Yolsuzluk yapılıyor

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırıkkale Milletvekili adayı Osman Durmuş, basın mensupları ile sabah kahvaltısında bir araya geldi. Kırıkkale ve ülke gündeminin konuşulduğu toplantıda MHP milletvekili adayı Osman Durmuş, ‘9 yıllık AKP iktidarı Türkiye’de birçok rüşvet olayına girmiştir. Ülkemizde, yolsuzluk yapılıyor’ dedi. PİŞMAN OLACAĞINIZ OYU KULLANMAYIN Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Seyit Ahmet Göçer, Merkez İlçe Başkanı Yavuz Kuzucu, Kırıkkale Milletvekili adayı Osman Durmuş ve çok sayıda partili Hancı Cafe resturantta düzenlediği sabah kahvaltısı ile basın mensupları ile bir araya geldi. Türkiye’de 12 Haziran’da yapılacak seçimin çok önemli olduğuna değinen Durmuş, vatandaşları bilinçli bir şekilde oy kullanmaya davet etti. Durmuş, ‘Vatandaşımız, 13 Haziran sabahı pişman olacağı şekilde oyunu kullanmasın. Türkiye’nin geleceği için bu seçim çok önemlidir. AKP iktidara gelirse, Türkiye’yi karanlık günler bekliyor. AKP anayasanın değişmeyen maddelerini değiştirerek, sivil anayasa çıkaracak’ dedi. 1 MİLYON KONUT YAPTIRMIŞTIR 9 yıldır AKP iktidarda ve birçok yolsuzluk ve rüşvet olaylarına bulaşmıştır diyen Durmuş, “Yapılan yolsuzluk olaylarının içerisinde Dişli Olayı, Sauna Olayı, Deniz Feneri, Galata Port, Telekom, Tüpraş, Se Ka, Manisa Sümer Bank, bu listeyi tamamlamaya kalksam söyleyeceklerime esas söyleyeceklerime yer kalmaz. Toplu Konut idaresi, Arsa Ofisi Kooperatiflere kredi desteği vererek 1999 yılına kadar 1 milyon konut yaptırmıştır. AKP hükümeti, 57 hükümet zamanında yapılan 45 bin konutu küçük görebilir. İki deprem ve iki ekonomik krizi unutup 242 bin 357 konut yaptığı ile övünebilir. AKP ne demişti "Hiç peşinat almadan ayda 100 lira taksitle yoksul vatandaşlara 1+1, 100 bin konut yapacağız" Peki bu konutlar kaç tane yapıldı derseniz sadece 3 bin 986 konut bu vaat edilen şekilde satılmıştır. 100 bin nere 3 bin 986 nere” şeklinde konuştu. TOKİ YÜKSEK GELİR GRUPLARINA KONUT YAPMIŞTIR Daha sonra yapılan 5368 konutun bazıları yüzde 12 peşin bazıları 4 bin peşin 180 ay vadeli ayda 250-400 TL taksitle satılmıştır diyen Osman Durmuş, “Yoksul vatandaşa, konut yapacak TOKİ vatandaşları aldatmış yüksek faizlerle soymuştur. İşin en acı tarafı yoksulların hakkı olan kaynaklar ve ödedikleri taksitlerle, TOKİ yüksek gelir gruplarına konut yapmıştır. Yapmaya da devam ediyor. 65 bin hâsılat paylaşımlı Kaynak geliştirme projesi yapılmıştır. Alt Gelir Grubuna ve yoksul vatandaşlara konut yapması gereken TOKİ yönetimi; yoksuldan faizin faizini alarak zenginlere de konut yapmış, bu konutların hâsılat paylaşımını her ay alması gerekirken, yoksuldan topladığı paraları KC gibi büyük firmalara peşkeş çekmiştir” diye konuştu. YÜKSEK KARLARLA İKİNCİ DEFA SATMAKTADIR TOKİ Konutlarının bir kısmının yanında Okul, Cami, Sağlık Ocağı ve Ticaret Merkezi yapıldığın ifade eden Durmuş, “ Bu sosyal donatıların parası, projedeki maliyetlere eklenerek yoksul insanlara ödetilmektedir. Yani Sosyal donatıların tüm maliyetleri, projedeki konut hak sahiplerine çıkartılmaktadır. Ticaret Merkezlerinin yapım ücretini yoksul vatandaşlara yüklediği gibi sonra bu ticaret merkezlerini yüksek karlarla ikinci defa satmaktadır. TOKİ 48 bin liraya mal ettiği konutları yoksula 100 bin liraya nasıl satılabilir.  