Mehmet Bayrak

Mehmet Bayrak

Ukeydir’in yakalanışı ve Cizye Almanın Hükmü

Ukeydir’in yakalanışı ve Cizye Almanın Hükmü

Önce hadis-i şerife bakalım, sonra da yorumuna!

... Osman b. Ebû Süleyman'dan (rivayet olunduğuna göre) Peygamber (s.a) (Tebük savaşından sonra) Halid b. Velid'i Devmetül-Cendelde (bulunan) Ukeydir üzerine göndermiş ve o da (Hz. Halid'le emrindeki Müslümanlar tarafından) yakalanmış ve (onu Hz. Peygamberin huzuruna) getirmişler, (Hz. Peygamber de) onun kanını bağışlamış ve cizye (vermesi) şartıyla onunla anlaşmış. (Ebu Davud Harac/30)

Açıklama

Cizye: Zimmilerden (müslüman olmayanlardan) can güvenliklerinin sağlanması karşılığında, İslam devleti tarafından alınan baş vergisine denir.

İslam devleti fethettikleri yerlerdeki yerli halkı, toprakları ve mülklerinde bırakarak onlara bu vergiyi takdir eder. Cizye vergisi hür ve mümeyyiz erkeklerden alınır. Çocuklardan, kadınlardan, rahip, âmâ, kötürüm ve çalışamayan fakirlerden alınmaz. Üzerinde cizye borcu varken İslam’ı kabul edenlerden bu borcu düşer. Cizye mükellefi bu vergiyi ödemekle onun can, mal ve din emniyeti sağlanır. Vergiyi tahsil devresi seneliktir. Kolaylık olmak üzere birkaç taksitte alınır.

Cizyenin meşruluğuna delalet eden bu hadis-i şerifte anlatılan hadise, hicretin dokuzuncu senesinde (M. 630) vuku bulan Tebük seferi esnasında olmuştur.

Siyer kitaplarında bu hadise şöyle anlatılıyor: "Peygamberimiz, Tebük'te bulunduğu sırada Halid b. Velid'i çağırdı. Yanına dört yüz süvari verip kendisini Dûmet-üI Cendel'de bulunan Ukeydir b. Abdülmalik'e gönderdi. Ukeydir, Kindelerden olup, onların kralı idi ve Hristiyan’dı. Bu seferin sebebi, Dûmetülcendel’in hıristiyan hâkimi Ükeydir b. Abdülmelik’in bölgeden geçen Medine kervanlarına saldırması idi. Hz. Peygamber Fezâre ve Gatafân kabilelerine ait topraklardan geçerken bunların Mekkeli müşriklerle beraber Medine’ye saldırı düzenleme hazırlığı içinde olduklarını haber almış ve süratle geri dönmüştür.

Ukeydir'in Yakalanışı:

Halid b. Velid, Tebük'ten ayrılıp Dûmetü'l-Cendel'e doğru gitti. Mehtaplı bir yaz gecesinde Ukeydir'in kalesine, gözle görülebilecek yere kadar yaklaştı. O sırada Ukeydir, kalesinin üzerinde ve karısı da yanında bulunuyordu.

Ukeydir, kalenin üzerine, havanın sıcaklığından ötürü çıkmıştı. Şarkıcı cariyesi, kendisine şarkı söylüyordu, sonra şarap getirtip içti. Derken, yabani bir sığır gelip kale kapısının önüne yattı. Kalenin kapısını, boynuzuyla kazımağa, başladı. Ukeydir'in karısı Rebab bint-ineyf gidip kalenin üzerinden bakınca, Yabani sığırı gördü. Kendi kendine "Ben, doğrusu yabani sığırın bu geceki gibi semiz ve etlisini görmedim!" dedi.

Ukeydir'e "seninde, bunun gibisini görmüşlüğün var mı hiç?" diye sordu.

Ukeydir "Hayır vallahi, görmemişimdir?" dedi.

Rebab "Bunu, görüp te kendi haline bırakabilecek bir kimse var mıdır?" diye sordu.

Ukeydir "Hayır! Onu, hiç kimse bırakamaz?" Vallahi, ben bu geceden başka hiç bir gecede bize yabani sığır geldiğini görmemişimdir. Ben, onları yakalamak istediğim zaman, bir ay veya daha çok zaman atlar besler, sonra da, üzerine biner, adamlar ve aletlerle birlikte avlamaya çıkardım." dedi.

Ukeydir Kalenin üzerinden indi, atına bindi. Kendisiyle birlikte ev halkından bazıları da, atlarına bindiler.

