Yeter artık hainler!

Bu millet her sabah, her akşam bir kötü haber duymaya layık değil. Çekin pis elinizi bu milletin üzerinden. Ne PKK’sı, ne PYD’si, ne Feto’su, ne İşid’i hiç biri fark etmez. Kimisi bu milletin ekmeğiyle yetişmiş, gelişmiş,  kimisi satılmış kandırılmış alçaklar çetesi bunlar. Hiç birbirinden farkları yok. Hepsinin emeli gelişmekte olan dünyada kendini kanıtlamaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti  devleti ve milletidir. Bu milletin gelişmesini ne A.B.D.leri ne de Avrupa Birliği devletleri istemiyor. Bu milletin milli projelerinin gelişmesini, uygulanmasını hayata geçirilmesini istemiyorlar. Körfezlerin üzerinde İstanbul boğazında gerdanlık gibi süzülen Osmanlı köprüsünü, Yavuz Sultan köprüsünü çekemiyorlar. Boğazın altından Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak geçitleri, boğazın yerini değiştirecek projeyi hele 3.hava limanını hiç hazmedemiyorlar. Öyleyse ne yapalım bu milletin birlik ve beraberliğini bozalım, anarşiyle meşgul ederek projelerin ikinci planda kalmasını sağlayalım. Millette bir bıkkınlık olsun, ondan sonra onların yapmaya çalıştıklarına biz sahip çıkalım diye düşünen dış güçler hiç durmadan yukarda söylediğim terör gruplarını aynı amaç uğrunda birleştirerek sivil halkın üzerine gönderiyor. Hiç utanmadan son olayda görüldüğü gibi çocukları canlı bomba olarak kullanıyorlar. Bu pis niyetlerini benim aziz milletim anladı ne onların canlı bombaları, ne topları, ne silahları bu milletin ilerlemesini projelerinin uygulanmasını önleyemeyecekler. Hele demokrasiden, millet iradesinden hiçbir zaman vaz geçiremeyecekler. İnsanlıktan nasibini almamış olanlar siz, ne Türk, ne Müslüman, ne Hristiyan, ne Yahudi, ne de insan olamazsınız. Siz insan tipinde olan hayvansınız. Eğer öyle olmasanız 14 yaşındaki o çocuğu canlı bomba olarak kullanıp düğün evine göndermezsiniz. O sivil halkın suçu ne, bundan önce yaptığınız katliamlarda sivil halkın suçu neydi. Yurdunu koruma halkının huzurunu sağlama görevinde olan askerin, polisin, korucunun suçu ne? Ne zaman bu satılmışlıktan, bu kandırılmışlıktan kurtulacaksınız. Sizi kandırıp Türk milletinin üzerine gönderenler, sultanlar gibi yaşıyorlar. Onların çocukları en iyi yerde özel okullarda okuyor. Yurdumuzun en iyi yerlerinde yaşıyorlar. Size ne oluyor da onlara uşaklık yapıyorsunuz. Bu millet içinde ve dışında olan bu vatan hainlerinden eninde sonunda kurtulacak yalnız vatanı için, milleti, dini, bayrağı, için şehit verecek gazileri olacak şehit ve gazilerin amaçları var sizin ne amacınız var. Sizi kullananların rahatından başka var mı düşünceniz en kısa zamanda vaz geçin bu pis uğraşınızdan. Birde basına ve basının fikir özgürlüğüne verdiği değere, eğer basın mensubu ise her şeyi söylemeye hakkı var. Neden fikir özgürlüğü varmış. Basınla uğraşmayanların fikir özgürlüğü yok mu? O insan değil mi? Eline kalem alan ben gazeteciyim diye devlete, millete hakaret etme serbestliğine mi hakkı var. Ondan sonra o tutuklanamaz o cezaevine konamaz niye? Gazeteci ya. Hiç kimse kusura bakmasın. Nasıl yüksek rütbeli subaylar bile ceza alabiliyorsa gazetecide kalemiyle işlediği suçtan ceza almalı. Bakın Can Dündar efendiye basın yoluyla en yüksek yerlere geldi. İşlediği suçtan sorgulandı. Cezaevine girdi. Feto’lu hâkimler tarafından ceza evinden çıktı. Niçin? Çünkü Feto gibi Can Dündar da Tayyip Erdoğan’ın düşmanıydı. Şimdi nerede? İhtilal başarılı olamayınca kendini Almanya’da buldu. Nedenmiş şimdi savcı hakimlere güvenemiyormuş. Güvenemez şimdi ki hakim ve savcılar onu tahliye eden Feto’nun savcı ve hakimleri değiller. Şimdikiler devletinin hakim ve savcısı hani sen adalete güveniyordun. Sen adalete değil seni aklayan yandaşın savcı ve hakimlere güveniyordun. Şimdi onlar yok. Sende kaçacaksın. Feto’dan farkın ne? Sende basının bir mensubusun. Öylemi. Gazeteciler tutuklanmasın diyenlerin dikkatine sunulur. İyi düşünsünler, devlet mi, devlete hainlik yapan gazeteciler mi savunulacak?