile… Uzun zamandır bakımsız ve sahipsiz kalan yurdun eksiklerini çıkarmış, tatil rehavetinde olan personeli yeni döneme ve yeni konsepte uygun olarak hazırlık terapisine başlamış, acil tamiratları bizzat gidermek için alet, edevat, araç ve gereçleri eline almış, tatil için izin alarak memleketlerinde bulunan öğrencileri tek tek arayarak hal ve hatırlarını sormuş, Keskin’in tarihi ve kültürel yerlerini inceleyerek yeni gelen öğrencilere yapılacak tanıtımları bizzat yerinde incelemiş olarak buldum… Yeni göreve başlayalı daha iki gün oldu müdür bey bu ne hız diyecektim ki, lafımı kesti… Tahsin Bey, kendi memleketlerinden koparak okumak için buralara gelen ve anne – babasının bizim merhametimize teslim ettiği bu öğrencilerin yararına yapılan,  hiç bir güzel çalışma için erken değildir… Tam aksine ben kendimi çok gecikmiş olarak görüyorum. Ve biran önce 25 yıllık birikimimi ortaya koymak ve göstermek için hızlı hareket ediyorum… dedi Şaşırmadım, sevinci ve üzüntüyü aynı anda yaşamadım dersem yalan olur… Sevindim, en nihayetinde devlet baba hak edene hakkını vermiş diye düşündüm… Üzüldüm zira bu insanı ilk gördüğüm andan bugüne kadar aradan,  20 küsur yıl geçmiş… Bir devlet hak edene hakkını vermek ve onun hizmet etme aşkından istifade etmek için yirmi yıldan fazlamı bekler diye hayıflandım… Ama içinde bulunduğumuz şu günlerde görüyorum ki, maalesef güzel ülkemin yöneticileri hep iyi niyetlerinin kurbanı olmuşlar. Maalesef hep birileri, birilerini kendi emellerini için kullanmış…  Kimi sahte milliyetçilikle istediğini elde etmiş, kimileri sözde dincilikle hak etmediğini istemiş, kimileri de hormonlu particilikle hep birilerinin önüne geçmiş… Ve maalesef ülkesine hizmet etmek için hayatını vakfetmiş, aldığı görevi yerine getirmek için tüm benliğinin formatlarını yeniden programlamış insanlar,  bir köşede sıranın kendisine geleceğini edep ve umutla beklerken,  bazıları ise hep birilerinin hakkını gasp ederek önlerine altın tepsi ile konulan imkânları kendi fasih dünyalarının idollerine sunulmak üzere hoyratça peşkeş çekmişler… Demem o ki… Şimdi yeni bir dünyanın kapılarının aralandığını ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorum… Devleti yönetenler belki iyi niyetlerini yine eskisi gibi devam ettirecekler… Ama şundan artık o kadar eminin ki;  bulunduğu yeri hak eden ve bulunduğu yerin hakkını veren görevine devam edecektir. Devletin sırtında kambur olan bir sürü asalak da  yaptıklarının cezasını çekerek,  hakkını gasp ettiklerinin  hakkını mutlaka geri iade edip  bedelini ödeyecekler. Bir tek hareketi ve birkaç kelime söz ile milyonları sokağa döken bu ülkenin cumhurbaşkanı da, arkasından çevrilen onca dolap,  iftira, karalama ve hilelere rağmen bu ülke insanının gönlünde taht kurmuşsa; bilinmeli ki bin yıldır yapılmayanları yaptığı ve bulunduğu makamı sadece bu ülke insanının refahına yönelik hizmetleri yerinde ve ivedilikle yaptığı için ayakta dimdik durmakta ve gönüllerde taht kurmaktadır. Keskin Kredi Yurtlar Kurumu Kız ve Erkek Yurdunun  yeni atanan Müdürü Ramazan Kaçar ile konuşurken bunları düşündüm ve artık görevde yükselmelerin hileli, desiseli, paralelli ve  imtiyazlı taassuptan daha çok, çalışmaya ve başarıya dayalı liyakattan geçeceğini düşünerek ülkem adına bir kez daha umutlandım.    

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.