Ukeydir'in yanına katılanlar arasında kardeşi Hassan ile iki kölesi de, bulunuyordu.

Ellerinde kısa mızrakları olduğu halde, kaleden dışarı çıktılar.

Kaleden ayrıldıkları zaman, Hâlid b. Velid'in süvarileri atlarından hiç biri

Kişnemeksizin ve kımıldamaksızın onları gözetlediler.

Kaleden bir müddet uzaklaşınca, Ukeydir'in üzerine saldırdılar. Ukeydir'i yakalayıp esir ettiler.

Ukeydir’in kardeşi Hassan ise, teslim olmağa yanaşmayıp çarpışmağa kalkınca, kendisini vurup öldürdüler. Kölelerle ev halkından olanlar kaçıp kaleye girdiler.

Ukeydir'le Anlaşma Yapılışı

Halid b. Velid, Ukeydir'e "Sen bana kaleyi açtırıp feth ettirmek şartıyla seni, Rasülullah (s.a.v.) götürünceye kadar öldürülmekten korumayı üzerime alsam olur mu?" diye sordu Ukeydir: "Olur!" dedi.

Hâlid b. Velid, Ukeydir'le böylece anlaştı.

Arap kabilelerinin birer birer Müslüman olduklarını görünce, Dûmeli’ler,

Peygamberimizden korkmağa başlamışlardı.

Halid b. Velid, Ukeydir'i, bağlı olarak kalenin kapısına kadar götürüp yanaştırdı.

Ukeydir, ev halkına "Kalenin kapısını açınız!" diye seslendi.

Ukeydir'i, bağlı görünce, Ukeydir'in kardeşi Mudad, kapıyı açmaktan kaçındı.

Bunun üzerine Ukeydir, Hâlid b. Velid'e

"Vallahi onlar, benim bağlı bulunduğumu gördükçe, bana, kalenin kapısını açmazlar.

Sana, Allah adına and veriyorum. İstersen, sana, kaleyi feth ettirmek üzere, bağımı çöz! İstersen, kale halkı hakkında benimle anlaşma yap!" dedi. Halid b. Velid

"Seninle kale halkı hakkında anlaşma yapalım" dedi. Ukeydir:

"İstersen ben, seni hakem yapayım, istersen, sen beni, hakem yap! dedi. Halid b. Velid:

"Olur. Biz senin verdiğin şeyi kabul ederiz" dedi. Bunun üzerine

1. İki bin deve,

2. Sekiz yüz at,

3. Dört yüz zırh gömlek,

4. Dört yüz mızrak vermek ve

5. Ukeydir'le kardeşi, Peygamberimize kadar götürülüp hakkında Peygamberimiz tarafından hüküm verilmek üzere antlaştılar. Ukeydir'in bağı çözülüp kale kapısı açıldı.

Halid b. Velid, kaleden içeri girdi. Ukeydir'in kardeşi Mudad'ı bağladı. Teslim edilmesi kararlaştırılan ganimet malları teslim alındı.

Ganimetin Bölüştürülüşü

Peygamberimize, başkumandan hakkı olarak ganimet malları içinden bir şey seçildikten ve beşte bir hisse çıkarıldıktan sonra kalanların beşte dördü mücahidler arasında bölüştürüldü.

Ukeydir'in Cizye Vermek Üzere Sulh Oluşu Ve Kendisine Emân Fermanı

Verilişi:

Ukeydir'le kardeşi, Peygamberimizin yanına getirildiler.

Ukeydir'in boynunda altından Haç, sırtında da, atlastan elbise vardı. Musa b. Ukbe'ye göre: Peygamberimiz, onları müslümanlığa davet etti. Fakat yanaşmadılar Cizye ödemeğe razı oldular.

Peygamberimiz, Ukeydir'in ve kardeşi Mudad'ın kanını bağışladı. Cizye vermek üzere sulh oldu. Kendilerini serbest bıraktı. Ayrıca Peygamberimiz, onlara içinde emân ve sulh maddeleri bulunan bir de yazı yazdırdı ve onu mühürledi.

Ukeydir, Tebük'ten memleketine dönüp gitti. Bazı siyer kitaplarında Ukeydir’in sonraları Müslüman olduğu yazılmaktadır.

Bazı Hükümler

1. Cizye karşılığında düşmanla sulh yapmak caizdir.

2. Kitap ehlinden alındığı gibi, Arap müşriklerinden de cizye almak caizdir. (Ebu Davud Harac 3037 nolu hadisin tercümesi ve şerhi)

Bu yazı toplam 427 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Bayrak Arşivi