Uçakan’dan dev proje

Uçakan’dan dev proje

2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı katkısıyla Macaristan’da çekilmeye başlanan belgesel motor dedi. GÜL BABA TÜRBESİ Yönetmenliğini usta yönetmen...

2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı katkısıyla Macaristan’da çekilmeye başlanan belgesel motor dedi. GÜL BABA TÜRBESİ Yönetmenliğini usta yönetmen Kırıkkaleli hemşerimiz Mesut Uçakan'ın yaptığı belgesel, Osmanlı'nın bir dönem damgasını vurduğu coğrafyada batıda gittiği en uç nokta olan Estergon Kalesi'nden, Tuna nehrinin Karadeniz'e döküldüğü Sulina'ya kadarki Osmanlı’nın yapıtlarını anlatıyor. Ünlü yönetmen Mesut Uçakan tarafından çekilmeye başlanan belgeseldeki en çarpıcı noktalardan biri de Budapeşte’de ayakta kalan tek Türk eseri olan Gül Baba Türbesi. Ünlü bir Bektaşi dervişi olan Gül Baba, Macarlar tarafından ve bölge halkı tarafından da çok seviliyor. Hatta inanışa göre Macarlar için yeni doğan çocuklarını Gül Baba Türbesi’ne götürmek önemli bir gelenek haline gelmiş vaziyette. TUNA NEHRİ AKMAM DİYOR Gazi Osman Paşa'nın destansı Plevne savunmasının hatırasına bestelenen “Tuna Nehri Akmam Diyor” türküsüne gönderme yaparcasına bir belgesel çekiyor Tuna nehri boylarında: “Tuna Nehri Aksam Diyor.” Usta yönetmenin belgeselindeki en önemli yerlerden biri de hiç şüphesiz Estergon Kalesi... Çünkü Estergon, 3 Ağustos 1543 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlılara geçince, Türklerin Batı'da yerleştiği en ileri karakol unvanını kazanmış. BELGESEL MACARİSTAN’DA ÇEKİLDİ Belgeselin Macaristan’daki çekimleri hakkında bilgiler veren ünlü yönetmen Mesut Uçakan, belgeselde Tuna Nehri'ni bir gelin, İstanbul'u da bir İstanbul beyefendisi olarak alegorik bir tasvirle ortaya koyuyor. Uçakan, “Tuna boylarında pek çok kent bir dönem bu yöreye damgasını vuran Osmanlılar tarafından imar edildi. Birçok kentte altyapılar, minareler, hanlar, hamamlar ve medreseler yapılmış. Ama bugün çekimler için geldiğimiz ve gördüğümüz vakit bu yerlere yapılan eserlerin büyük bir kısmı yıkılmış. Ortada yok edilmiş bir tarih var. Buna dikkat çekmek ve bu noktadaki donmuş idrakleri ‘donmuş bir Tuna’ sembolüyle vermek istedik. İnanıyorum ki çalışma bittikten sonra güzel bir eser ortaya çıkacak” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.