Yarım asır, üç nesil süren ‘Altın Günü’

Yarım asır, üç nesil süren ‘Altın Günü’

Altın günleri, kadınların vazgeçilmezlerdendir. Bu sayede konu-komşu her ay bir araya gelir, bir taraftan muhabbet eder, diğer taraftan harcamalarından kısarak...

Altın günleri, kadınların vazgeçilmezlerdendir. Bu sayede konu-komşu her ay bir araya gelir, bir taraftan muhabbet eder, diğer taraftan harcamalarından kısarak artırdıklarıyla yaptıkları altınları paylaşarak biriktirir ve aile bütçelerine katkı sağlarlar. Altın günleri neredeyse her mahallede yapılır ancak bu habere konu olan birliktelik tam 50 yıldır devam ediyor. Anneden kızına, kaynanadan gelinine devreden bu altın günü, 1960'larda 5 lira ile başlıyor. Şu an torunları ile birlikte altın gününe devam eden Leyla Karagöz 83 yaşında. 120 lira vererek altın günün vaz geçilmez müdavimleri arasındaki yerini koruyor. Bir diğer eski müdavim Gülten Dilek de bu sayede iki kızının çeyizini dizmeyi başarıyor. Hikayesi yarım asır öncesi başlayan altın günü ilk 3 kişiyle başlar. Günü ilk başlatanlar arasında yer alan Leyla Karagöz, yaşadıklarını Cihan Haber Ajansı ile paylaştı. "Artık yaşlandım, ben güne gelmeyeceğim." diyen annelerinin itirazını kabul etmeyen kızları sayesinde hala devam ediyor. Gençlik zamanındaki şenlikli günlerin özlemini çeken Karagöz, hayatını kaybeden gün arkadaşlarından sonra artık bu toplanmaların kendisine eskisi gibi haz vermediğini söyledi. Karagöz, "İlk 5 lirayla başladık. Sonra doların değerli olduğu zamanlar dolara döndük. Önceleri dolara girdiğimizde kimisi doları aldı, kimisi alamadı. Bizde Türk lirasına girdik. Yöresel yemekler yapıyoruz. Yaprak dolması İskilip dolması cevizli börek gibi... Önceden daha şenlikli oluyordu günlerimiz. Diğer arkadaşlarım vefat edince ölümler gelince eskisi gibi olmadı artık." diyerek eski günlerini yad etti. Günün diğer kurucularından Hafize Dilek, şu an hayatta değil. Ancak yarım asır önce iki arkadaşıyla başlattığı güne onun yerine kızları, gelinleri ve torunları devam ediyor. Kızı Ulviye Seril, annesi ve arkadaşlarının 50 yıldır devam ettirdiği güne, kendilerinin de 25 yıldır geldiklerini belirterek, bu geleneği sürdürme azimlerini, "Bizden sonra da bizim çocuklarımız, gelinlerimiz devam ettirecek. Çok özlüyoruz birbirimizi, iyi ki bu günlerimiz var diyerek geliyoruz. Eşlerimiz de bize destek veriyor. Konuşuyoruz, fıkra anlatıyoruz, eğleniyoruz. Neşeli bir şekilde geçiyor." diyerek ifade etti. Hafize Dilek’in gelini Gülten Dilek, 50 yıldır devam eden güne bu ay da katılmak için İskilip’ten kalıp geldiğini söyledi. Dilek, “Dün ben İskilip’teydim bu gün için Ankara’ya döndüm. Asla aksatmamaya gayret ediyoruz. Bir ay öncesinden tüm arkadaşlarımıza soruyoruz. Kim ne yapacak önümüzdeki ay diye hepimizin görüşleri alınıyor.” dedi. Kevser Yasemin Ersen ile Çiğdem Bükçüoğlu, altın gününe yaşayanlar arasında en çok katılan isimler. Bebekliklerinden bu yana, buluşmalara tanıklık ediyorlar. Annelerinin kucağında geldikleri günün müdavimi olan torunlar hallerinden memnun, “Biz bebekken annelerimizin kucağında güne gelirmişiz. Şu an 38'li yaşlardayız ve bu gün kendimizi bildik bileli var. Çocukken geldik, büyüdük, evlendik, hala devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. "PARA SEMBOLİK, AMAÇ ARAMIZDAKİ BAĞI KORUMAK VE GÜÇLENDİRMEK" Günün kurucularından hayatta kalan tek isim Leyla Karagöz'ün kızı Müzeyyen Aba neredeyse gün ile yaşıt. 55 yaşındaki Aba, “Aslında parayı güne herkes katılsın diye koyduk. Sembolik bir şey, asıl amacımız akrabalık bağlarımızı güçlendirmek, o günü birbirimize ayırmak. Günümüz olmasa bizim görüşmemiz çok zor. Eşlerimiz de çok mutlu. Kanıksadılar bizi, çünkü biz günden çok mutlu dönüyoruz. Birbirimizi seviyoruz ve ortamımız çok güzel. Sohbet ediyoruz. Oyun oynuyoruz, şarkılar söylüyoruz. Hatta eşim bana, 'bu kadar mutlu dönüyorsunuz madem 15 günde bir yapın' dedi. ” şeklinde konuştu. Günü; 35 yıldır takip eden Songül Sezgin, şimdi üçüncü kuşağın devraldığını dile getirdi. Sezgin, “Annelerimiz başlattı biz devam ettirdik. Şimdi bizim kızlarımız büyüdü onlarla birlikte devam ettiriyoruz. 3 kuşaktan beri torunlarımız oldu hala bırakmıyoruz. Bir ay bize çok uzun geliyor. Bu günü bıraksak hiç görüşemeyeceğiz. Bu gün için en önemli işlerimizi bile erteliyoruz ve 35 yıldır hiç aksatmadan bu güne geldim.” diye konuştu. AYDA 7 GÜNE KATILDIĞI İÇİN GÜN LİSTESİ YAPMIŞ Yarım asır önce başlatılan günün ikinci kuşak temsilcilerinden Gülten Dilek, ayda 7 farklı güne katılıyor. Çocukları çalıştıkları için güne katılamadığını belirten Dilek, bu sayede yaptıklarını şöyle anlattı: “Çocuklarım için de tek tek altın gününe katılıyorum. Parasını onlar veriyor ancak kendileri çalıştığı için güne katılamıyor. Onların yerine ben katılıyorum. Sınıf arkadaşlarım, komşularım, akrabalarım, eşimin arkadaşları, benim arkadaşlarım gibi gruplarla ayda 7 günüm var. Günleri birbirine karıştırmamak için de bir liste oluşturdum. İki kızımın düğününü bu günlerden topladığım altınlarla yaptım.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.