Bu hafta yaşanan elim bir olayla ülkece sarsıldık. Hayatını eğitime adamış bir okul müdürümüz, disiplinsiz tavırları nedeniyle okuldan uzaklaştırdığı öğrencisi tarafından katledildi. Bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor. Fuzuli’nin dediği gibi “Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil.” Ancak bu durum sadece konuşmakla çözülebilecek bir durum değil. Toplumsal ve hukuki açıdan eyleme dökülmesi gereken bir durum. Bir öğretmenin aksiyon alanı sınıf ve tahta başıdır. Bu bağlamda meslektaşlarımız Türkiye genelinde 10 Mayıs Cuma günü ders işlenmeme kararı aldı. Bir öğretmen olarak bu haklı tavrı sonuna kadar destekliyor ve tebrik ediyorum. Bizler öğretmenler olarak yapmamız gerekeni yapıyor ve tepkimizi ortaya koyuyoruz. Adli makamlardan da, yapılması gerekenleri ivedilikle bekliyor ve mahkeme salonuna takım elbise giyip kravatla gelmenin iyi hal olmadığına inanıyoruz. Meslektaşımızı hayattan koparan caninin en ağır şekilde cezalandırılması ve böyle bir durumun ülkemizde bir daha yaşanmaması en büyük temennimizdir.

Bu vesile ile kıymetli müdürümüze Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum.

Yüce Türk milleti, “İsyanlı sükût” tavrına artık bir son verip “Aksiyonel ruhuna” geri dönmelidir ve böyle elim olaylar karşısında tavrını net bir şekilde ortaya koymalıdır.

Aksi takdirde,

“ Sandıklarım sandıklarım, açılsın sandıklarım

Hayvandan beter çıktı insandır sandıklarım” dizelerini söylerken çok geç kalmış olacak!

Her geçen yıl, itibarı daha çok zedelenen öğretmenlik mesleğinin hak ettiği değeri tekrar gördüğü günlerde görüşmek ümidi ile…