Bir Kamu Kuruluşu olan TOKİ nasıl partizanlık yapabilir. Sayın Bahçeli bu hesabı soracağını söyleyince TOKİ başkanı Milletvekili adaylığına soyundu. Dokunulmazlık zırhı onu kurtarabilecek mi? Bunu birlikte göreceğiz. Niçin bütün projelerde değil de özellikle belirli projelere bu fiyat yansıtılmaktadır. Çelebi'de 67 bin lira olan proje neden Delice'de 100 bin lira oluyor” şeklinde konuştu. BÜROKRATLARIN YAKINLARINA YEM YAPILMAKTADIR Hazineden bedelsiz olarak alınan arsalar konut maliyetlerine yansıtılması ile mi yoksullar korunacak diyen Osman Durmuş, “ TOKİ' ye bedelsiz verilen arsalar bu arpalıktan beslenen siyasilerin ve bir kısım bürokratların yakınlarına yem yapılmaktadır. Bu kamu malı yoksul halktan neden esirgeniyor? 350 kişi çalışırken 800 kişiye nasıl çıkmıştır. Sınavsız alınan bu kişiler kaç lira maaş alıyor. Kimlerin yakınları alınmıştır. Halka satılırken lüks konut olarak satılan 258 m2'lik lüks daireler, devlete vergi ödemeye gelince net 149 m2 dönüştürülüyor.  Böylece lüks daireden alınan yüzde 181lik KDV orta gelirliden alınan yüzde birlik KDV'ye dönüşerek ödeniyor. Ya brüt denilen brüt değil, ya da söylenen net bahse konu brütün neti değil” dedi. NİTELİKSİZLİĞİN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİDİR Durmuş, “Halka satışı yapılan konutların satışa esas fiyatları hesaplanırken brüt m2'ler üzerinden hesaplama yapılmakta ve brüt hesaplamaların içine asansör boşlukları, ara boşluklar ve yangın merdiveni boşlukları da dâhil edilmektedir. Bu da konutun maliyetini artırmaktadır. Hükümet hep nicelikle yola çıkarak örnek veriyor. Ben bu kadar konut yaptım, ben şu kadar konut yaptım. Çadırda kurulsa sayının içine konulacak. Önemli olan nitelikli midir? Yoksa nitelik midir? Yapılan konutların niteliğine hiç bakılmamakta ve sorgulanmamaktadır. İdareye açılan davaların, başvuruların, şikâyet dilekçelerinin ve en önemlisi konut iadelerinin sayısı, niteliksizliğin en önemli göstergesidir” ifadelerinde bulundu. VADELER UZATILMAKTADIR Niteliksiz konutlar hem sorunlu hem de yüksek fiyatla satılmaktadır diyen Osman Durmuş, “İdarenin satış kabiliyetini düşüren bu uygulama hem idarenin imajını zedelemekte, hem de idarenin konut stokunun ciddi boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Satılan konutlar iade edilmekte, iade edilen konutlar hiç durmadan kampanyalar adı altında tekrar tekrar satışa çıkarılmaktadır. Peşinatlar düşürülmekte, vadeler uzatılmaktadır. Bu durum yeni yeni mağdurların oluşmasına ve TOKİ'ye yıllarca yeni bağımlılar oluşturmaktadır. Ankara Türkuaz Vadisi konutları, Adapazarı Ay Çiçeği Vadisi Konutları, Ankara Kazan konutları bunlara örnek gösterilebilir” diye konuştu. İDARENİN TAŞERONU BELLİ DEĞİL Nitelik konusundaki sıkıntının sadece konutta olmadığını vurgulayan Osman Durmuş, “Müteahhit ve onların beslemesi bir kısım müşavire verilen ihaleler sonucu projeler tamamlanamamakta ve geç teslimi de beraberinde getirmektedir. İdare mi müteahhitlerin taşeronu, müteahhitler mi idarenin taşeronu belli değil. Kim kimi denetlemekte kim kime iş vermekte belli değildir. Müteahhitler ve müşahitler idareyi elinde oynatmaktadır. Müşavir mi idare adına müteahhidi denetlemekte yoksa yüklenici mi idareyi kullanarak müşaviri yönlendirmektedir. Dürüst ve hakkıyla işini yapan kimi inşaat firmaları acaba neden idare tarafından batırılmaktadır” dedi. HABER: AHMET GÖKDEMİR