255 KATİL

255 KATİL

Kırıkkale İL gazetesinin, 25 Kasım 2014 târihinde yazdığına göre, 2014 yılının ilk 10 ayında 255 kadın kocaları tarafından öldürülmüş. ¶ “Kırıkkale...

Kırıkkale İL gazetesinin, 25 Kasım 2014 târihinde yazdığına göre, 2014 yılının ilk 10 ayında 255 kadın kocaları tarafından öldürülmüş.

“Kırıkkale  Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları İl Başkanı Yurdagül Beştepe 25 Kasım Kadına Yönelik Mücâdele Günü ile ilgi olarak Türkiye genelinde kampanya düzenlendiğini” İL gazetesi kanalıyla duyurdu.

Konuyla ilgilendiği için hem Yurdagül Beştepe’ye hem de İL gazetesine ve İL gazetesi çalışanlarına teşekkür ediyorum.

255 kadını, 255 akıl ve fikir yoksunu kimselerin öldürdüğünü esas alarak, yazımın başlığını, “255 katil” diye belirledim.

255 kadını öldüren 255 katil elbette kendilerine 255 katil dediğimize râzı olmayacaktır. Onlar râzı olmasalar da gerçek budur. Hattâ, bu katillerin sayısı 255’ten fazla olabilir. Çün ki, bu katillerin sayısı tarafımızdan kesin olarak bilinmiyor; bilen de yok. Ayrıca; kadın katillerinin bir kısmı kadını öldürdükten sonra intihar ettiler; yâni kendilerini de öldürdüler. Bu sebeple kendilerinin de katili oldular. 255 katilin hemen hepsi, anasını öldürmek sûretiyle pek çok çocuğun anasız ve ana kucağından, ana şefkatinden mahrum kalmasına sebep oldular.

255 katilin hepsine etkili cezâ verilmemiş olabilir. Bu ise Hâkimlerin suçu değildir, olamaz da. Çün ki; Yasa yapıcılar, anasız kalan çocukların ana şefkatinden de mahrum edildiğini düşünerek, hâsılı etkili yasa yapıp Hâkim’in önüne koymazlarsa, yasada olmayan cezâyı Hâkim nasıl verebilir? Umulur ki, yasa yapıcılar, çok iyi düşünerek yeni yapacakları yasalara kadın katilleri için etkili maddeler koyar ve Hâkimler de etkili yasa ile etkili cezâ verebilir, katillerin sayısını en aza indirebilirler.

Şu da bir gerçektir ki, kadın katillerinin katil olmasının sebeplerinden biri de kadındır. Çün ki, kadına kötülük eden, kadının dirliğine, huzûruna saldıran da kadınlardır. Bu da nereden çıktı demeyiniz? Bakınız bu nereden, nasıl çıkıyor? Arkadaş görünüp hanımıyla kocasının arasına fitne sokan, fesat çıkarıp yurt yuva bozarak kendine yurt yuva kurmak isteyen kadınlar var. Sayısı az veyâ çok onu tam olarak bilmesek de “ben kocamı mahkemeye verip, boşanayım, sen de hanımını hile ile boşa, resmen evlenelim” diyen pazarlık usûlüyle kendine koca arayan, koca bulan kadınlar var. ERKEKLERİN İÇİNDE İSE; pazarlığı benimseyen, nâmuslu hanımını boşayıp çocuklarının, âilesinin onurunu düşünmeden, pazarlık usûlü ile ikinci kadınla evlenmeye râzı olan ve uzun yıllar emek verdiği yurdunu, yuvasını yıkanlar var.

Bu şekilde evlenmek isteyen kadın ve erkeklere, imam nikâhı adı ile nikâh kıyan bilgisiz, görgüsüz hoca bozuntuları olduğu gibi, şâhit bozuntuları da var. Burada gerçek hocalara ve gerçek şâhitlere sözümüz yoktur.

Bu hocalar görevli imamlar olduğu gibi, kendini hoca sanan, birkaç liraya nikâh akte’den, sonuç olarak bir insanın katil olmasına, bir kadının öldürülmesine sebep olan, katilden kötü katiller, şâhitten kötü şâhitlerdir. “Dört kadını bir arada bir erkeğe nikâhlamak İslâm'da var” diye iddia eden ve o âyetteki ‘vâhid’ bir ve adâlet kelimesini kabul etmeyen, iki kadın arasında adâlet edemezsiniz emrine kör bakan hocalar olduğu gibi, şâhitler de var. Sonuç olarak, öldürenler, ölenler, yıkılan yuvalar, anasız, ana şefkatinden yoksun kalan çocuklar, biri birine düşman olan akrabâlar var. İş mahkemeye intikal edince yalancı şâhit gösterenler, resmî nikâhsız yaşadığı kadının etkisiyle “sen çok nâmuslusun” diye övdüğü, resmen nikâhlı hanımına; çocuklarının anasına iftirâ eden koca ve babalar var. Yalancı şâhit gösterilen kimse, mahkemede doğruyu söylerse, ona düşman olanlar var.

“Hayâtımı yaşayacağım” diye kendini sefâlet meydanına atan, hayâtını mahveden erkekler olduğu gibi, boşanıp resmî nikâhsız yaşadığı kimse ile yakalanacağından korkan mahalleden öteki mahalleye, öteki mahalleden beriki mahalleye taşınarak, adresini saklayan, resmî nikâha kavuşamayan, hayâtını mahveden, resmî nikâhı olmadığı hâlde “resmen nikâhlandım” diyerek, çevresini aldatan, yakınlarını üzen kadınlar var. Umulur ki, Allah bu kimseler iyilikle ıslah eyler. Aksi hâlde aksi hâl olur, fitnecilerin fitnesi; fitne çıkaranların başını yer.                

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.