Annemin Son Çılgınlıkları
21.Mart.2017 Salı,
22.Mart.2017 Çarşamba günleri saat 20.00’de Kültür Merkezinde, Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularının turne kapsamında sahneleyeceği; “Annemin Son Çılgınlıkları” isimli oyunu için biletlerimizi aldık. Her zaman oyundan sonra yazıyordum. Ancak bu kez, konusunu okuyunca önceden yazma gereğini duydum. Yaşamımızda bizleri yakından ilgilendiren bir konuyu ele almışlardı çünkü!
“Alzheimer”
Konusu, Alzheimer’in pençesinde her geçen gün hafızası enkaza dönüşen bir anne ve ona bakmakla yükümlü olan iki kız kardeşin yaşam, vicdan, bağlılıklar ve sorumluluklar üzerine verdikleri müthiş bir ayakta kalma mücadelesi…
Alzheimer hastalığı kişiyi adım adım yakın çevresinden, sonra kendinden uzaklaştıran, bir süre sonra da mevcut yaşamla ilgili anıların teker teker silikleştiği, en sonunda insanın kendini dahi tanımakta güçlük çektiği nörolojik bir hastalık türüdür. Alzheimer çoğunlukla psikiyatrik hastalıklarla karıştırılabilmektedir.
Alzheimer hastalığı unutkanlıkla başlayan bir hastalık olarak kendini gösterir. Ancak her unutkanlık Alzheimer hastalığı anlamına gelmez. Unutkanlık ile beraber beceri kaybı görülüyor ve kişilik özellikleri değişim gösteriyorsa daha dikkatli olmak gerekiyor. Alzheimer hastalığı aynen demansta olduğu gibi günlük aktivitelerin bozulmasından, ilerleyen dönemde hastanın kendini ifade edememesi, çevreyle ilişkilerinin bozulması, hesap muhakeme yeteneğinin, algılamanın bozulmasıyla ilerleyen hatta daha ileri dönemlerde hastanın kişilik değişiklikleri bir takım psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan bir hastalıktır. Bunun ilerleyen dönemlerinde hasta artık kendisine dahi bakamayacak duruma gelir. Yatağa bağımlı hale gelebilir ve günlük ihtiyaçlarını karşılayamayarak tamamen bağımlı bir hasta pozisyonuna dönebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak tedavi konusundaki çalışma ve gelişmelerde durum karamsar değildir. 1990′ların sonundan itibaren hastalığın tedavisinde kullanılan 4 önemli ilaç piyasaya çıkmıştır. Bu ilaçlar erken dönemde kullanıma başlanırsa etkili olmaktadır. İlaçların esas etkisi bellek fonksiyonlarının kuvvetlendirilmesidir. Bugün ülkemizde yaklaşık 500 bin civarında Alzheimer hastası belirtilen ilaçları kullanarak tedavilerini sürdürmektedirler. Son yıllarda yaşam tarzının, metabolizmanın, zihinsel ve fiziksel egzersizlerin düzenli ve sürekli uygulandığında hastalığın başlangıç yaşının yıllarca geciktirilebildiği gösterilmiştir. Erken sakin bir yaşama geçmek ve buna eklenen hipertansiyon, aşikar veya gizli kan şekeri oynamaları zihinsel egzersizlerden uzak kalmak ise başlangıç yaşını 50 hatta 40’lı yaşlara kadar indirebilir.
Alzheimer hastalarında görülen davranış problemlerinin tedaviden olumlu yarar görmesidir. Yani yarar sadece hafıza alanında beklenmemelidir. Saldırgan tutumları olan toplum içi kontrolsüz davranışları olan bir hastanın daha uyumlu hale gelmesi bellek düzelmesi kadar önemlidir. Tedavi ile bunun sağlanması aile için çok önemli bir kazanımdır. Alzheimer hastalarında sosyal yaşamı hareketlendirmek, çeşitli hobiler edinilmesini sağlayacak programlar oldukça yarar sağlayacaktır. Kısacası beyni aktif tutmak belki hastalık sürecini durdurmayacaktır. Beyin etkinlikleri ağır evreleri geciktiriyor ve hastanın sosyal yükünü hafifletiyor ve uyumu artırıyor.
Alzheimer hastalığının sebebini artık biliyoruz. Beyinde bildiğimiz birkaç adet ve belki de henüz bilmediğimiz birkaç adet daha olmak üzere bir dizi proteinin birikmesi neticesinde oluşan beyin hücre ölümü hastalığın gelişimine neden oluyor. Bugün ölen hücrelerin iletişim için kullandıkları eksik maddeleri yerine koyabiliyoruz. Kısmen de başarılıyız. Ancak esas hedef hücre ölümünü önlemek ve proteinlerin ortamda birikmesini durdurmak veya temizlenmesini sağlamak olacaktır. Biriken proteinlerden en önemlisi “Amyloid beta”nın ortamdan temizlenmesi için 2000’li yıllarda Alzheimer aşısı projesi hayata geçirilmiştir. Burada amaç bu proteini kendi bağışıklık sistemimize tanıtarak ortadan kaldırmaktı. Bu program bu temizlik amacında başarılı oldu ancak hemen vurgulanması gereken konu ileri aşama hastalar için aşı yarar sağlamıyor ve orta ve ileri evre hasta çalışmaları durduruldu. 2012 yılı yaz aylarında başlayan 3 büyük çalışmada aşı çok genç ve risk yüksek bireylerde uygulanıyor. Bu çalışmalar başarılı olursa önümüzdeki 10 yıl içinde kullanıma sunulabilecektir.
Genellikle muhlis ve kırılgan olan bu hastaların, % 5- 10’nun saldırgan olabileceği de belirtmektedir.
Dram ağırlıklı, Alzheimer ile mücadeleye farklı bir bakışı, zengin ışık tasarımı ile desteklendiği oyun, 1 Perde 1 Saat 15 dakika sürecek.
Yazan: Julıe Jensen, Çeviren: Ekin Tunçay Turan, Yöneten: İpek Atagün Gezener.
Oyuncular: Aysel Çakar Kara, Özlem Gündoğdu, Derya Keyf Doğruöz, Gökhan Kutum, Cansu Arslan, İlayda Başaran, Engin Bostancı, Gizem Ünaldı, Seçil Bostancı, Mina Esin.
Dekor Tasarımı: Murat Şimşek, Kostüm Tasarımı: İnci Kangal Özgür, Işık Tasarımı: Kerem Çetinel, Müzik: Ekin Eti, Dramaturg: Onur Erbilen, Yönetmen Yardımcısı: Orkide Çivicioğlu, Asistan: Koray Alper, Sahne Amiri: Tülay Vural, Kondüvit: Ferit Özer, Işık Kumanda: Arif Ünver, Suflöz: Nursel Ertem, Dekor Sorumlusu: Veysel Özaslan, Aksesuar Sorumlusu: Sinan Devir, Kadın Terzi: Nejla Güler, Erkek Terzi: Murat Bayram, Perukacı: Öner Faruk Cihan.
Salon bileti: 5 TL. Balkon bileti: 3 TL.
Şimdiden iyi seyirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.