Adrese dayalı nüfus sayımı

Ülkemizde nüfus sayımı, adres, adres değişikliği, adres nakli gibi uygulamalar her dönemde sorun oldu. Her konuya akıllı çözümler bulundu. Ancak bu konular istismar konusu yapıldı. İki bin dokuz için aklı başında bir iş yapılıyor diye sevinirken, ilk uygulaması bile yapılmadan hemen sulandırıldı. İşin şimdiden cılkı çıktı. Aslında kimlik numaralarıyla, sayım olamaz mı? Buna bağlı olarak adres sorunu çözülemez mi? İçinizde hinlik yoksa bal gibi yapılır. Hem de hiç eksiksiz işler yürütülür. Ancak karışıklıklarda umut beklenmeye başlayınca, şu bu bahane edilerek bozma yoluna gidildi. Mahalle muhtarlar adres konusunda sıkı çalışıyorlardı. Mahalleye gelenlerin, geldiği yerden kaydını istiyordu. Gittiği yere de vatandaş kaydını muhtarından alıyor gidiyordu. Emniyette de bu kayıtlar tutuluyordu. İyi oluyordu. Zaten otokontrol mekanizmasını işlettiğiniz zaman gaydır guydur işlerin olması mümkün değildir. 2009 Mart dönemi seçimleri gelince birden insanların nakil işlemleri gündeme sokuldu. Üstelik muhtarlar da devreden çıkarılarak sistem allak bullak edildi. İşi sıkı tutan muhtarları da canından usandırdılar. Bu kötü uygulamanın cezasını toplum olarak yarınlarda çekeceğiz. Bir kere altı milyon nüfus fazlaydı - eksikti tartışması yaşandı. Bu bir komik durumdur. Ya geçmiş dönemlerde insanlar vardı da adrese dayalı yazılımda yazılmıyordu. Ya da kimlik numaralarına göre yazılımda var olmayan numaralarla da yeni kayıtlar yapıldı. Ayrıca kasaba, ilçe nüfuslarının çok göstermek adına hayali kayıtlarda yaptırılıyordu. İller Bankasından gelen paralar adına bu yanlış işler yapılıyordu. Şimdi sağlıklı olması nedeniyle yapılan kimlik numaralarına göre yazılım, daha kullanılmadan devreden çıkarıldı. Bir devletin, vatandaşının sayısını, kimin nerede oturduğunu bilmesi gerekmez mi? İsterseniz, icra dairelerine gidiniz. Adresini bulamadığından dolayı uygulanamayan dosya sayısı milyonlarcadır. Bu güne kadar iktidarı elinde tutan tüm siyasi partiler, bir sonra gelecek seçimi nasıl kazanırım hastalığına yakalanmışlardır. Mutlaka yasalarda değişiklik yaparak seçime giderler. Seçim yasasını değiştirme şansı olmazsa, askeri darbeler yoluyla yeniden seçilebilme ortamını hazırlarlar. İktidarı da babadan oğla geçer mantığıyla Cumhuriyet yönetimlerinin altın yıllarına hep zarar vermişlerdir. Kimlik esasına göre sayım sistemini kendi elleriyle bozdular. Vatandaşın ellerinde bir dilekçe var. Nüfus müdürlüklerinin kapısındalar. Muhtarlarımız da bu keşmekeşliği üzülerek seyrediyorlar. Seçimlerde parmaklarımız boyanmayacak diye seviniyorduk. Yeniden boyama kararı çıkarılmamasını umut ediyorum. Geri getirilir diye de endişe duyuyorum.